NBA’de ter döken milli oyuncularımızdan Furkan Korkmaz, yeni NBA sezonu öncesinde açıklamalarda bulundu.
Ribaund Dergi’ye konuşan Furkan Korkmaz, milli takımdaki hedeflerinden NBA hedeflerine kadar çeşitli konularda konuştu. Cedi’nin kendini ekmesine de değinen Korkmaz’ın açıklamaları şu şekilde:
“Küçük yaştan bu yana Türk Milli Takımı formasını giyiyorum, yaklaşık dört senedir A Milli Takım’a geliyorum ve her seferinde ayrı bir gururla geliyorum. Buradaki ekip, buradaki insanlar gerçekten çok iyi. Burada her bulunduğumda keyif alıyorum. Yeni format gereği belki bir maç, iki maç oynayamıyorsunuz; ama üçüncü maçta sahada oluyorsunuz ve milli takım formasını sırtınıza geçiriyorsunuz. Bunun bilincinde olmak bizim için en büyük artı olacaktır. Maçların tüm yıla yayılması kötü oldu; çünkü sezon içindeki maçlara gelemiyoruz. Gerçekten oynamak için içimiz gidiyor. Zaten orada içimizde Türkiye hasreti oluyor, ülkemizi özlüyoruz.
Çin’deki Dünya Kupası’nda olmayı çok istiyoruz. Uzun bir zamandan sonra hem jenerasyon değişiyor, hem de Dünya Kupası’nda Olimpiyat bileti almak bizim için çok ayrı anlam kazanıyor. Benim her zaman hayalim A Milli Takım ile Avrupa şampiyonu, Dünya şampiyonu olabilmek ve Olimpiyatlar’da başarabilirsek altın madalya kazanmak istiyorum. U18 Milli Takımı ile Konya’da bir şampiyonluk yaşamıştım, milli başarının duygusunu biliyorum ama A Milli Takım ile bu başarıya ulaşmak çok daha farklı olur diye düşünüyorum. Buradaki herkes çok genç ve başarıya aç isimler. Dürüst olmak gerekirse herkes şu anda kendini kanıtlama çabası içinde. Bu yüzden hepimiz için Çin’e gitmek güzel bir sınav olacak. Çünkü bu ekip ve halkımız Dünya Kupası’nda olmayı hak ediyor. Ülkemizi birkaç yıldır güzel temsil ediyoruz; ama bunu madalya ile başarı ile taçlandırmak çok daha ayrı bir değer olacaktır.
Efes’in bende yeri çok ayrı. Her ne kadar NBA öncesi bir Banvit dönemi olsa da sonuçta yetiştiğim kulüp diyebilirim. Bana Furkan Korkmaz olma fırsatını Anadolu Efes verdi. Her zaman başarılı olmalarını istiyorum. Banvit benim NBA’e gitmemdeki en büyük unsurdu. Çünkü o özgüveni yeniden yakalamamı sağladı. Efes’te takım anlamında genel anlamda kötü bir görüntü çiziyorduk. Bu da genç bir oyuncu olarak bana daha çok yansıdı. Banvit’te beni gerçekten çok güzel sahiplendiler. Kendimi 2-3 hafta içinde Banvit’ten yetişmiş bir oyuncu olarak göremeye başladım. Kendimi Banvit’te bir evlat gibi görmeye başlamıştım. Banvit’in yeri ben de çok ayrıdır.
Amerika’ya iki aylık bir alışma sürecim oldu. İngilizcem Amerika’ya gitmeden iyi seviyedeydi; ama orada yaşamak demek başka bir şey. Amerika’ya gittikten iki ay sonra alıştım. Hem insanlara, hem kültüre, hem de basketbola… NBA’e gittim demek, sadece basketbol oynamak için transfer oluyorsunuz demek değil. Oradaki insanlara, kültüre alışmak çok farklı. Benim en büyük şansım, ailemin benimle birlikte gelmesi oldu. Normalde plan birkaç ay kalıp dönmeleriydi; ama sakatlanınca bu süreç biraz daha uzadı. Sakatlığıma rağmen geçen sezon NBA’den alacağımı aldım. Yaz Ligi de adımı duyurmak için iyi bir fırsat oldu. Sezon içinde neler yapabileceklerimiz tamamen kimya ile alakalı. Geçen sene Philadelphia ile çok güzel bir kimya yakaladık. Seyirci desteği ve gençlerin verdiği enerjiyle çok güzel bir basketbol ortaya koyduk. Televizyondan izleyen, salona gelen ve Avrupa’dan gelip takip eden çok fazla Sixers taraftarı var. Geçen seneki hedef playoff yapmaktı. Bunu başardık ve yarı finale kadar geldik. Şimdi hedefin bir sonrası olması gerekiyor. Kendi konferansımızda final oynayıp, adım adım NBA’de final oynamak neden olmasın?
Cedi ile ben çok uzun süredir tanışıyoruz. Altyapıda da her ne kadar beraber oynayamasak da Anadolu Efes’te A takımda birlikte çok uzun süreler oynama fırsatı bulduk. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Artık jenerasyon olarak bizim yaşımız geldi… Ağabeylerimiz yavaş yavaş emekli oldu, birçoğu basketboldan elini ayağını çekti ve artık bizim zamanımız geldi. Tabii ki Cedi olsun, takımdaki diğer genç oyuncular olsun, benim için onlarla oynamak çok ayrı bir keyif. Çünkü soyunma odasına baktığın zaman orada benden bir yaş büyük ya da küçük oyuncular ağırlıkta… Genç bir takımız, hem Cedi özelinde, hem de diğer genç oyunlarla oynamanın bana verdiği haz çok başka. Ama Cedi’yi de hem karakter, hem basketbol anlamında çok iyi tanıyorum. Bulunduğu konumda da kendini çok geliştirdi. Onunla beraber oynamak daha keyifli oluyor benim için. Bu arada çok konuşuldu burada da hatırlatayım. Cedi’nin beni ekip LeBron ile görüşmeyi tercih etmesi daha güzel bir seçimdi; benimle her zaman buluşup görüşebilir. Onun yerinde olsam LeBron James için Cedi’yi ben de ekerdim sanırım.”
ENLERİ
- En beğendiğin oyuncu? – Klay Thompson
- Çalıştığın en iyi koç? – Ufuk Sarıca
- Oynadığın en zorlu deplasman? – Pınar Karşıyaka
- İlk beşi? Vasilis Spanoulis – Milos Teodosic – Nando De Colo – Georgios Printezis – Ekpe Udoh