Geleceğin Yıldızları #28: Lauri Markkanen

Geleceğin Yıldızları bölümümüzde bildiğiniz üzere son olarak Ivica Zubac sizlerle birlikte oldu. Yaklaşık iki ay önce gerçekleştirdiğim sohbetin ardından bu bölümü çok daha aktif hale getirmenin doğru olacağını düşünüyorum. Her hafta olmasa bile 2 ya da 3 haftada bir röportajlarım ile sizlerle buluşmaya çalışacağım. Umarım isteklerinizi sonuna kadar karşılayabilirim. Her neyse gelelim bu haftaki konuğumuza. Bu haftaki konuğumuz basketbolun yükselen ülkelerinden biri olan Finlandiya’dan. Finlerin gelecek vaat eden oyuncusu olan Lauri Markkanen, bu haftaki konuğumuz oldu. İngilizcemin çok iyi olmamasına rağmen bana karşı gösterdiği saygıdan ötürü ona çok teşekkür ediyorum.

Finlandiya Basketbolu, Henrik Dettman’ın göreve gelmesiyle birlikte çok önemli işler yapmaya başladı. Gerek göze hoş gelen basketbolları, gerekse de muhteşem taraftarlarıyla çoğu kişinin gönlünü kazanmayı başaran Finler, şu anda EuroBasket 2015’te gruptan çıkmayı başardı ve 2. Tur karşılaşmasına çıkacak. Önemli oyunculara sahipler. Petteri Koponen olsun, Sasu Salin olsun çok değerli isimler. Bunun yanında da altyapıya çok önem veriyorlar. Özellikle de Hanno Mottola’nın Helsinki Basketbol Akademisi çok önemli işlerin altına imzasını atıyor. Hanno Mottola’nın Fin basketbolu kazandırdığı son yetenek de LAURİ MARKKANEN. Hanno Mottola’dan bahsedelim öncelikle. Hanno Mottola, NBA’de oynayan ilk Finlandiyalı oyuncu. Ayrıca kolej kariyeri de olan çok önemli bir isim. 2 sene NBA’de oynayan efsanevi isim, o iki senenin ardından Avrupa’ya dönme kararı almış. Avrupa’nın önemli ekiplerinde forma giyen ve büyük sorumluluklar alan Mottola, Finlandiya basketbolunun efsanesi konumunda. Gelelim yine Lauri Markkanen’e.

Markkanen, Helsinki Basketbol Academy’de kendini çok geliştirdi. Gelişimindeki en önemli isim Hanno Mottola.  Markkanen’in isminin yeni yeni duyulmasının nedeni ise önceki yıllarda Finlandiya Altyapı Milli Takımlarının Division B’de mücadele etmesi.  Sizin de takdir edeceğiniz gibi Altyapı Avrupa Şampiyonalarında en çok takip edilen seviye Division A’dır. Lauri Markkanen ilk olarak 2013 yılında U16 seviyesinde Division B’de mücadele etti. Orada takımını sırtlayan Markkanen, 15,6 sayı-5,9 ribaund-0,8 asist ve 1,9 top çalma ortalamalarıyla oynadı. Bir sonraki sene de U18 seviyesinde yine bir Avrupa Şampiyonasına katıldı Lauri. Yine bir Division B kategorisi. Takımı turnuvayı 3. Olarak tamamladı ve Division A’ya yükselmeyi başardı. Markkanen de Finlandiya’nın Division A’ya yükselmesinde büyük bir paya sahipti desek herhalde yanlış olmaz. O turnuvada bir yaş küçük olmasına rağmen 9,5 sayı-4,8 ribaund-0,8 asist ortalamaları tutturmayı başardı. Onun için asıl sınav ise bu sezon Volos’ta düzenlenen U18 Avrupa Şampiyonası oldu. İlk kez Division A’da mücadele edecekti ve çoğu maçta istediği bölgede oynayamayacaktı. Bir Power Forvet olan Markkanen, takımının kısa bir takım olmasından dolayı Center pozisyonunda da oynamak zorunda kaldı.  İlk hedefi ise ne kadar takımına bağlı olduğunu gösteriyor bence. 🙂 Takımını Division A seviyesinde tutmak için savaşan Markkanen, bunu başardı. Finlandiya gelecek sezon da U18 kategorisinde Division A’da mücadele edecek. Bireysel olarak ise Markkanen müthiş bir turnuvayı geride bıraktı. Turnuva genelinde en çok zorlandığı oyuncu olan Ivica Zubac’a karşı bile 18 sayı-9 ribaund ile oynama başarısı gösteren Fin oyuncu, bu turnuvayı da 18,2 sayı-6,3 ribaund-0,9 asist-1,9 top çalma ortalamaları kapattı ve müthiş bir turnuvayı geride bıraktı.

