Sezonun ikinci yarısında yakaladığı momentum ile 11. sıradan kendini kurtarıp ev sahibi avantajını alacak konuma gelen Anadolu Efes, playoff’ta buraları oynamayı iyi bilen ama eksik Real Madrid ile eşleşmişti. Eşleşmenin favorisi hem form durumu hem de rakipteki eksik isimler nedeniyle kuşkusuz temsilcimizdi.
Serinin ilk iki maçında kimseyi yanıltmayan ve rakibine iki maçta toplam 50 sayı fark atan Anadolu Efes, amiyane tabirle maçları güle oynaya kazanmış ve maçların ilk yarısındaki kısmi zorluk hariç neredeyse hiçbir zorlukla karşılaşmamıştı. Herkes işlerin bundan sonra daha kolay geçeceğini ve İspanyol devinin süpürüleceğini düşünmeye başlamıştı.
Efes, Madrid’deki ilk maçta rakibinin basit ama bir türlü tam anlamıyla çözemediği alan savunmasına karşı akıcı hücum etmekte problemler yaşadı. Temsilcimiz buna rağmen maçın son çeyreğine 10 sayı farkla önde girmişti. Son çeyrekte Usman Garuba üzerinden ikili oyun ve birebir oyun ısrarı, rakibin geri dönüşüyle sonuçlanmış ve Sergio Llull de maçın sonuna etki etmişti.
Madrid’deki ikinci maç ve sonrası
Madrid’deki ikinci maç ise kabus gibi başlamış ancak başlangıçta 17-0’lık seri yemesine karşın devre 36-47 önde kapatılmıştı. Rakibin savunma kurgusu aynıydı ancak temsilcimiz tarafında çarklar işliyor görünüyordu. Son çeyrekte 13 sayılık üstünlüğü yakalayan temsilcimiz, yine aynı senaryoyu yaşamış ve bu kez Garuba liderliğindeki rakibinin geri dönüşü önleyemeyerek işleri zora sokmuştu. Son saha içi isabetinin 7:20 dakika kala gelmesi, ilk etapta bu kadar rahat giden bir serinin beşinci maça uzaması bir kez daha “acaba” sorusunu gündeme getirmişti. Üstelik temsilcimiz neredeyse serideki her maçın yüzde 90’ını önde götürmesine rağmen…
Beşinci maç da sallantıda geçmiş ancak Singleton’ın sahne alışı, hücumda onun konumlandırıldığı pozisyon ve savunmadaki eforu beşinci maçı sürükleyen yegâne faktör oldu. Simon ile maçı çözen ve son sözü söyleyen Efes, kabustan kurtulmuş ve üst üste ikinci kez Final Four’a adını yazdırmıştı. Seriyi 3-0 ile kazanmaktansa bu tip meydan okumalara karşı kazanabilmek, şampiyon takımların kendini sınamasına da olanak verir. Bu açıdan Real Madrid serisinin kazanımları olacaktı. Öyle ki beşinci maç sonunda mutsuz olduğunu söyleyen Koç Ergin Ataman, Real Madrid serisinden “dersler alacaklarını” söylemiş ve “öğretici” bir seriyi geride bıraktıklarını ima etmişti. Bu maç sonu tutulmasının tekrarının yaşanmasını istemiyordu.
yaziyi cok begendim. gayet güzel olmus. 🙂