NBA kariyerinin ardından Avrupa’da yeni bir beyaz sayfa açan FC Bayern Münih’in yıldızı Greg Monroe, TrendBasket ekibinden Barış Cevahir’in sorularını yanıtladı.
Röportaj: Barış Cevahir
Çeviri: Kemal Rutkay Özcan
EuroLeague ve Avrupa basketbolunda yenisin. Burası hakkındaki ilk notların ve görüşlerin neler oldu?
“O kadar da farklı değil. İnsanlar arada çok büyük bir fark varmış gibi görmeyi seviyor ama NBA’den gelen biri olarak ben böyle olduğunu düşünmüyorum. Söyleyeceğim ilk şey temponun Avrupa’da biraz daha düşük olduğu. Oyunun hızı ve savunmada pota altındaki sertlik aklıma farklılık olarak gelen iki şey. Bunların dışında bir fark yok. Buradaki oyuncular da oldukça üst seviye.”
Münih’te yeni yaşamın nasıl?
“Münih’teki hayatım eğlenceli, burası harika bir şehir. Burada geçirdiğim zaman boyunca şehrin tarihini ve kültürünü öğrenmeye çalışıyorum. Buradaki insanlar harika. Münih’in şu anda tadını çıkarıyorum.”
Herkes fiziğin hakkında konuşuyor. Greg Monroe, Avrupa’da boyalı alanda etkili işler yapabilir diyorlar. Bunun üzerinden rolün hakkında ne söylemek istersin?
“Ben sadece takımımın olabildiğince çok maç kazanmasına yardımcı olmaya çalışıyorum. Güçlü yanlarımı öne çıkaracak şekilde oynuyorum. Takım olarak da en iyi yanlarımızı gösterecek, herkes için işleyecek bir düzeni oluşturmak ana odağımız. Koç [Radonjic] herkesin güçlü yanlarını ortaya çıkarmasını sağlıyor, bireysel ve takım olarak kazanmamızı sağlayacak şeyler yapmasına dikkat ediyor.”
Lise koçun Tyrone Muzon’un söylediği bir sözü gördüm. Lisede çok sıska bir çocuk olduğunu söylemiş. Şimdi ise sana “Moose* Monroe” diyorlar. Fiziksel gelişimin hakkında ne söylemek istersin?
“Salonda çok sıkı çalıştım. Profesyonel olarak oynamak için güçlenmeniz gerek. Liseden koleje, kolejden profesyonelliğe geçiş için güçlenmelisiniz zira seviye atladıkça karşınıza daha zeki, daha güçlü oyuncular çıkıyor. Bu herkes için böyledir; olabildiğince başarılı olmak için olabildiğince etkili olmanız gerek.”
*Moose: Sığın.
Son dönemde birçok takım değiştin. Takaslandın ve çoğu bir yıl içerisinde gerçekleşti. Şimdi yeni bir beyaz sayfa var önünde. Son dönemdeki kararlarından bazılarının yanlış olduğunu düşünüyor musun?
“Verdiğim kararların yanlış olduğunu düşünmüyorum. Bu kararlar NBA’in iş tarafıyla alakalıydı. Bu yüzden bunları doğru veya yanlış olarak yorumlamıyorum; NBA’de işler böyle yürüyor. Bu da işin bir parçası. Bu tip durumlar ilk değildi ve son da olmayacak.”
Celtics’te oynadığın süreçte bir maçta triple-double yapmıştın. Celtics’te son olarak triple-double yapan pivot Robert Parish’ti. O da 1987 yılındaydı. Bir benzerini EuroLeague’de beklememiz gerekiyor mu?
“Olursa olur. O maçta hepimiz bir ritme girmiştik ve triple-double yaptım. Bunu kovalamaya çalışmıyordum; maç kazanma çabamızın ortasında oluşmuş bir durumdu sadece. Elbette EuroLeague’de bir triple-double yapmak beni mutlu eder ancak sahaya çıktığımda aklımdaki tek şey kazanmak, istatistik kovalamak değil.”
Pistons’ta ise “10” numaralı formayı giyen son oyuncusun. Çünkü sen 10 numaralı formayı giyerken Dennis Rodman’ın 10 numaralı forması emekli edildi. Bu durum nasıldı? Biraz bahseder misin?
“Ben Detroit’te oynuyorken forma numaramı emekli ettiler. Numaramı giymeye devam edebilir miyim diye Dennis’e sordum ve bana izin verdi. (Gülüyor) Şimdi 10 numara sonsuza dek tavanda asılı duracak. Bunu kesinlikle hak etti. Orada oynamak eğlenceliydi. Ve Dennis’e orada kaldığım süre boyunca forma numarasını giymemi sorun etmediği için minnettarım.”
Çok zor bir EuroLeague sezonu. Real Madrid, Fenerbahçe gibi devler sezon başında sorunlar yaşadı, yaşıyorlar. Bayern forması altında EuroLeague’deki hedeflerin hakkında ne söylersin?
“Hedefimiz elbette kazanmak. Playofflara kalmak, Final Four’a ulaşmak… Hedefimiz bunlar. Kaybetmeyi kabul etmiyorum. Ben bir rekabetçiyim ve takım arkadaşlarım da öyle. Elde edebileceğimiz en büyük başarıyı kazanmaya çalışıyoruz. Bunun için her maça ayrı ayrı bakmalıyız, her maçı ayrı ayrı kazanmaya odaklanmalıyız. Sezonun sonunda ne olacaksa olur ama ben her şeyi kazanmak istiyorum.”
Son olarak birçok Amerikalı, NBA’de oynamayı hedefliyor şu günlerde. Senin oraya dönme gibi bir planın var mı?
“Buna zamanı geldiğinde karar vereceğim, seçeneklerimi o zaman değerlendireceğim. Doğru fırsat kendini gösterdiğinde onun benim için en iyisi olup olmadığına bakacağım. Bu fırsat burada da olabilir, ABD’de de.”