Turkish Airlines Euroleague’de play-off serisinin ilk maçında temsilcimiz Fenerbahçe, evinde Real Madrid’i ağırladı.
Evinde on dokuz maçtır yenilmeyen temsilcimiz Fenerbahçe, üçüncü çeyrek dışında çok iyi savunma yaptığı maçı 75-69 kazanarak seride 1-0 öne geçti. Seride ikinci maç Perşembe günü yine Fenerbahçe’nin evinde oynanacak.
Maçın ilk sayısı Real Madrid’in İspanyol yıldızı Sergio Llull’un faul atışından gelirken Fenerbahçe adına karşılığı Bobby Dixon attığı turnikeyle verdi. Maçın ilk dakikalarında iki takımda alışılmışın üstünde bir şekilde sert savunmayla başladı. İki takımda sert savunma karşısında hücum etmekte zorlanırken, iki takımda ilk beş dakikada sadece birer saha içi isabet bulabildi. Konuk ekip Real Madrid, faul çizgisinden bulduğu iki ekstra sayıyla ilk beş dakikayı 4-2 önde geçti. Fenerbahçe, hücumdaki sorununu Bogdan Bogdanovic’in turnikesi ile sonlandırırken, televizyon molasına 4-4 eşitlikle gidildi.
Moladan sonra Real Madrid, Sergio Llull ve Felipe Reyes’ten bulduğu ikinci şans sayılarıyla öne geçse de Fenerbahçe’de hücümda devreye giren Bobby Dixon ve Bogdan Bogdanovic ikilisinin sayılarıyla 12-8 öne geçti. Dört kısaya dönüldükten sonra ilk hücumda adam paylaşmakta sıkıntı yaşayan temsilcimiz, Jaycee Carroll’ın üçlüğüne engel olamasa da bir sonraki savunmada Udoh’un Nocioni’ye yaptığı blok sonrası Kostas Sloukas, hızlı hücumda turnikeyi bırakınca Fenerbahçe, ilk çeyreği 15-11 önde kapattı.
İkinci çeyreğe iyi başlayan temsilcimiz Bobby Dixon’ın attığı üçlük sonrası farkı yedi sayıya (18-11) kadar çıkarttı. Savunmada sertliğin düzeyini iyice artıran Fenerbahçe, Real Madrid’e kolay sayı şansı vermezken, Kostas Sloukas’ın attığı üçlük sonrası fark on sayıya kadar çıkınca Real Madrid Koçu Pablo Laso molayı aldı. Moladan sonra Real Madrid, önce Sergio Rodriguez sonra da Jaycee Carroll’dan iki üçlük bulsa da Udoh’u dinlendirmek için beş kısaya dönen temsilcimiz Fenerbahçe, ters eşleşmede Nikola Kalinic’in turnikesi ve Gigi Datome’nin üçlüğüyle farkın erimesine izin vermedi. Hücumda daha fazla potaya gitmeye başlayan Real Madrid, faul çizgisinden bulduğu sayılarla farkı kapatmaya çalışsa da hücumda ikili oyun sonrası Ekpe Udoh’u çok iyi kullanan Fenerbahçe, farkı korudu ve molaya 30-22 üstün gitti. Moladan sonra yine Bogdan-Udoh ikili oyunundan sayı çıkartan temsilcimiz, Madrid’i savunmada adeta boğarken, Kostas Sloukas’ın iki sayılık atışı sonrası, fark on ikiye çıkınca Real Madrid bir mola daha aldı. Moladan sonra iki takımda hücumda sayı üretmekte zorlansa da iki takımda faul atışlarından bulduğu sayılarla maçı dengede götürdü. Son bölümde Bogdan Bogdanovic’in basket faulüyle farkı tekrardan on iki sayıya çıkartan temsilcimiz Fenerbahçe, ilk yarıyı da 41-29 önde kapattı.
