Bildiğiniz üzere İspanyollar, Milli Takımızın’da bulunduğu ”Ölüm Grubu” olarak adlandırılan B Grubu’nda yer alıyordu. İlk gün mücadelesinde Sırbistan ile karşılaşıp sahadan mağlup olarak ayrılan İspanya turnuvaya istediği başlangıcı yapamamıştı. Bu maçta alınacak bir galibiyet rakiplerine ve kamuoyuna mesajı baştan verebilirdi ancak İspanyollar ilk gün bunu başaramadılar. Turnuvanın 2. günü Milli Takımımızla karşılaşan İspanya, Sırbistan mağlubiyetinin ve Milli Takımımızın İspanya karşılaşmasını ”hedef maç” olarak görmemesinin de etkisiyle sahadan 104-77’lik farklı bir galibiyetle ayrıldı. Bu galibiyetle İspanyollar morallense de, 3. günde İtalya duvarına çarptılar. Gallinari ve Bellinell’nin etkileyici performansları sonucu sahadan 105 sayı yiyerek mağlup olan İspanya, bu sonuça gruptakı ilk 3 maçının 2’sini kaybetmiş oldu. 4. günde grubun en zayıf ekibi İzlanda’yı geçen İspanya, son gün ise Almanya karşısında tamam ya da devam niteliğinde bir karşılaşmaya çıktı. Zorlandığı maçta ev sahibi Almanya’yı 77-76 mağlup eden İspanya, bu sonuçla grubu 3 galibiyet 2 mağlubiyet ile 2. sırada tamamlamayı başardı.
Son 16 turunda rakip Polonya’ydı ve İspanya karşılaşmayı 14 sayı farkla kazansa da oynanan oyun şampiyonluk için tatmin edici değildi. Polonya karşısındaki çeyrek final bileti, son çeyrekte oynanan etkili oyun ve genelinde zorlanılan bir karşılaşmada alınmıştı. Çeyrek finalde ise rakip kadrosunda Spanoulis, Calathes, Antetokounmpo gibi önemli isimleri bulunduran şampiyonluk adayı Yunanistan’dı. Maç boyunca büyük bir çekişmeye sahne olan karşılaşmayı, son çeyrekteki etkili oyunu ile 73-71 kazanan İspanya, yarı finale yükseldi. Bir çok kişi için sürpriz niteliğindeki bu galibiyette başrol tabi ki 30 sayı-9 ribaunt ile Pau Gasol’e aitti. Yarı finalde rakip Fransa’ydı ve şüphesiz ki ev sahibi ve son şampiyon karşısında sergilenecek mücadele her zamankinden daha zorlu olacaktı. Ama İspanya durmadı, Fransa’yı büyük bir savaşa sahne olan karşılaşmada uzatmalarda 80-75’lik skorla geçerek tarihinde 9. kez finale yükseldi.