27 yaşındaki forvet oyuncusu Furkan Korkmaz, AS Monaco için ilk röportajını verdi.
AS Monaco ile 1+1 yıllık sözleşme imzalayan Furkan Korkmaz, ayağının tozuyla ilk röportajını kulübün resmi sitesine verdi. Korkmaz, NBA de geçirdiği süre boyunca yaşadığı deneyimler, buraya gelmesindeki önemli faktörler ve koç Obradovic hakkında açıklamalarda bulundu.
Furkan, neden Monaco’ya gitmeyi tercih ettin?
Bu ekibin bünyesinden ve hırsından her zaman etkilendim. Geçen sene playoff maçlarının izlerken buradaki potansiyeli gördüm. Oyunumu ortaya koymak ve takımın başarısına katkıda bulunmak için doğru ortamın burası olduğunu düşündüm.
Monaco projesi hakkında ne düşünüyorsun?
Monaco projesi inanılmaz derecede heyecan verici. Nispeten genç bir kulüp olmalarına rağmen Avrupa sahnesinde şimdiden önemli ilerlemeler kaydettiler. Rekabetçi ve başarılı bir takım bu maceranın bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Philadelphia’da yedi yıl geçirdiniz, bu da sizi Joel Embiid’in ardından en uzun süre kadroda kalan ikinci oyuncu yapıyor. Hayranların bu kadar çok sevdiği böyle bir macerayı deneyimlemiş olmak hakkında ne düşünüyorsunuz?
Philadelphia’daki yıllarım unutulmazdı. Taraftarların ve takım arkadaşlarımın sarsılmaz desteği bu macerayı inanılmaz bir deneyime dönüştürdü. Bu kadar uzun süren organizasyonun bir parçası olmak hem oyuncu hem de kişisel olarak gelişmemi sağladı. Sixers ailesinden aldığım anılara ve sevgiye her zaman değer vereceğim.
2016 yılında NBA’e geldiğinizden bu yana oyunun değiştiğini düşünüyor musunuz? Evet ise nasıl?
2016 yılında NBA‘e katıldığımdan bu yana oyun kesinlikle gelişti. Daha hızlı bir tempoya doğru gözle görülür bir değişim ve üç sayılık atışlara verilen önemde bir artış oldu. Çoğu takım ve antrenör artık orta mesafeli maçlar görmek istemiyor. Ya 3 sayılık atışlar, turnikeler ya da smaçlar. Günümüz NBA’sinde en az bir şeyi mükemmel bir şekilde yapmanız ve her gün elinizden gelenin en iyisini yapmanız gerekiyor.
Avrupalı bir oyuncu olarak NBA ile Avrupa basketbolu arasında sizin için fark nedir?
NBA ve Avrupa basketbolunun her birinin kendine has bir tarzı var. NBA atletizmi, hızı ve bireysel yeteneğiyle tanınırken, Avrupa basketbolu genellikle takım çalışmasına, stratejiye ve temellere vurgu yapar. Avrupa maçı daha yoğun ve her topa sahip olma önemli.
Euroleague’i izleme fırsatınız oldu mu? Bu rekabet hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet, EuroLeague‘i takip ettim. Avrupa’nın en iyi takımlarından ve oyuncularını bir araya getiren oldukça rekabetçi ve prestijli bir turnuvadır. Oyunun seviyesi son derece yüksek ve maçların yoğunluğu dikkat çekici. Bu rekabete katılmak ve bu seviyede neler yapabileceğimi göstermek için sabırsızlanıyorum.
Koç Obradovic ile konuştunuz mu?
Evet, koçla görüştüm. Ekibin vizyonunu, rolümü ve ortak hedeflerimize nasıl katkıda bulunabileceğimi tartıştık. Onunla ve ekibin geri kalanıyla yakın çalışmayı dört gözle bekliyorum.
Kendinizi nasıl bir oyuncu olarak tanımlıyorsunuz?
Şutör olarak tanınıyorum ama aynı zamanda oyunu iyi gören, hisseden ve okuyan bir oyuncuyum. Son iki yıldır oyun kurucu olarak oynadım ve bu bana topu sahaya koymamı sağlıyor. Hem savunmada hem de hücumda takıma farklı şekillerde katkı sağlayabileceğimi düşünüyorum. Pas vermek, sayı atmak, ribaund almak ya da pas sahalarına sızmak olsun, oyun üzerinde bir etkim olacak.