Bugüne kadar hücumda benimsemesi gereken doğru stratejiyi geç de olsa çeyrek final karşılaşmasının üçüncü çeyreğinde fark eden Türkiye için oyun doğruları anlamında işler bu dakikadan sonra daha kolay olacaktır. Yetenek tavanı bu denli yüksek bir takımın sürekli koşmasına gerek kalmadan da verimli hücum edebileceğini zira kadroda topa yön verebilen ve oyunu açabilen oyuncu sayısının fazla olduğunu Avustralya maçı öncesinde hazırladığım raporda da belirtmiştim. Avustralya’nın geçiş hücumlarını ana etmen olarak kullandığı basketbol yaklaşımının Türkiye’nin kendi oyun stratejisinde mecburi bir değişikliğe gitme zorunluluğu doğurması belki de Uğurata ve ekibine finalin kapısını araladı, nasıl mı ?
Ne kadar geniş oyuncu rotasyonuna sahip olursanız olun 12 oyuncunuzun da aynı kalite düzeyinde isimler olabilmesi mümkün değil; geçtiğimiz yaz Dünya Basketbol Şampiyonası’nda İspanya’nın yaptığı hataya düşerek eliminasyon aşamasından itibaren tüm rotasyonu kullanma isteği Türkiye’ye az kalsın pahalıya patlıyordu. Yüksek tempolu ve koş koşa dayalı basketbol oynadığınızda oyuncularınızın fiziksel düşüş yaşaması ve sizin de rotasyonu geniş tutma isteğiniz gayet anlaşılır bir durumdur ancak yapılacak en ufak hatanın telafisinin olmadığı maçlarda ana iskelette yer alan isimlere 25+ dakikalar vermek bunun gibi kısa süreli şampiyonalarda eliminasyon aşamasından itibaren en sağlıklı yöntem olarak kabul edilir, tabii bir Birleşik Devletler değilseniz.
Basketbol bilgimin yettiği ölçüde Türkiye’nin şampiyonanın başından beri uygulaması gereken planın yarı sahayı tempolu geçip hücumda kendi oyuncularımızı değil, topu koşturmak olması gerektiğini düşündüm ben. Set hücumunda birçok sayı opsiyonu yaratabilen forvetlere ve Egemen Güven’e sahipken fiziksel düşüşe çok çabuk yol olabilecek koş koş basketbolunu ana plan konumuna getirmek intihardı, artık vazgeçtiğimizi düşünüyorum.
Hırvatistan karşısında ise 21 asist ortalaması ile mücadele eden Türkiye’nin en önemli iki oyuncusu Berk Uğurlu (4.2 asist) ve Tolga Geçim (7 asist) olacaktır zira iki oyuncunun da kötü bir performans sergilediği günde; sadece bire bir aksiyonlar üzerinden Furkan ve Okben ile sayılar üretmeye çalışmak takımın organizasyon kalitesine zarar vermenin de ötesinde alınamayan hücum ribaundlarının ardından potamızda kolay sayılar görmemize neden olabilir. Bugüne kadar karşılaştığımız rakipler arasında Mazalin, Bender ve Zizic üç çok önemli oyuncusunun yokluğuna rağmen Hırvatistan, en kaliteli ekip konumunda. Ana hücum stratejisi geçiş hücumları olmayan yarı sahaya iyi yayılıp Marko Arapovic ile topu hemen hemen her hücumda buluşturmaya gayret eden Hırvatistan, ribaund alanında Girit’in en iyi ekiplerinden biri; forvetlerin ribaund katkısına çok ihtiyacımız olacak diyerek bu paragrafı yazının Hırvatistan ile ilgili olan bölümüne bağlamak istiyorum.
- İçerikte kullanılan görseller ve istatistiksel veriler FIBA’nın şampiyona için tasarladığı resmi web sitesinden alınmaktadır.