Gelelim Markkanen’in kuvvetli yönlerine; Öncelikle fiziğinden bahsetmek istiyorum. 2,11 boyundaki bir oyuncuya göre Allah vergisi bir fiziğe sahip. Uzun kollara sahip olması ve ince olması onun için büyük avantaj. Tam sahayı hızlı bir şekilde geçebiliyor. Ayrıca o ince vücudun 5 sene sonra ne duruma geleceğini bir düşünün derim.:) Ayrıca 2,11 boyundaki bir oyuncuya göre dışarıdan çok önemli bir atıcı. Şut mekaniği mükemmel ve her yerden o şutları sokabiliyor. Orta mesafe ve 3 sayı çizgisinin gerisinden çok tehlikeli. Volos’ta %41 ile 3 sayılık isabet oranı buldu. Geçtiğimiz senelerde de yüzdeli kullandığını düşünürsek; bileği çok çok düzgün. İlk adımı ile de fark yaratabilen bir oyuncu. Uzun adım ve kısa adım konusunda uzmanlaşmış durumda. Potaya penetre ettiği sırada adımlarını nasıl kullanması gerektiğini çok iyi biliyor. 2,11 boyundaki bir oyuncuya göre müthiş bir fundamentale sahip. Toplu olarak sahayı çok iyi geçebilen Fin oyuncu, oyun da kurabiliyor. Post oyunlarını da oynayabilen Markkanen, post esnasında sahayı çok iyi bir şekilde gözlemliyor ve boş adamı çok rahat bir şekilde görebiliyor. Bunu sahip olduğu Basketbol IQ’suna borçlu tabii ki. Son olarak savunmasından bahsedeceğim. Çok önemli bir savunma potansiyeli. Uzun kollarıyla rakibinin görüş açısını çok iyi kapatabiliyor ve pas aralarına çok iyi girebiliyor. Volos’ta maç başına 2 top çalma ortalaması tutturdu.

Gelelim geliştirmesi gereken yönlere;  öncelikle belirtmek istediğim konu ribaundlar. Markkanen çok iyi bir ribaundçu değil. Ribaund pozisyonlarında daha iyi yer tutarsa çok daha iyi ortalamalar yakalayabilir. 8,2 ribaund ortalaması hiç fena değil ama çok daha iyisini yapabilir. Çünkü önemli bir atlet ve bu özelliği ile fark yaratabiliyor. Bir diğer nokta ise blok zamanlaması. Blok zamanlamasını geliştirmesi gerekiyor. Volos’taki turnuvada maç başında sadece 0,9 blok yapabildi. Bu boydaki bir oyuncunun çok daha iyi bir blokçu olması gerekiyor. Ayrıca sertliğe de alışmalı. Henüz o seviyeye gelemediğini Hırvatistan ile oynanan karşılaşmada gördük. Yukarıda da belirttiğim gibi Ivica Zubac’a karşı çok zorlandı. Zubac sert bir oyuncu ve Markkanen’e karşı büyük fark yarattı. Ayrıca şut seçimlerinde de daha seçici olursa, çok daha komple bir oyuncu olacaktır.

Lauri Markkanen yukarıda da belirttiğim gibi çok potansiyelli bir oyuncu.  Bir sezon daha Finlandiya’da oynadıktan sonra NCAA’in yolunu tutacak. Ekim ayında Utah, Arizona ve North Carolina gibi 3 önemli okulu ziyaret ettikten sonra Kasım ayında kararını verecek. Çok önemli yerlere gelmesi bekleniyor ve Hanno Mottola’nın ardından NBA’de forma giyen 2. Finlandiyalı oyuncu olabilir. Bana yardımcı olduğu için de ona ayrıca teşekkür ediyorum. Umarım çok iyi yerlere gelir. 🙂

                                                                 Adı Soyadı: Lauri Markkanen

                                                                  Pozisyonu: Power Forvet

                                                                Doğum Tarihi: 22.05.1997

                                                                                 Boyu: 2,11

                                                      Takımı: Helsinki Basketball Academy

İlk sorum ne zaman basketbola başladığı oldu. Genç oyuncu bana şu cevabı verdi. ‘’Basketbola beş yaşında başladım. Futbol ve Buz Hokeyi de oynadım ancak kararım basketboldan yana oldu. Şu anda da çok mutluyum.’’

