Pınar Karşıyaka Türkiye Basketbolu’nun en önemli markalarından beri. Mazisi Beko Basketbol Ligi’nin bir adım öteye geçip Avrupa’nın en iyilerinden olmak için hamle yaptığı günlerden çok daha öncesine dayanıyor. İyi günleri de oluyor, kötü günleri de. Ama her zaman Pınar Karşıyaka burada. Benzersiz taraftarı, vaha gibi ışıldayan altyapısı ve isabetli yabancı transferleriyle kendi karakteri olan ve bu karakteri yıllardır lige yansıtan istikrar sembolü bir takım.
Pınar Karşıyaka’nın dümeninde 2 sezondur bu ligin bir başka istikrar sembolü Ufuk Sarıca. Oyunculuğu döneminde sahaya her maç elinden gelenin en iyisini vereceği konusunda kimseyi hayal kırıklığına uğratmayan Ufuk Sarıca, Pınar Karşıyaka’nın başarı ivmesini iki sezondur istikrarla yukarı taşıyor. Geçtiğimiz sezon Eurochallenge Finali ve Bbl Play-off’unda yarı final başarısının ardından bu sene Ankara’dan İzmir’e Türkiye Kupası’yla döndüler. Pınar Karşıyaka’nın bu başarısının arkasında yatan hikayeyi ve daha fazlasını Ufuk Sarıca ile konuştuk.
Müzesinde Şampiyonluk ve Cumhurbaşkanlığı Kupası olan Pınar Karşıyaka Türkiye Kupası kazandırma başarısını Ufuk Sarıca yönetiminde yaşadı. Henüz ikinci senesinde böyle köklü bir kulübe bu başarıyı yaşatmak nasıl bir his? Ufuk Sarıca bunun gurur verici olduğunu ve etkisini hala yaşadıklarını belirtiyor.
“Pınar Karşıyaka’nın daha önce kazanmadığı bir kupaydı. Türkiye Kupası bir ilk oldu. Bunu bir ekip olarak kulübe kazandırdık. Hala bunun gururunu yaşıyoruz. Kulüp ve taraftar olarak hepimiz büyük bir sevinç içindeyiz. Kendi adıma da son derece gururlu olduğumu söylemek istiyorum.”
Başarı inanç sağladı
Ufuk Sarıca ile Pınar Karşıyaka her gün biraz daha üste koyarak ilerliyor. Türkiye Kupası bu başarı sürecinin sadece bir başka halkası. Karşıyaka geçtiğimiz sezonu EuroChallenge Kupası’nda final ve Bbl Play-Off’larında yarı final oynayarak tamamlamıştı. Ufuk Sarıca’ya göre bu başarılar takıma olan inancın artmasını sağladı: “Geçtiğimiz sene dramatik bir Eurochallenge finali oynadık, Fenerbahçe’yi çeyrek finalde eledik ve yarı finale yükseldik. Kulübün içindeki inanç arttı. Hedefimizi daha yukarı koymamızı sağladı. Bu sonuçlar sayesinde kulübün dışında olup size inanmayan insanlar da size katılıyorlar.”
Başarılar yeni hedefleri etkiliyor, yeni hedefler de bütçeleri. Pınar Karşıyaka da geçtiğimiz sezon kazandığı başarılardan sonra hedeflerini daha yükseğe koydu, bu hedefleri yakalamak için bütçesinde değişikliklere gitti. Ufuk Sarıca bu sezon hedef ve bütçe dengesini tam olarak kuramadıklarını ve bunu sağlamak için kulübün yan sponsorlara ihtiyacı olduğunu belirtiyor.
“Bütçenizi hedef gösterecek şekilde arttırabilmeniz lazım. Ben bir anda bütçe büyük rakamlara çıksın demiyorum. Adım adım yukarı çekmek lazım. İnsanların ilgisi, inancı arttıkça bu da artıyor. Bütçede faktör olan etkileri arttırmak lazım. Pınar ile uzun süreli bir ilişki var. Ama yan sponsorlar da lazım. Geliri hedeflere giderken lazım olan gücü arttırmak lazım. Geçen sene bunu tam olarak yapamadık.”
