Turnuvaya kritik bir Mısır galibiyetiyle başladık. Çok zorlandığımız bir maçtı o açıkçası. Mısır bizi oldukça zorlamıştı. Daha sonrasında da ABD, Tayvan ve Mali ile mücadele ettik. ABD dışında diğer iki ekibi de yendik fakat kaybettiğimiz ABD mücadelesi ile birlikte rakiplerimizin saygısını kazandık. Maç sonrasında da ABD teknik kadrosu, ekibimizi özel olarak tebrik etmişti. Ben de o maçta neler yaşandığını sordum. İşte o maç ile ilgili Fatih Elbaş’ın görüşleri:
”Gruplarda oynayacağımız Amerika Birleşik Devletleri karşılaşması öncesinde herkesin kafasında üç Dünya Şampiyonası’nı da namağlup şampiyon tamamlamış bir takım vardı. Bu geçmişleri sayesinde de her takıma psikolojik üstünlük sağladılar. Nitekim de bu turnuvada da dördüncü kez namağlup şampiyon olmayı başardılar. Gelelim maç öncesine. Öncelikle oyuncularınızı böyle bir maça inandırmanız gerekiyor. Sakın haa kazandırmaya değil. Onlarla mücadele edebileceklerine, kendilerinin de birer oyuncu olduğuna, Amerika Birleşik Devletleri’nin de illa ki zayıf yönlerinin olduğuna inandırmalısınız. Bunlarla alakalı da maç öncesinde videolar hazırladık. Stratejilerimizi de maçta iyi bir şekilde uyguladığımızı düşünüyorum. Maçın başında yaptığımız alan savunmasında sıkıntılar yaşadılar, dışarıdan kullandıkları şutlarda istedikleri yüzdeleri yakalayamadılar. Onlar sokamadıkça da biz oyunun içinde kalmaya devam ettik ancak dakikalar ilerledikçe fiziksel farklılıklar ön plana çıkmaya başladı. Yaptıkları penetreleriyle bize karşı üstünlük sağladılar ve direncimiz düşmeye başladı. Biz yine de maçı son çeyrekte bırakmadık ve yaptığımız tam saha baskı ile rakibi sıkıştırdık. Mücadele sonrasında da takım olarak nasıl oynamamız gerektiğini anladık. Bizim adımıza büyük tecrübe oldu. Aslında bakarsanız saygınlık kazanıp kazanmamak bizim adımıza önemli değildi. Sadece oyun planımızı oturtmamız bile bizim için yeterliydi. O maçtan çıkardığımız dersler ile birlikte de Mali, Tayvan, Kanada ve İspanya’yı saf dışı bıraktık. Bizim adımıza önemli bir dönüm noktasıydı diyebilirim.”