Geçen senenin sona ermesiyle ilk kıvılcımlarını veren ve yaz döneminde kontrat süresi ve değeri konusunda anlaşılamaması üzerine iyice alevlenen Bulls – Deng ayrılığı sonunda gerçekleşti. Öncelikle şunu belirteyim, bu yazıda “vefa,arkadaşlık,birlik duygusu” ekseninde yorumlar olmayacak.Amacım,olabildiğince pragmatik açıdan bu takası değerlendirmek. Takası değerlendirmeden önce, çok kısa üzerinde anlaşılamayan malum kontrattan bahsetmek istiyorum. Yahoo Sports ‘un meşhur yazarı Adrian Wojnarowski ‘nin verdiği habere göre, Bulls’un Deng’e önerdiği son kontrat 3 yıllık ve 30 milyon dolar değerinde. Açıkcası bana biraz mantıksız,hatta argo tabirle “çakalca” geldi bu teklif. Kariyerinin 10. senesini yaşayan Deng,bu süreçte oynayabileceği maçların 82% ‘ini oynamış 28 yaşında bir oyuncu. 82% , çok etkileyici bir rakam olmasa da, devamlılık konusunda soru işaretleri yaratmayan bir oran.Ayrıca Thibodeau döneminde oyuncuların fiziksel olarak ne kadar zorlandığını da düşünerek değerlendirmek gerekir bu oranı. Bunun haricinde Deng, Thibodeau’un ısrarla takımda tutmak istediği,onun sistemi için çok fazla öneme sahip bir oyuncu. Saçma sapan bir sürü kontrat gördüğümüz ligde, Deng’in kontratının hem daha uzun hem de daha değerli olmasını beklerdim ben açıkcası. Deng de benim gibi düşünmüş olacak ki, ayrılmak istemediğini birkaç kez belirttiği Chicago’dan bu kontratı reddederek ayrıldı.
Cleveland Cavaliers, sene başında kontrollü kumar[1] oynadığı Andrew Bynum’u ve 3 adet draft hakkını[2] göndererek All-Star kısa forveti kadrosuna kattı. Öncelikle Cavs açısından değerlendireyim. Deng’i sene sonunda takımda tutmayı başaracaklarını varsayarak bu takası yorumladığımı belirtmem gerekir. Çünkü eğer Deng yazın takımı terkedecekse, boşu boşuna bir sürü draft hakkı kaybetmiş olacaklar ki o zaman onlar için değerlendirilebilir bir yanı olmaz bu takasın. Kadrodaki en zayıf bölgeyi doldurmak açısından büyük bir hamle olduğu açık. Sene başından beri Alonzo Gee’in ilk beş başladığı bir kadroya Deng gibi üst düzeyin gelmesi çok büyük iş. Andrew Bynum zaten Ohio temsilcisi için çok kayda değer bir parça değildi. Takasta da Bynum’dan çok Bynum kontratı değer gördü zaten. Başka bir takım bu takası yapmış olsa çok fazla draft hakkı kaybettiği için eleştirilebilirdi. Ancak Cleveland, gereğinden çok daha fazla draft yaptı son senelerde. Hem de büyük bir şans eseri, çok kısa bir süre içerisinde 2 kere 1. sıradan seçtiler ve bunun yanında diğer seçimleri de hep lotaryadan oldu. Ayrıca, son draftta yaptıkları 1. sıra seçimine bakacak olursak, bir süre onlara draftta oyuncu seçmeme cezası verilmesi bile gerekebilir. Waiters sorunu da çözebilirlerse hiçbir pozisyonda lig ortalamasının altında oyuncuları kalmaz. Bunun yanında, bu sezon hayalkırıklığı yaşatsa da hala önemli bir potansiyele sahip Kyrie Irving gibi bir oyuncuları,değerli bir pivotları,gelecek vaadeden bir uzun forvetleri ve All-Star iki yönlü bir kısa forvetleri var. Kağıt üzerinde gayet güzel iş yaptılar. Eğer bunu pratiğe de dönüştürebilirlerse, hemen her takımın zayıf olduğu doğu konferansında çok da uzun süre sonra değil, hemen gelecek sene önemli bir güç olabilirler. Onlar açısından gayet güzel bir takas.