Maç başına 19.9 asistle oynayan Real Madrid’in ilk yarıda sadece üç asist kalması Fenerbahçe’nin ne kadar iyi savunma yaptığının göstergesiydi.
Fenerbahçe’de ilk yarıda Bogdan Bogdanovic 13 sayı-3 asistle takımını taşırken, Bobby Dixon 8 sayı-2 asist, Kostas Sloukas 7 sayı ve Ekpe Udoh 6 sayı-4 ribauntla oynadı.
Real Madrid’de ise en skore oyuncu 8 sayıyla Sergio Llull olurken, Felipe Reyes 7 sayı-3 ribaunt ve Jaycee Carroll 6 sayı-2 ribaunt yaptı.
Maçın ikinci yarısına konuk ekip Real Madrid daha iyi başlarken, sert savunma karşısında Fenerbahçe sayı üretmekte zorlanınca İspanyol ekibi, arka arkaya bulduğu beş sayıyla farkı yedi sayıya(41-34) düşürdü ve Koç Obradovic, erken bir mola aldı. Moladan Pero Antic’in üçlüğüyle dönen Fenerbahçe farkı tekrardan on sayıya çıkarttı. Savunmada ilk yarıdaki sertliğini yakalamakta çok zorlanan Fenerbahçe, rakibinin kolay atışlar bulmasına engel olamazken Real Madrid, arka arkaya bulduğu üçlüklerle farkı iki sayıya kadar düşürdü. Fenerbahçe, Pero Antic’in üçlüğüyle derin bir nefes aldı. Bu bölümde maçın hakemleri maça etki ederken takdir haklarını çoğunlukla konuk ekip lehine kullanması Fenerbahçe taraftarının tepkisini çekti. Andres Nocioni’nin bulduğu dört sayıyla Madrid, uzun bir süre sonra tekrardan öne geçirse de Kalinic’in hücum ribauntu sonrası bulduğu basketle Fenerbahçe, son periyota 53-52 önde girdi.
Son periyota Kostas Sloukas’ın basketiyle başlayan temsilcimiz, Udoh’un takip smaçı sonrası fark beş sayıya çıkarttı. Konuk ekip son periyottaki ilk sayılarını Sergio Rodriguez’in üçlüğüyle bulurken Kostas Sloukas ikili oyunlar sonrası bulduğu dört sayıyla farkı altı sayıya çıkarttı ve televizyon molasına Fenerbahçe’nin 61-55 üstünlüğüyle gidildi. Moladan Real Madrid, Barış Hersek’in büyük hatası sonrası Sergio Rodriguez’in basket faulü ile dönerken, yine devreye giren Kostas Sloukas bulduğu sayıyla takımına adeta hayat verdi. Nikola Kalinic’in ve Gigi Datome’nin faul atışları sonrası Fenerbahçe son üç dakikaya dokuz sayı farkla 67-58 önde girdi ve Real Madrid’e mola aldırdı. Moladan Gustavo Ayon’un faul atışlarıyla dönen Real Madrid, Gustavo Ayon ve Sergio Llull’un basketleriyle farkı azaltsa da Fenerbahçe, Bogdan Bogdanovic ile 24 saniye süresinin son saniyesinde bulduğu üçlükle farkı sekiz sayıya (72-64) çıkarttı. Gustavo Ayon ile Madrid, farkı tekrardan altı sayıya düşürdü. Maçın bitimine on bir saniye kala Sergio Rodriguez’in üçlüğüyle Madrid, farkı üç sayıya düşürse de Ricky Hickman’ın ve Bogdan Bogdanovic’in faul atışlarıyla farkı altı sayıya çıkartan Fenerbahçe, maçı da 75-69 kazandı.
Fenerbahçe
Real Madrid
İki Takımın İstatistikleri
Yerli oyuncuların aldığı süre 0 dk. Artı Barış’a fırça.
Bu mactan bunu cikardiysan, bir de kendi takimindan sinani cikar bakalim ayni yorumu yapmaya devam edebilecekmisin.
