Sevgili 15 yaşındaki İNANÇ,
Elinde tuttuğun mektup, senin KARŞIYAKA Ortaokulu’nun beton sahasının demir potalarında başladığın amatör basketbol hayatından profesyonelliğe geçiş yolunda bir habercidir. 11 yaşında o demir potaya attığın ilk basketin, üç yıl içinde sana Yıldız Milli Takım kadrosuna çağrılma kağıdını getireceğini hayal bile edemezdin.
Bu belki de hayatında karşılaştığın ilk çatallı yol olacak; ya büyük emeklerle girdiğin İzmir Atatürk Lisesi’nde çok iyi bir öğrenci olmaya devam edip bunun üzerine en iyi akademik eğitimleri alarak bu yolda ilerleyeceksin ya da yüreğinden gelen bir tutku ile bağlı olduğun bu oyuna hayatını vereceksin. Eksiklerin çok, yapmak istediklerin çok, yol çok uzun ama on yıl sonra okuyacağın bir kitapta yazan Lao Tzu’nun bir sözünü şimdiden kafanın bir yerine yerleştir;
“En uzun yolculuklar küçük bir adımla başlar”
Bu yolculuğun ne kadar uzun olacağını, sadece senin tutkun, çok çalışman, kendine inanman ve başarın belirlemeyecek; karşına çıkacak rakipler, sakatlıklar, olumsuz eleştiriler, yolundan döndürmek isteyenler, işini bilmez insanlar, başaramayacağını söyleyenler olacak. Şunu bilmelisin ki, bu yolda güvenebileceklerin sana ne yapman gerektiğini söyleyenler değil, ne yapman gerektiğini gösterenler olacaktır. Her antrenöründen, her takım arkadaşından, hatta ve hatta her rakibinden yeni birş eyler öğrenmeye bak. Hiç bitmeyeceğini düşündüğün idmanlar, haftanın hangi gününe uyandığını bilemeyecek kadar uzayan kamplar, dört beş yaz boyunca hiç yapamayacağın tatiller seni defalarca vazgeçme noktasına getirse de asla pes etme! Göreceksin ki her geçen gün o dikdörtgen parkenin içi daha da güzelleşecek daha da keyifli hale gelecek. Karşına kim çıkarsa çıksın rekabetle karşılaşmaktan ve mücadele etmekten geri adım atma.
UNUTMA! Rekabet bu oyunun en büyük parçalarından biri.
Bilmeni isterim ki önünde olan 5/10/15 ve belki de 20 yıl sürecek bu kariyer serüveninde en önemli aktörler, ailenden bile fazla zaman geçireceğin, birlikte gülüp, birlikte ağlayacağın, başarı ve başarısızlığı paylaşacağın takım arkadaşların olacaktır. Tek başına göstereceğin hiç bir performans takım başarısı olmadan anlam kazanmayacaktır. Bu yazdığım satırlar sana şu an için çok şey ifade etmeyebilir, gün geçtikçe, basketbol “hayatın” olmaya başladıkça sen de bu yazdıklarıma yavaş yavaş anlam vermeye başlayacaksın. Basketbol hayatın kendisi; öğren, çalış, uygula ve keyif almaya bak. Sahada vereceğin mücadele ne kadar büyük, ne kadar acımasız ve ne kadar nankör olsa da son düdük çaldığında iyi ve güvenilir bir insan olmaya çalış.
UNUTMA! İyiler her zaman kazanır…
İNANÇ KOÇ
19.12.2016