Chicago Bulls için ise, biraz daha kritik bir takas. Luol Deng, güvenilir bir şut başta olmak üzere birçok ofansif silaha sahip müthiş bir defansif kısa forvet. Onu en özel yapan yanı oyunun iki yönünü de fazlasıyla iyi oynayabilmesi. 1. adam olacak kadar iyi değil belki, ama tüm NBA’de olabilecek en iyi 2. adamlardan biri. Chicago gibi savunmasıyla öne çıkmaya çalışan bir takımda onun değeri muazzam. Hele ki,önümüzdeki yıllarda da, şampiyonluk yolunda mutlaka önlerine çıkacak olan Miami’nin durdurulmaz silahını yavaşlatabilen çok az oyuncudan biri. Son 5 yılda Deng’in takıma bazı alanlardaki katkılarını bir grafikte toparladım.
2008-09 senesi haricindeki senelerde ofansif olarak,2011-12 senesi haricinde defansif olarak sahada bulunduğu anlarda takımın performansını yukarı çekmiş[3]. Bu 5 senede maçların yaklaşık 65 %’inde sahada kalmış. Ayrıca Deng’in sahada olduğunda takım galibiyetine ortalama 60% katkı yapmış[4]. Yukardaki istatistiklerden başka önemli olduğuna inandığım birkaç istatistikte son 5 yılda Luol Deng’in katkısını toparladım.Bunların senelik olarak ayrı ayrı görünümünü yazının sonundaki tabloda bulabilirsiniz. Yazıyı çok büyük bir grafikle bölmemek için alta 5 yılın ortalamalarını koydum. Ayrıca yazının sonundaki tabloda verdiğim grafikte rakamlar 48 dakikaya göre ayarlanmış istatistikler. Ancak ben, kişisel olarak 48 dakikaya doğru orantı kurma mantığını doğru bulmuyorum ki kendim yarattığım formüllerde de bu yöntemi kullanmıyorum. Hemen alttaki tabloda bu istatistikleri “48 dakika” mantığından çıkararak düzenledim.Tabloda görüldüğü gibi Deng sahadayken Bulls, daha yüksek yüzdeyle atıp,daha düşük yüzdeyle yiyor. Takımın asist oranında hafif bir yükseliş yaparken ribaundlarda gözle görülür bir ekstra katkı veriyor. Faul kazanma çarpanı artarken,top kaybı çarpanı da yükseliyor. Yani Deng sahadayken Bulls, daha çok faul kazanıp daha çok top kaybediyor. Özetlemek gerekirse top kayıpları hariç,her alanda Deng sahadayken daha başarılı Chicago Bulls. Dolayısıyla böyle bir oyuncuyu,hele ki güvendiğiniz koçunuz onu takımda tutmak isterken kaybetmek çok kritik. Ancak,tüm bunlara rağmen bu takasın Chicago açısından da gayet başarılı olduğunu düşünüyorum. Çok kısa Bynum’dan bahsedeyim, o sadece Chicago’nun maaş bütçesinde yer açmak için bu takasa dahil edildi ki zaten gelir gelmez kontratındaki madde kullanılarak sözleşmesi feshedildi. Chicago için oyuncu anlamında değer içeren tek şey draft hakları bu takasta. Chicago; Spurs,Thunder ve Jazz gibi takımlarla beraber “elit draft cemiyeti” diye adlandırabileceğimiz bir gruba mensup. Yani nerden seçim yaparsa yapsın çok büyük oranda doğru seçimler yapan ve görece düşük sıralardan çok doğru oyuncuları kadrosuna katan bir takım.Dolayısıyla Bulls’un sahip olduğu her draft hakkı ayrıca değerli. Kaldı ki,kadrolarında bütün olumsuzluklara rağmen sahada olduğu her an oyunu domine eden, üzerine rahatlıkla takım kurabileceğiniz ve hala 25 yaşında bir oyuncuya sahip.Bunun dışında Jimmy Butler’ın son iki senede yakaladığı çıkış onlar için bir güvence. Çünkü Butler, Deng gibi sahanın iki tarafına da elit seviyede katkı yapabilen bir oyuncu ki hala gelişime de açık. Çok daha özel bir oyuncu olma potansiyeline sahip.Butler’ın bir artısı da daha önce bahsettiğim LeBron’un yavaşlatma konusunda ligdeki birkaç