Bu yorumdan adamın Galatasaray’lı olduğunu nerden çıkardın ? Belki Efes’li , belki Beşiktaş’lı belki Los Angeles Lakers’lı belkide sadece iyi oyunu destekleyen bir basketbolsever. Ha bencede , bu maçta bu seviyeler için yetersiz olan Barış ve diğer yerlilerin oynanaması gayet normal. Oynatmamakta haklı. Barışa fırçadada haklı.
Simdi senin mantikli yorumunu okuyunca arkadasin lakersli oldugu konusunda hak verdim. Ozur dilerim kendisinden.
Sayı kralı takım kaptanımız neden oynamadı bilen var mı, Barışın yaptığını Bogdan 10 defa yaptı , mesajı anlayan var mı?
Bu yerli yabanci muhabbeti cok SIKTI vallahi ! Onemli olan Takimin zaferi ! Iyi oynayan Formayi daima hakeder !!!
Berlinbasket, belki Berlin’de öyledir (ki zannetmiyorum) ama Türkiye’de işler öyle yürümüyor. Çabuk başarı peşindeki yöneticiler ve hocalar ve yabancı hayranlığı (ve kompleksi) birçok genç yeteneğin kaybolup gitmesine sebep oluyor. Bunu önemseyen ve takipçisi olan basketbolsever bir kitle var ülkemizde ve bu kitleye/guruba ben kendim de dahilim.
Türk takımlarının ve Milli takımın durumu malum, ithal devşirmeler ithal oyuncular malum, takımların ilk 5 ine bak durum malum. Bu maçta oynatılmayan sayı kralı takım kaptanı Milli takımla avrupa ve dünya şamp.da nasıl oynayacak , benim derdim bu yani Milli takımın zaferi, bunla ilgili ben ancak burda fikrimi söyleyebilirim.
Euroleague gibi bir turnuvadasın çeyrek finale gelmişsin ve karşındaki takımda son şampiyon, lütfen önce bunu düşünelim. Gençlere emin olun Obradovic kadar şans veren başka bir hoca yoktur. Böyle bir maçtada tecrübesiz gençlere yer verecek hali yok. Adamın kaybetmeye ve hataya tahammülü yok zaten bu seviyede nasıl oynanmasını ve kimi oynatacağını da ondan daha iyi kimse bilemez. Kazanan takım Fenerbahçe yani bir Türk takımı buraya dikkat ederseniz çok daha isabet olur. Yolun açık olsun Fenerbahçem..
Mehmet’in söylediklerine katılıyorum ama artık şunu kabul edelim bence FB altyapısı gerçekten çok kötü iş yapıyor. Egehan, Ercan, Berk hatta özel yetenek Ömer Faruk bile sahaya çıktığında nerde olduklarının bile frkında değiller. Efes altyapısından çıkanlarda böyle olmuyor. Oğulcan çıkıp aslanlar gibi oynuyor mesela ama Fenerbahçe altyapısından çıkanlarda bir numara yok ne yazıkki. Ömer’in bile ne kadar kötü durumda olduğunu gördük. Obradovic’in eli kolu bağlı yerli oyuncular hakkında. Barış da alt tarafı bir savunma yapacaktı onu bile yapamadı. O yüzden sorunu obradovic’te değil Fenerbahçe altyapısında aramak gerekir bence. Sadece iyi oyuncu seçmekle olmuyor bu iş. Şuna cevap istiyorum: Ömer Faruk, Efes altyapısından çıkmış olsa yine bu kadar yetersiz olur muydu?
