Sezonun sırası en tahmin edilemeyen takımı Olympiacos dersek sanırım yanılmış olmayız. Basketboldan anlayan hiç kimse kırmızıların bu noktada olmasını beklemiyordu. David Blatt etrafında kurulan takım için sezon başında yapılan yorumlar pozitiften de öteydi. Yaptığı transferler ile kültürüne uygun mücadeleci bir takım olacağına dair inanç daha parkeye adım atmadan vardı. Ancak işler sahada birden tersine döndü. Goss ve Spanoulis’in süre problemi peşinden birçok başka sıkıntıyı da tetikledi. Belki de bu kadar hızlı bir kültür geçişi için henüz çok erkendi. Blatt belli ki burada aceleci davranmıştı.
Spanoulis’in ayakları eskisi kadar hızlı olmayabilirdi ancak saha içinde koyduğu mücadele, takıma kattıkları bir skorerden veya istatistikten daha öteydi. Ne de olsa Olympiacos denince ilk akla gelen oyuncu kendisiydi. Kültürü bu kadar erken erozyona uğratmaya çalışmak finansal problemlerle birleşince şu anda ilk dörtte olması beklenen Yunanlar için playoff’a kalmak birden kabusa dönmüştü. Kadro mühendisliğinde olmasa da kadro kullanımında yapılan değişiklikler onları birden sekizinci sıraya savurmuştu.