Kaunas, Litvanya – Devam eden U16 Avrupa Şampiyonası’nda turnuvanın sürpriz takımı kuşkusuz ki Finlandiya. Turnuvaya İtalya mağlubiyetiyle başlayan Finlandiya, ardından arka arkaya Eski Yugoslavya ülkeleri Sırbistan, Bosna Hersek, Hırvatistan ve Karadağ’ı yenerek 2. Tur grubunu lider olarak tamamlamıştı. Ev sahibi Litvanya ile çeyrek finalde eşleşen Finlandiya, seyirci baskısı ve Litvanya’nın oyununa karşılık veremeyince çeyrek finalde elenmişti.
Fakat bu turnuvanın en büyük önemlerinden bir tanesi de, U17 Dünya Şampiyonası’na katılacak takımların belirlenmesi. Ev sahibi İspanya’nın yarı finale yükselmesiyle birlikte ekstra bir tane daha yer açıldı ve 5 ve 6. Olacak takımlar da U17 Dünya Şampiyonası’nda oynama hakkı kazandı. Bugün Almanya’yı yenen Fransa, U17 Dünya Şampiyonası’na katılmaya hak kazanırken, 2. Maçta da Sırbistan’ı 68-63’lük skorla geçen Finlandiya, Sırbistan’ı U17 Dünya Şampiyonası’nın dışında bırakırken, tarihinde ilk kez bu turnuvada oynamaya hak kazandı.
Son yıllarda A Takım seviyesinden U16’ya kadar gösterdikleri gelişme gerçekten takdire şayan. Senelerdir B Klasmanında mücadele ediyorlardı ve ilk yaptıkları şey oradan yükselmek oldu. Bu sene U18 Avrupa Şampiyonası’nda müthiş bir turnuva geçirmeseler de, A Klasmanında kalmayı başardılar ve muhtemelen çok yakında A Milli Takımları’nda da izleyeceğimiz, NBA potansiyelli bir oyuncu çıkardılar: Lauri Markkanen (Kolej basketbolu oynama kararı aldı. Muhtemelen Utah -Finlandiya tarihinin en iyi oyuncularından Möttöla da orada oynamıştı-, North Carolina veya Arizona’da kolej basketbolu oynayacak ve önümüzdeki seneki draftlar için lotarya seçimi olabilir).
U16 Avrupa Şampiyonası’nda da çeyrek final ve U17 Dünya Şampiyonası’na katılma hakkı elde ederek basketboldaki gelişimlerini kanıtladılar diyebiliriz. Burada elbette büyük pay Henrik Dettman’a ait. Ne kadar iyi bir kulüp koçudur, Beşiktaş’ta ne yaptı, ne yapabilir orasını bilemiyorum. Açıkçası Türkiye için de çok uygun olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Dettman, hemen başarı getirebilecek bir koç değil. Sistemini, mentalitesini bulunduğu organizasyona oturttuktan sonra bir şeyler yapabilecek bir koç. Finlandiya basketbolu geldiğinde neredeyse hiçbir şeydi. Geldi, sistemini ve mentalitesini ortaya koydu ve olanlar ortada. Ama her şey elbette 1 senede, 2 senede olmadı. Uzun bir sürecin sonunda bu başarılar geldi. Baktığınız zaman A Takım’dan, U16 seviyesine kadar aynı basketbolu oynuyorlar. Koçlar farklı, oyuncular farklı ama oyun planı, stratejisi ve mentalite hep aynı.
Eminim ki önümüzdeki yıllarda alt jenerasyonlardan da yeni Sasu Salin’ler, Petteri Koponen’ler, Hanno Möttöla’lar çıkaracaklardır. Zaten basketbolu bırakan Möttöla da şu sıralarda Helsinki Basketbol Akademisi’nde Markkanen başta olmak üzere önemli potansiyellerle bireysel koç olarak çalışıyor. Möttöla’dan ve Finlandiya basketbolundan bu kadar bahsetmişken, arşivden Okan Yılmaz’ın onun hakkında yazıyı okumakta da fayda var.