“Eurocup hedefimizi tutturduk”
Pınar Karşıyaka’nın Eurocup serüveni son 32’de sona erdi. Ufuk Sarıca sezon başında koydukları Eurocup hedefini tutturduklarını belirterek, dar kadro rotasyonu ve sakatlıklara vurgu yapıyor. Üç kulvarda ilerleyen Pınar Karşıyaka’nın dar kadrosu, özellikle sakatlık sorunları sebebiyle çok yıprandı.
“Eurocup için ilk hedef son 32’ye kalıp yapabilirsek ilerlemekti. Kadroya ve rotasyona bakarsak hafta arası-haftasonu maçı yapıyoruz aylardır. Bbl gibi herkesin herkesi yenebildiği denk bir ligi, Türkiye Kupası’nı ve Eurocup’ı bir arada götürebilecek bir rotasyona sahip değiliz. Eurocup’ın ikinci grubunda 6 maçın 5’ini 3 yabancıyla oynadık. Türk oyunculardan sakatlık oldu. Dar rotasyonda sakatlık önemli bir kayıp oluyor. Son maça kadar getirdik, son 16’ya da kalabilirdik. Elenen takımlara baktığımızda önemli takımlar arasında elenenler var. Bu bakımdan erken elendiğimizi düşünmüyorum. Burayı geçsek sürpriz olurdu.”
“Kısa oyuncu transferi yapmak istiyoruz”
Eurocup vedası Pınar Karşıyaka’nın Beko Basketbol Ligi’ne daha fazla konsantre olmasını sağlayacaktır. Ufuk Sarıca da dar rotasyona vurgu yaparken bunun da altını çiziyor. Takımın daha fazla dinlenme ve çalışma imkanı olacak. Ufuk Sarıca sezon başında koydukları lig hedeflerini yakalamak için bir yabancı transferiyle ilgilendiklerini belirtiyor.
“Tek kulvar kaldı. Haftada bir maça düşeceğiz. Daha fazla dinlenme, çalışma imkanımız olacak. Kadromuz sıkıntılardan arınacak. Ama sezon başında koyduğumuz hedefleri yakalamak için bir yabancı transferi yapabiliriz. Kısa rotasyonuna takviye yapmak istiyoruz.”
“Karşıyaka taraftarı önemli bir güç”
Oyunculuğu döneminde 6 ay Pınar Karşıyaka forması giyen Ufuk Sarıca, kariyerinin çoğunu İzmir temsilcisinin rakibi olarak geçirdi. Hem oyuncu, hem de antrenör olarak Pınar Karşıyaka taraftarının karşısında parkeye çıktı ve kazanmak için mücadele etti. Bugün Bbl’nin en önemli itici kuvvetlerinden olan Pınar Karşıyaka taraftarının desteği ile maça çıkan Sarıca, seyircinin sağladığı gücün İzmir’i seçmesinde önemli bir etken olduğunu belirtiyor.
“Pınar Karşıyaka taraftarı büyük bir güç. Karşıyaka ile anlaştığımda bana hedefimin ne olduğunu, İzmir’e neden geldiğimi soruyorlardı. Ben de onlara bu kentin bir basketbol şehri olduğunu söylüyordum. Karşıyaka forması da giymiştim ama kısa süreli olduğu için enerji bu kadar yoğun değildi. Şu anda iki sezon sonucunda ortaya çıkan bir sıcak diyalog ve sinerji var. İzmir’de maçlar kimse için kolay değil. Bu gücü arkamızda hissetmek önemli bir avantaj.”
“Hedefim Türkiye şampiyonluğu”
Ufuk Sarıca baş antrenör olarak henüz yolun başında. Önünde uzun bir kariyer var. Kafasında hem Pınar Karşıyaka, hem de kendisi için koyduğu hedefler bulunuyor. Kısa vadeli hedefleri içinde en önemlisi Pınar Karşıyaka ile Türkiye şampiyonluğu kazanmak. Sonrasında Euroleague… Peki, ya sonrası?
“Euroleague’de iyi bir takımla Final Four oynamak ve şampiyon olmak bir antrenörün kendisine koyabileceği en önemli hedef. Her Türk antrenör için Milli Takım’ı çalıştırmak önemli bir gururdur ve hedeftir. Son olarak İtalya veya İspanya’da önemli bir takımda antrenörlük yapmak isterim.”
Kaynakça;
Röportaj: Seyda Can Yılmaz & Şansal Kulabaş
Kamera: Kubilay Öztürk
Fotoğraflar: Ahmet Tokyay