NBC Sports ekibinden Joe Posnanski’nin Gregg Popovich hakkında yazdığı bu yazının çevirisi bu bölümle sona eriyor. Önceki iki bölüm için:
(http://trendbasket.net/2013/07/09/gregg-popovich-kabadayi-dost-ve-kazanan-1/)
(http://trendbasket.net/2013/07/11/gregg-popovich-kabadayi-dost-ve-kazanan-2/)
Gregg Popovich’e soru sorma kuralları madde 5: Ona asla koçluk tavsiyesi vermeyin ve bilmişlik taslamayın. Bundan hoşlanmaz.
Örnek (Golden State maçından önce muhabir soruyor): Sizce böyle genç bir takıma karşı maçın başında farkı açmak iyi bir şey mi?
Pop: Fark açmak nasıl yapılır bilmiyorum. Öğrenirsen bana da söyle.
***
Popovich ilgiye tenezzül etmez. “Hayır benim değil oyuncuların başarısı” diyen tipte bir koç değildir. Popovich özel bir adamdır. O gerçekten şöhrete ilgi duymayan ve övgüye alerjisi olan bir adamdır. 2012’de yılın koçu seçildiğinde – muhteşem kariyerinde sadece ikinci kez – bundan o kadar rahatsız oldu ki bazı arkadaşları Pop’ın ödülü geri çevireceğinden korktu.
Bu Pop’ın takımı koruma yollarından biri. Spurs sıkıcı ve kamera karşısında utangaç bir takımdır. İlgiyi üzerlerine çekmek için hiçbir şey yapmazlar. Herhangi bir NBA hayranına sorun. Muhtemelen şu kelimeleri içeren cevaplar alacaksınız: Hantal, işçi gibi, fiziksel, kirli, niteliksiz, renksiz, kokusuz.
Tabi ki saha içine baktığımızda bunun başlangıcı takımın yıldızı Tim Duncan. Muhtemelen NBA ve spor tarihinin en sıkıcı büyük oyuncusu. Daha canlı görünen Ginobili ve Parker’a ve çalkantılı oyunlarını simgelercesine siyahla beyazı karıştırıp elde edilen gri formaya rağmen…Genç oyuncular bile buna engel olamıyorlar. Eğer uyum sağlayamazlarsa –yakın zamanda Stephen Jackson’da olduğu üzere – takımdan ayrılmak durumunda kalıyorlar.
Tim Duncan “Biz kim olduğumuzu biliyoruz” diyor ve bunda da haklı. Stil evrimleşse de bazı anahtar kelimeler – paylaşımcılık, hareket, sertlik, takıma adanmışlık- olduğu gibi kalıyor. Spurs bu sezonla birlikte 14 sezon üst üste 50 galibiyetin üstüne çıktı. Bu bir NBA rekoru. On beş sezon önce Spurs 50 galibiyet alamadı çünkü lokavt nedeniyle lig 50 maç üzerinden oynanmıştı.
Larry Brown “Bu iş bu kadar zor olmamalı” diyor. “San Antonio’da yaptıkları aslında herkesin yapması gereken şey. Takımın sahibi olan bir ekip, yöneten bir ekip bir de teknik ekip var. Oyuncuların hepsi aynı kafa yapısında ve birbirleri için en iyisini yapmaya çalışıyorlar ve aynı yöne gitmek istiyorlar.”
“Bu NBA’de beni en çok çıldırtan şey. San Antonio’dan başka bir yerde bu türde bir bağlılık göremiyorsunuz. Burada sadece güven var. Egolar yok. Kimse övgü almak için çabalamıyor. Hepsi sadece kazanmak istiyor.”
Brown burada iç geçiriyor ve aynı zamanda SMU’da koçluk yapıyor.
“Bunun neden bu kadar zor olduğunu gerçekten anlamıyorum. Belki de Pop bunu kolay gösteriyordur. O spor tarihinin en az hakkı verilen koçu.”
***
Gregg Popovich’s soru sorma kuralları madde 6: Soru ne olursa olsun. Cevabı dikkatle dinleyin.
***
Bazen Pop’ın dili sürçer ve kendini ele vermesine neden olur. Belki de sürçme değildir. Belki de insanların dikkat edip etmediğini denemek istiyordur. Ancak biri ona Tony Parker’ın yeteneklerinin gelişeceğini nasıl anladığını sorarsa Popovich ilham verircesine: “Bazen oyuncunun espri anlayışına dikkat etmeniz gerekir. Bu uzun bir sezon“
Şimdi bu muhteşem düşünceyi gördünüz mü? Hiçbir koç ya da gözlemcinin bir oyuncuya bakarken espri anlayışına dikkat ettiğini duydunuz mu? Ancak bunun hakkında biraz düşünürseniz çok mantıklı gelecek. Bu UZUN bir sezon, yani bu espri anlayışı oluşabilecek problemleri önleyebilecek ve oyuncunun NBA çılgınlığıyla mücadele etmesini kolaylaştıracak.
Eğer biri Popovich’e playoff’ta şu veya bu takımla karşılaşmak isteyip istemediğini sorarsa Pop omuz silker ve Spurs’ün kimliğinden vazgeçmeyeceğini söyler. Bu çok önemli bir nokta: Koçlar –Pop da bunlara dahil – ufak detaylar üzerinde çokça düşünüp basit düşünmekten uzaklaşırlar.
Eğer Pop’a takımının kötü performansı ve playoff’ta ne yapacaklarını sorarsanız. “Bu hatalar oyunu. Hiç kimse mükemmel değil. Sadece çalışmanız ve tekrar etmeniz gerekir.” Bu üç cümlede çok fazla şey var. Duvarınıza asabilirsiniz.
Jeff McDonalds 6 yıldır San Antonio Express gazetesinde Spurs muhabirliği yapıyor. Deplasman muhabirliği konusunda da camiada özel bir yere sahiptir. Bu sayede Pop’ın basın toplantılarına herkesten çok şahit olmuştur. Jeff Pop’ı sevdiğini ve basketbol camiasındaki en zeki insan olduğunu söylüyor.
Bu, Jeff’in Pop’ın hallerine çıldırmadığı anlamına gelmiyor. Onun huysuzluğuna, isteksizliğine o da sinirleniyor. Ancak ‘Bildiğiniz Pop işte’ deyip geçiyor.
Ancak o Pop’da başka bir şey olduğuna inanıyor. Bazen Pop’a soru sormayı beklerken aklındaki soruyu yeterince iyi ifade edemediğini düşünüp vazgeçebiliyor. Bunun yerine daha iyi, zekice bir soruyu bulup onu soruyor ve nadiren, ama çok nadiren Pop’dan şu yanıtı alıyor: “Güzel soru.”
Ve bu olay gerçekleştiğinde Jeff birden bire kendini iyi hissediyor. Genellikle bu konuda iyi hissetmek istememesine rağmen. Çünkü Pop’ın bu tavrı onu motive ediyor. Bu Pop’ın bir yeteneği. Ne kadar sızlansa da, homurdansa da, bağırsa da, South Park sessizliğine bürünse de, önünde sonunda Pop hiç değişmeyecek. Ancak etrafındaki herkes Pop’ı mutlu etmek için daha çok çaba sarf edecek.