Evde kal.
Ve lanet olası bir şampiyonluk kazan.
Fakat her şey sırasıyla. Biraz geriye gidelim.
Bir Piston, bir lider, bir kazanan veya Big Shot olmandan öncesine gidelim.
Biliyorum musun? Hatta oyun kurucu dahi olmadığın zamanlara gidelim.
Gel altı buçuk yıl öncesine, Boston’da kötü tıraşlı ve çaylak kontratlı olduğun 21 yaşındaki zamanlarına gidelim.
Hadi gidelim… Şimdi. Bunu okurken.
1997’deyiz.
Niye 1997? –Kötü haberlerim var dostum.
Takas ediliyorsun.
Biliyorum Chaunce, biliyorum.
Herkes katılıyor –her şeyin içine edildi. Sen sadece bir çaylaksın ve herhangi bir çaylak da değil: Birkaç ay önce NBA Draft’ında üçüncü sıradan seçildin. Üçüncü sıra. Üçüncü sıra seçimleri genelde sezon ortasında takas edilmezler. Bu gerçekleşmez.
Fakat, bu oldu.
Bu komik –kariyerinin kalanı boyunca, insanlar Koç Pitino ile kötü bir ilişkin olduğunu hayal edecekler. Fakat gerçek şu ki ikiniz çok iyi anlaşıyorsunuz. Ve sana ne söyleyeceğim: Takas gerçekleştiğinde Koç Pitino –en azından- sana karşı dürüst olacak. En azından bunu yapacak.
(Bu bazı genel menajerlerden göreceğinden çok çok daha iyisi.)
Koç seni kenara çekip, takımı playofflara ulaştırmak için büyük bir baskı altında olduğunu söyleyecek –takımla ilk yılı olmasına rağmen. Sana rekabet edebilmek için takımın veteran bir oyun kurucuya ihtiyacı olduğunu düşündüğünü söyleyecek. Sana Kenny Anderson’un büyük bir fanı olduğunu söyleyecek –bilmiyorum, tahminen bütün New York olayı. Sana ileride senin mükemmel bir oyuncu olacağını hissettiğini söyleyecek –fakat üzerindeki baskı ve elindeki kadroyla yapması gerekeni yapacak.
Takasın gerçekleştiğini öğrenmek tamamen bir şok oldu. Bir uyarı yok, hiçbir şey yok. İhanet edilmiş, kafası karışmış ve yaralanmış hissedeceksin. Hiçbiri iyi olmayan bir sürü şey hissedeceksin.
Fakat sana tavsiyem: Sakın utanç duyma.
Biliyorum bu kulağa çok büyük bir şeymiş gibi gelmiyor. Ve biliyorum ki söylemesi yapmasından çok daha kolay. Fakat bunu aşacağın yol basketbolu geçimini sağlamak için oynadığını hatırlamak olacak Chauncey.
Ve sonra kafanı dik tutacaksın.
Bunu utanç duymadan aşacaksın. Ve bu konuda utanç duyulacak hiçbir şey olmadığını anlayarak.
Ve ayrıca sana söyleyebileceğim şu:
Bu takas aslında arkasında bir bereketi barındırıyor. O zaman böyle gözükmeyecek –aslında dürüst olmak gerekirse çok uzun bir zaman böyle gözükmeyecek.
Fakat sana söz veriyorum bu bir lütuf olacak.
Sen sadece sabırlı olmalısın.
Bu arada Chaunce, bu yol kesinlikle kolay değil: Bu zor olacak.
Kendi başına basketbolun vahşiliğinde olacaksın. Boston’dan Toronto’ya… Toronto’dan Denver’a
“Gelecek vaat eden’’ oyuncudan “Yolculuk adamına” iki yıldan kısa bir sürede.
En azından bir şekilde algı böyle olacak.
Yanlış algıların nasıl başladığı gerçekten çok çılgınca.
7/24 takip edilen bir ligde, kudurmuş bir fan kitlesi ve gelişen medyanın da etkisiyle algı her zaman değişik bir şey olacak. NBA’de her şeyin bir hikayeye ihtiyacı vardır –bir dedikodu, bir etiket, ne olursa olsun. Biliyorum bu gibi zamanlarda bu gerçekten berbat. Keşke bunun hakkında da bir önerim olabilseydi. Fakat bu, kabul etmen ve yoluna devam etmen gereken şeylerden biri. Algı seni birkaç kez ısıracak Chaunce. Bu gerçek.
Sana bir örnek vereceğim.
Denver’da Koç Mike D’Antoni için oynayacaksın. Bu Koç D’nin övgüler aldığı Phoenix yıllırından ve yedi saniye veya daha azından önce olacak –fakat o aynı deneysel yapıda ve sıradanın dışına çıkmaya çalışan bir tip olmaya devam edecek. Hala daha iyi bir oyuncu olan veteran ve takmın sabitlerinden Nick Van Exel de takımda olacak.
Fakat Koç D’nin bir fikri olacak.
“Biliyor musnuz, boş verin. En iyi iki oyun kurucumu aynı anda oynatacağım. Bir veya iki pozisyonları umurumda bile değil. Oyunu oynayan adamlara ihtiyacım var.” diyecek.
Ve sen bu teklifi kabul edeceksin.