yeterli oyuncudan biri olması. Ayrıca kısa forvet bölgesinde bu sene drafttan seçtikleri henüz elit oyuncu olup olamayacağını tahmin etmek için çok erken olan ancak oynadığı maçlarda potansiyeli olduğunu gösteren Tony Snell’e sahipler. Snell, henüz etkileyici işler yapmış değil,belki de hiç yapamayacak bunu bilmek şuan için zor. Ancak oynadığı anlarda Deng tarzında bir oyuncu olabileceğinin de sinyallerini veriyor. Ayrıca Deng’in takımdan ayrılması, Rose’un da seneyi kapattığını hesaba kattığımızda, Chicago’nun kazanacağı maç sayısında gözle görülür bir düşüş yaşatacaktır. 2014 gibi müthiş potansiyeller içeren bir draftta daha yüksek sıradan seçmek de Bulls’un gayet işine gelir. Ekstra olarak şunu da belirtmem gerekir ki Bulls’un elinde Charlotte’ın 2014 1. tur draft hakkı [5] da bulunuyor. Ayrıca zaten bir çok pozisyonda hazır oyunculara sahipler. Buraya bir iki senede yapılacak doğru oyuncu tercihleriyle, eskisinden bile daha tehlikeli olma potansiyelleri var. Elbette ki şampiyonluk için yarışan bir takım için,Deng gibi elit bit oyunucuyu kaybetmek çok büyük bir risk. Ancak en azından şuan için görünen o ki, Chicago’nun risk yönetimi konusunda ki attığı bu adımlar gayet yerinde. Eğer yazın, bir şekilde Boozer’ın 2015’te bitecek olan kontratını değerli parçalara dönüştürebilirlerse, çok uzakta değil hemen önümüzdeki sene bile yeniden şampiyonluk için en iddialı 3-4 adaydan biri olabilirler. Hatta Boozer kalsa ve konsantrasyonunu üst seviyede tutsa bile bu gerçekleşebilir. All-Star bir oyuncuyu kaybettikten sonra bile bu seviyede kalabilmek, nereden bakarsanız bakın yöneticilik başarısıdır. Şahsen Deng’in gönderilme fikrine sene başından beri karşı olsam bile, bu başarıyı görmezden gelemem. Kartlar açıldığında herşey çok farklı ve Bulls’un aleyhinde gelişebilir, bu da bir risk. Ancak şimdilik Bulls’un ciddi bir kaybı en az zararla hatta daha iyi olma potansiyelini de cebine koyarak kapattığını söyleyebilirim.
_______________________________________________________________________________________________________
* : Yüzdeler efektif şut yüzdeleridir.
[1] : Bynum gibi yeteneğine rağmen hem sakatlık hem de mental sıkıntılar yaşayan bir oyuncuyla kontrat imzalamak tabiki bir risk. Ancak bu kontrata neredeyse her 6 ayda bir çıkış maddeleri koymaları onlar için bu riski kontrollü bir risk haline getirdi.
[2] : realgm.com’daki habere göre bu 3 draft hakkının açılımı şu;
-Sacramento’nun 2014 yılı 1. tur draft hakkı; bu hak 2014 için ilk 12 sıra, sonrasındaki 3 yıl için ise ilk 10 sıra korumalı. Eğer bütün bu senelerde korumaya takılırsa 2017 yılında Bulls bu hakkı, 2. tur draft hakkı olarak kullanabilecek.
-2016 Portland’ın 2. tur draft hakkı
-2017 Portland’ın 2. tur draft hakkı
Ayrıca, Bulls isterse 2015 yılında kendi draft hakkını Cleveland’ın draft hakkıyla değiştirme hakkına sahip olacak.
[3] : Eğer değerler 1’den yüksekse takımın performansını arttırdığı,1’den düşükse ise düşürdüğü anlamına geliyor.
[4] : Win% hesaplanması hakkında detaylı bilgi için buraya bakabilirsiniz.
[5] : Bu hak 2014 için ilk 10 korumalı,2015 için ilk 8 korumalı,2016 için ise korumasızdır.
48 Dakika Tabanlı 5 Yıllık İstatistikler
Bulls’un Sahip Olduğu Kontratların Son Hali(via hoopshype.com)
Kullandığım istatistiki verilere www.82games.com sitesinden ulaştım.
Doğuş Özkan
@dgsozkan