Normalde bunun hakkında konuşmayı sevmem ama biri bana ciddi bir şekilde hayat hakkında sorarsa anlatırım. Geçen yaz Pat Riley’ın ofisine girdim, bana sordu, anlattım. Şimdi de size anlatıyorum.
Öyle çok büyük internet kullanıcısı sayılmam ama insanların benim hakkımda söylediklerini ve paylaştıklarını görüyorum.
”Sevmediği hiçbir şutu yok”
”Manasız bir öz güveni var”
”NBA’in en iyi oyuncusu olduğunu düşünyor”
Tabii ki öyle düşünüyorum.
Çünkü öyle düşünmek zorundayım.
Bakın, şimdi benim nasıl bir yerden geldiğimi biliyorsunuz. 12 yaşındayken 30 yaşında adamlara kafa tutan, bir şekilde olaya dahil olmaya çalışan bir çocukluk.
Philly’de anlam verilemeyen öz güveniniz olmadan hayatta kalabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Hiçbir zaman benim ağzımdan ”yapamam” lafını duymayacaksınız.
Yapabilirim, yapacağım, hatta daha önce yaptım.
Ve şunu unutmayın, Ligde en iyilere karşı oynadım. LeBron, K.D. ve Russ. Ve sadece oynamakla da kalmadım, onlara karşı yarıştım.
OKC’deyken K.D. ile birlikte idmanları beraber yapardık ve her bire birde onu yenmek için oynardım. O, bunu biraz komik bulurdu.
Gidin ve ona son bire birimizi kimin kazandığını sorun, cevaplasın.