Oyuncu grubunun hücum aksiyonlarına sahip olduğu yatkınlığın aksine takımdaki bazı temel parçalar haricinde hedef karşılaşmalarda savunmada ayakta kalabilmek adına ekstra performanslara ihtiyaç duyacak İspanya’nın bu bağlamda en güvendiği isimlerin başında Sergio Llull geliyor. Sergio Rodriguez’in hücumda yaptığı enfes işlere karşın savunmada zayıf bir karın olarak görülmesi ve Pau Ribas’ın örneğin Sırbistan karşısında vereceği katkının yanında ufak bir soru işaretinin olması Llull’u bu şampiyona için daha değerli kılan faktörlerin başında sıralanabilir. Ibaka’nın yokluğunda caydırıcılığını yitirecek çember savunmasını aynı tarz ve nitelikle kotarması mümkün gözükmeyen İspanya’nın burada doğabilecek problemleri boyalı bölgede alan kapatarak çözmeye çalışacağı gün gibi ortada. Serbest atış çizgisine kadar rakiplere el gösterebilen uzunlara sahip olmalarının bu oyun stratejisinde onlar için çok büyük avantaj olduğunu düşünüyorum zira orta mesafede şut tehdidi yaratabilen rakiplerle karşılaşacakları için şampiyonanın ilk gününden itibaren bu planı olgunlaştırmaları oldukça faydalı olacaktır.
Özellikle EuroBasket 2015’in ilerleyen aşamaları için savunmada yaşanabilecek bireysel hataların hasarını en aza indirebilmek adına kısa oyuncuların parkeye yansıtacağı enerji oldukça önemli olacak. Uzun oyuncu rotasyonundaki hemen hemen her bireyin savunmada enerji kavramıyla değil de pozisyon bilgisi ve alan paylaşımı sayesinde varlıklarını sürdürdüklerini düşünecek olursak bahsettiğim enerji kavramının İspanyollar için ne derece değerli olduğunu daha iyi kavrayabileceğimizi sanıyorum. Avrupa basketbolunun tepesindeki ülkelerle verecekleri madalya yarışında bir adım öne çıkmak istiyorlarsa Vives ve Ribas gibi rotasyonun yeni parçalarının savunmada ortaya çıkaracakları topsuz kat verimine ve bu isimlerin parkeye yansıtacakları enerjiye fazlasıyla ihtiyaç duyacaklarını belirtmeden geçmeyi doğru bulmadığımı da belirtmeliyim.