ozan/ sen cik oyna/
Melih ve Barış genç oyuncular diye mi oynatılmıyor, bide bugüne kadar kimi oynatmışsan, geliştirmişsen bugünde onu oynatacaksın tabi. “Gençlere şans veren başka bir hoca yoktur ” sözcükleri ise taraftara hoş görünmek için sadece reklam. Genç oyuncu, bu ülkede ,minimum maliyetli , ilk ve ikinci beşe top getirmekten başka bir görev ve sorumluluğu olmayan ,harcanabilir sporcudur . Konu bütün Türk takımlarıyla ilgilidir. Hepsinin yolu açık olsun
Arkadaslarr ! Bu maca Berk – Melih – Egehan – Ercan – Baris besiyle cikacak degildi herhalde ! Bu kadar kaliteli oyuncu olunca onlari oynatmayip sirf yasina yada pasaporta bakmak buyuk bir haksizlik ! Bunu hicbir antrenör yapmaz ! Asil bu kadar kaliteli yabancisi olmyan ama buna ragmen yerlilere sure vermeyen takimlara antrenörlere bakmak lazim !!! Ornegin en son Ted Kolejin macina baktim Antrenor Hasan özmeric sanki inat etmis gibi Izzet Turkyilmaz veye Ayberk Olmazi oyuna almak yerine yabanci pivotlari nerdeyse 40 dakika oynatti ? Yaziklar olsun
evet sadece hasan özmeriç değil diğer küçük takımların hocalarıda aynı yeşil giresun nikolov u oynatmıyor demir inşaat tayfun erülküyü gaziantep ramazan tekini karşıyaka egemen güveni daha bir sürü sayabiliriz bu arada hakemlerde olanca hırslarıyla en küçük bahanede gençlere faul yada hatalı yürüme veriyor burada görev federasyona düşüyor pilot takım veya ümitler ligi mutlaka kurulmalı bu gençler harcanmamalı
Burada asıl problem, yerli oyuncuların bu maç özelinde süre bulup, bulamaması değil. Problem, takımlarımızın Avrupa’daki yükselişi ile beraber, diğer basketbol bileşenlerinin bu seviye de olamamaları. Kişisel tahminim, Avrupa’da bu sezon iki kupa kaldıracağız ve basketbolumuz kesinlikle bir seviye daha yukarı çıkacak. Dün son EL şampiyonuna 100 sayı attık. Eminim bunların devamı da gelecek.
İşte bu başarılar gelirken; bu seviyelerde kaç tane oyuncu yetiştirdik, kaç teknik adamımız var, altyapıların durumu ne, olimpiyatlara gidebilecek bir milli takım kadrosu var mı? gibi sorular önem kazanıyor. Sadece klüp takımı başarısı ile basketbolumuzu ileri götürdük dersek, sonumuz Rusya gibi olur. Hata yapmış oluruz.
Bizim örnek almamız gereken ekol İspanya. İspanya’da yabancı sayısı daha fazla ancak kimse bir şey diyemiyor. Çünkü; bunun bir karşılığı var ve İspanya her daim olimpiyatlara aday, NBA’ de üst düzey yetenekleri var, üst düzey EL oyuncuları yetiştirmiş, altyapılarından yeni yıldız yetenekler gelmeye devam ediyor vs..
Eğer basketbol takımlarımız yabancı oyuncu artışı ile daha büyük başarılara doğru yol almaya başlamışlarsa, bu ülkenin takımı olarak kendi oyuncularımıza da daha çok sahip çıkmalıdırlar. Bunun karşılığı; U19 gelişim ligi kurulması, bütçenin belli oranında alt yapı yatırım zorunluluğu, kadrolarda genç oyuncu bulundurma zorunluluğu, TB2L’ye yatırım vs. herhangi bir şekilde olabilir. Önemli olan günün sonunda Rusya değil, İspanya olmak olmalı. Sadece takım başarısı değil, diğer tüm basketbol bileşenleri ile beraber başarı yakalanmalı. Teşekkürler.