Her genç oyuncunun bir idolü vardır. Lauri Markkanen de birçok oyuncuyu beğeniyor. Ancak en çok beğendiği oyuncuyu şu şekilde anlatıyor; ‘’Birçok oyuncuyu beğeniyorum. Kobe Bryant, LeBron James, Carmelo Anthony. Hepsi çok özel oyuncular. Ama Anthony Davis’i çok daha fazla beğeniyorum. Benim oyunum ile onun oyunu arasında benzerlikler olduğu düşünüyorum. Bu yüzden dolayı da onu izlerken çok büyük keyif alıyorum.’’

Finlandiya uzun bir aradan sonra ilk kez Division A’da mücadele etti. Volos’taki havayı sordum Finlandiyalı genç oyuncuya; ‘’Volos’taki turnuva gerçekten çok güzeldi. Ortamı çok beğendim. Bu jenerasyonun çok önemli oyuncuları ile aynı ortamda oynama şansı buldum ve bu benim adıma çok büyük bir deneyim oldu. Ayrıca takımımın Division A’da kalmasına da fazlasıyla sevindim.’’

Markkanen, çok önemli oyunculara karşı bu turnuvada oynadı. Bakalım Markkanen en çok kime karşı zorlanmış; ‘’Hırvatistan’a karşı çok zorlandığımızı düşünüyorum açıkçası. Hele de ben. Ivica Zubac ile eşleştim. Çok sert bir oyuncu ve ben ona karşı çok zorlandım. Zorlanmamın bir diğer nedeni de o maçta farklı bir bölgede oynamam oldu. Ben tam bir Center oyuncusu değilim. Zubac ise o bölgede oynuyor ve bana karşı büyük bir üstünlük kurdu.’’

Lauri Markkanen bir sonraki sene NCAA’de mücadele edecek. Ancak hala seçeceği okulu açıklamadı. Bu konuyla ilgili sorduğum soruya Fin oyuncu şöyle cevap verdi; ‘’Kolej kariyerimin ne şekilde şekilleneceğini Kasım ayında göreceğiz. Kasım ayında kararımı vereceğim. Ekim ayında Utah, Arizona ve North Carolina okullarını ziyaret edeceğim. O ziyaret benim fikir sahibi olmamı sağlayacak.’’

Lauri Markkanen Volos’taki turnuvadan sonra hiç tatil yapmadı. Direkt Finlandiya A Takımının hazırlık kampına katıldı. Oradaki havayı sordum Markkanen’e; ‘’Finlandiya Milli Takımının hazırlık kampında da oynama fırsatı buldum. Bu benim için rüya gibiydi. Ancak hiçbir hazırlık turnuvasında oynamadım. Çünkü benim bu yaz ki öncelikli hedefim Finlandiya A Milli Takımında yer almak değildi. Yine de müthiş bir deneyim yaşadım. Ülkeme EuroBasket 2015’te başarılar diliyorum.’’

Finlandiya basketbolu son yıllarda çok önemli işlerin altına imzasını attı. Finler basketbolda gelişiyor ve Markkanen bu soruma net bir şekilde cevap veriyor; ‘’Finlandiya basketbol konusunda çok önemli gelişim gösterdi. Önemli bir spor ülkesiyiz. Daha da gelişeceğimizi düşünüyorum.’’

Lauri Markkanen’in gelişimindeki en önemli isim Hanno Mottola. O bir Finlandiya efsanesi. Markkanen’in de Hanno Mottola hakkındaki düşünceleri çok çok olumlu; ‘’Hanno Mottola… Mükemmel bir insan. Benim gelişimimdeki en önemli isim. Sadece basketboluma yardımcı olmadı. Bütün zor günlerimde bana yardımcı oldu ve bana çok iyi rehberlik yaptı.’’

Her oyuncunun eksik yönleri vardır. Bu soruyu sordum genç oyuncuya. İşte Finlandiyalı uzunun cevabı; ‘’Birçok yönümü geliştirmem gerekiyor. Ama en çok da post up oyunlarım. Post oyunlarımı geliştirirsem çok daha iyi şeyler yapabilirim.’’

Finlandiyalı oyuncunun abisi Real Madrid’de oynuyormuş. Markkanen, basketbol dışında bakalım hangi sporları takip ediyor;‘’Takip ettiğim sporlar var. Büyük kardeşim Real Madrid’in B Takımında forma giyiyor. Bu nedenden dolayı da futbolu takip ediyorum. ‘’

Her genç oyuncunun unutamadığı bir anısı vardır. Markkanen’de New York’u unutamıyor. ‘’Basketball Without Borders için New York’a gitmiştim. Gerçekten mükemmel bir ortam vardı ve çok keyifli zaman geçirmiştik. O kamp benim için unutulmazdı. 🙂’’