Zorlu bir sezon başlangıcı, doludizgin geçen ikinci yarı, yıkılmaya ramak kala geçen bir playoff senaryosu… Efes tüm bunlardan geçerek, düşe kalka Final Four’a uzanmış ve yarı finalde CSKA Moscow ile eşleşmişti. Final Four öncesinde herkes, -hâliyle- tek hedefin şampiyonluk olduğunu söylerken Koç Ergin Ataman ise net bir dille “Biz şampiyon olacağız.” diyordu.
Herkes büyük bir ciddiyet ve hazırlıkla Final Four’u beklerken temsilcimizin yaşadığı vize krizi takımda bir şok etkisi yaratmıştı. Almanya hükümeti, Köln Valiliği ve Türk Dışişleri Bakanlığı devreye girse bile yayıncı kuruluş ve sporcu ailelerinin ülkeye girişine, takımla beraber Köln’e gelişine izin vermemişti. Bu durumdan Final Four’un açılış toplantısında bahseden Koç Ataman, her zamanki gibi açıksözlülüğünü konuşturmuş ve herkesin önünde “Final four ile ilgili görüşlerimden önce hayal kırıklığımı paylaşmak istiyorum. Bu basın toplantısında maalesef yayıncı kuruluşumuz ve birçoğumuzun ailesi burada değil. Çünkü vize verilmediler.” ifadelerini kullanmıştı.
Yürekleri ağza getiren CSKA Moskova maçı
Bu kararın hem koçta hem de oyuncularda hayal kırıklığı yarattığını tahmin etmek güç değildi. Bunu bir motivasyon kaynağı olarak kullanan temsilcimiz, yarı finalde CSKA karşısında maçı baştan sona üstün götürse de son çeyrekte yine Real Madrid maçındaki senaryoyu yaşamıştı. Hücumda kilitlenen ve kendi oyununu oynamak yerine gözünü tabelaya diken temsilcimiz, üçüncü çeyrekte fark 20’ye çıktığında rotasyon da yapmayınca fiziksel yorgunluk da etkisini göstermişti. Bu senaryo yaşanırken maçın MVP’si Micic’in beş faulle kenara gelmesi bir kez daha “acaba” dedirtmiş ve yürekleri ağza getirmişti.
Maç içinde bir anda mental olarak dibe çöken Larkin, Micic’in yokluğunda sorumluluk alması beklenen isimdi. Larkin ilk etapta çok basit hatalar ve airball atışlar ile yokları oynarken temsilcimiz, bu süreçte Beaubois ile son anları sürüklemişti. Larkin’in sahne alacağı yer ise son ribaunddu. Evet, CSKA’ya karşı bunu söylemek çok manidar ama temsilcimiz son ribaundu Larkin ile epik bir şekilde almış, CSKA’nın yanlış son hücum tercihlerini lehine çevirerek de baştan sona önde götürdüğü maçı kazanmasını bilmişti.
Bu maç sonunda yine mutlu olmadığını söyleyen Koç Ataman, “Son çeyrekteki oyunumuzdan dolayı muhtemelen Türkiye’de birçok insan kalp problemi yaşadı.” diyerek de bizlerin ve taraftarların durumunu özetlemiş ve doğru bir tahminde bulunmuştu.
Şampiyon Anadolu Efes!
Finalden önceki gün düzenlenen basın toplantısında, yarı finalde mental olarak dibe çöken Larkin’e olan güvenini bir kez daha dile getirmiş ve yıldız oyuncuyu final maçı için motive etmeyi hedeflemişti. İşin önemli noktası, Ataman’ın söylediklerinde doğruluk payı olmasıydı. Son saniye basketiyle finale yükselen FC Barcelona’ya karşı her maç coşan Shane Larkin’e güvenmek kimsenin sorgulamayacağı bir şeydi. Aynı zamanda sezon içinde Barça ile oynanan iki maç da kazanılmış ve normal sezondan gelen bir psikolojik üstünlük elde edilmişti.
Ama kalp kırıcı son çeyrek senaryosunu bu kez yarı finalde yaşayan Anadolu Efes mi yoksa son saniye basketiyle finale yükselen FC Barcelona mı mental olarak daha güçlü taraf olacaktı?
Bunun cevabı belliydi. Her olumsuzluğu motivasyon kaynağı olarak kullanabilmeyi sezon içinde zor yoldan öğrenen Efes, finalde de nefes kesen maçta Barça’ya şans tanımadı ve ikinci finalinde ilk EuroLeague şampiyonluğuna uzanarak kupayı 2017’den sonra bir kez daha ülkemize getirdi. Koç Ergin Ataman ise bunu başaran ilk Türk antrenör olmasının yanında EuroChallenge, EuroCup ve EuroLeague’i kazanmayı başaran ilk antrenör oldu.
Yarım kalan görevi en kötüyü ve en iyisini gördüğü zorlu bir yoldan geçerek tamamlayan Anadolu Efes, bu dönemden önceki altın çağında olduğu gibi bir kez daha milyonları sevince boğdu ve en başından hedeflediği zirvedeki yerini aldı.
Şimdi bir kez daha: Şampiyon Anadolu Efes!
Engebeli kupa yolu
yaziyi cok begendim. gayet güzel olmus. 🙂