Duygu ve düşüncelerime tercüman oldun, başarılar dilerim.
ispanya konusuna katılıyorum ancak adamlar mecbur olmadıkları halde ispanyol oyuncu oynatıyor bu belkide bir kültür meselesi bizim hocalarsa olabildiğince dar rotasyonda asla genç oyuncu oynatmama üzerine kurulu bir sistemle çalışıyorlar günübirlik başarılar kendi yerlerini korumak dışında bir düşünceleri yok bu arada oyuncularda bilinçsiz ve yönlendirilmiyorlar laboraldeki bourusis i görünce kıskanıyorum oğuzun ondan ne eksiği var takımlar şut makinası alıyor ancak alt yapı hocaları kullandırmıyor saatte 1200 şut atan oyuncu tabiki maçta farklı oluyor bence federasyonun bir geliştirme programı yapması lazım ha bu arada rusya asla çok kötü değil sonlarda bir ara avrupa şampiyonu oldular onlarda sorun bence milli heyecan yok
Yedi ve vdt, ikiniz de cok guzel açıklamışsınız. Kaleminize sağlık…
Genç oyuncuların yetişeceği yer Avrupa şampiyonluğu’na giden Fenerbahçe A takımı değildir. Obradovic kendi üstüne düşenden fazlasını yapmaktadır. Fenerbahçe’nin bütün maçlarını takip ediyoruz, Berk ve Egehan’da bu sen başı ve şimdiki durumları arasında bariz gelişme var. İyi oyuncu çok-çok-çok çalışarak olunur. Ne yazık ki bizim bütün basket piyasası yabancı kotası olsun, kendi fiyatları yapay olarak artsın peşinde.
Defalarca basketbol üstadları tarafından ifade edildi ancak sanırım kimse anlamak istemiyor. Toparlamak gerekirse;
1) Genç oyuncuların oynayabileceği bir lig mutlaka yaratılmalı. Bu Gelişim Ligi olabilir, Üniversiteler Ligi olabilir veya TB2L’de genç oyuncular lehine yaş kısıtı getirerek olabilir.
Oynamadan oyuncu o-l-u-n-a-m-a-z.
2) Federasyon bütçesinin bir kısmını alt yapılara harcamalı. Federasyon alt yapılara yatırım yapan kulüpleri de teşvik edecek maddi avantajlar yaratmalı. Örneğin alt yapı milli takımlarına oyuncu veren kulüplere maddi destek sağlamalı. Bu konuda yatırım yapan kulüpler de mutlaka korunmalı. Alt yapıdan oyuncu yetiştiren kulüpler, alt yapılarından yetişen genç oyuncularının transferlerinden mutlaka para kazanmalı. Anadolu kulüplerinden yetişen alt yapı oyuncularının büyük kulüplerinin alt yapı takımlarına hiç bir bedel ödemeden transferleri de bu yolla engellenmiş olur.
3) Alt yapı oyuncularının genç yaşta büyük paralar kazanmasına ve sonrasında da kaybolup gitmesine neden olan menejerle sözleşme yapılması, en azından alt yapı yaşı bitmeyen oyuncular için engellenmelidir. Genç yaşta büyük paralar kazanan alt yapı oyuncularının önemli bir kısmında gelişme duraklamakta, Süper Lig benchinden önce TB1L’ye sonrasında da TB2L’ye hızlı bir düşüş sergilemektedirler.
Sonuç olarak Süper Lig’de 6 yabancı +1 devşirme kuralı kulüpler bazında başarıyı yakalamamızı sağlamış olabilir ama bizim karar vermemiz gereken İspanya mı olmak istiyoruz yoksa Rusya gibi mi?İspanya gibi olmak istiyorsak yabancı sayısı en fazla 2 Kıta dışı + 2 Avrupalı + 1 Devşirme olmak üzere en fazla 5 yabancılı sisteme dönülmelidir.
Sayın Ahmet Yılmaz, üzerinde uzun uzun konuşulması gereken, güzel tespitler içeren, çok güzel bir yorum olmuş. Federasyon yetkilileri bu sayfalara hiç göz atıyorlar mıdırlar acaba?
NOT: Yanılmıyorsam Efe Aydan’da benzer tespit ve tavsiyelerde bulunmuştu birkaç yıl önce okuduğum bir röportajında ama federasyonun umrunda olup olmadığından emin değilim…
Teşekkürler Sayın Atakan Türkoğlu.
