Avrupa Şampiyonası’nda grup aşamasının son günü geride kaldı ve bundan sonra organizasyona eleme karşılaşmalarıyla devam edilecek. Grup müsabakalarının tamamlandığı son günde öne çıkan bireysel performansları, sürpriz sonuçları ve hayal kırıklıklarını mercek altına almaya çalışacağız.
Günün bireysel performanslarından bahsederken ilk sırayı Milos Teodosic’e vermemek büyük haksızlık olur. Türkiye maçına değin çıktığı karşılaşmalarda beklentilerin altında kalan ancak Türkiye karşısında sergilediği inanılmaz performansı İtalya maçında da sürdürmeyi başaran yıldız oyun kurucu, oyun içinde aradığı özgürlük ortamına kavuşmuş gözüküyor. Koç Djordjevic ile arasında farklı ve özel bir iletişim bulunan Teodosic’in şampiyonanın kalan kısmına bu performansının ne kadarını taşıyabileceği Sırbistan’ın belki de kazanacağı madalyanın rengini belirleyecek. Bu konuda taraf olması mümkün olmayan bir basketbol tutkunu olarak belirtmeliyim ki Milos Teodosic, işler kendisi açısından iyi gittiğinde Avrupa topraklarında izlemesi keyif veren en büyük oyunculardan biri.
Teodosic’in son iki maça sıkıştırdığı inanılmaz performansın aksine şampiyona başından bu yana müthiş bir çizgi yakalayan Pau Gasol’den de bahsedelim istiyorum. 35 yaşına merdiven dayamış bir basketbolcunun fiziksel ve mental açıdan basketbolda yapabileceklerinin zirvesini ortaya koyuyor tecrübeli isim. Şampiyonada verimlilik puanı sıralamasında zirvede bulunan Pau Gasol, dün de düşman çatlatan bir performans ortaya koyarak Almanya karşısında 16 sayı, 11 ribaund, 6 asist üretmeyi başardı. İspanya’nın şu an zihinsel açıdan şampiyonayı en çok isteyen oyuncusu konumunda bulunan ağabey Gasol, yanına en az bir tane yardımcı erkek oyuncu eklemeyi başarırsa İspanya’nın gidişatın aksine önemli işler yapabileceğinin notunu düşerek bu kısmı sonlandıralım.
Bireysel performanslar