Bu arada Efe Aydan halen Ligler ve Altyapılardan sorumlu Asbaşkan konumunda :))
Sonuçta şu oluyor : Türkiye’de süre alamayacağını gören ve imkanı veya fırsatı olan oyuncular daha altyapı yaşları bitmeden ABD’nin yolunu tutuyor. Kamuoyuna yansıyanlar sadece Ömer Faruk Yurtseven ile Onuralp Bitim olabilir ama ben çevremden geçen yıl ABD’ye giden 15-16 yaş grubundan itibaren Anadolu Efes, Fenerbahçe, Galatasaray, Tofaş gibi altyapılardan çıkan 10’dan fazla oyuncu ismi sayabilirim. Örneğin bu hafta sonu aynı amaçla 200’den fazla altyapı oyuncusu bir organizasyonun düzenlediği seçmeler katıldılar. Bir çok kulübün altyapı oyuncuları da seçmelere katıldı.
Zaten ülkemizde altyapıya yatırım yapan kulüp sayısı 10’u geçmez. Bu oyuncular da birer ikişer ABD’ye gitmeye devam ederse, önümüzdeki senelerin altyapı kadrolarında Amerikan liselerinde okuyan oyuncular görebiliriz.
Bkz Albert Scheweitzer turnuvası:
http://www.basketball-bund.de/ligen-ergebnisse/albert-schweitzer-turnier/ast-2016-teams/ast-2016-turkey
Takım kaptanı oynasa da, oynamasa da Türk Basketbolu için büyük bir itici güç oluyormuş ve çıtayı giderek daha yükseğe koyuyormuş!!!… aynen bu şekilde devam, olimpiyat elemelerinde görüşürüz, şansımız bol olsun.
bence sorunu yanlış tartışıyoruz obradoviç yüksek hedefler peşinde koşuyor elindeki en sert oyuncuları kullanmaya çalışıyor bu arada kaptanı oynatmak yada yerli yabancı ayırımı yapmak mümkün değil ayrıca elinde cedi furkan gibi oyuncular olsa eminimki oynatırdı berk ve ömer faruk cok zayıf melih ise bu aralar biraz formsuz asıl mesele az bütçeli takımlarda mesela berki alt sıralardaki bir takıma versen oda kenarda oturtur adam yetiştirmek euroleauge çeyrek finalinde olmaz ufuk sarıca kenanı oynatıyor çünkü o bu konuda daha cesur selçuk ernak tolgayı oynatıyor süper geçen sene eskişehir kartalı oynattı oda milli takıma seçildi ya diğerleri hiç birşey yapmıyor beş altı yabancıyla dar rotasyonla amerikan kolej oyuncularını nba ye hazırlıyor bizede hiç yararı olmuyor
O SPORCULARIN GİTMEMESİ İÇİN 5 YILLIK VEDE MİLYON DOLARLIK TEKLİFLERDE BULUNURLAR…VE GENELLİKLE ANNE-BABALAR BU TEKLİFLERE DAYANAMAZLAR. OYUNCU İSE BİR TÜRLÜ SÜRE ALAMAYINCA, İLK YIL SU TAŞITIRLAR. İKİNCİ YIL İSE KONTRAT İPTAL EDİLİP OYUNCUNUN ÖNÜ BELİRSİZ ROTALARA DOĞRU AÇILIR…HAYAL KIRIKLIKLARI KIRGINLIKLAR KÜSKÜNLÜKLER BAŞLAR…O ARADA EĞİTİM KARİYERLERİNİN BU YOLDA NASIL FEDA EDİLDİĞİ HATIRLANIR…DAHADA ÜZÜLÜRLER.OYUNCU MENAJERLERİ HER DURUMDA PARA KAZANIR. OYUNCUSU HARCANIRKEN BİLE….NE ASLANLAR YİTİRİLDİ…YAZIK…