Modern spor hayatının içerisine rekabette avantajlı konuma gelebilmek adına önce atletizm branşıyla giren daha sonra atletizmde birçok ülke için olağan bir durum haline gelen ”yabancı uyruklu sporcuyu devşirme, bir başka deyişle sportif faaliyetler için kendi vatandaşın yapma” dürtüsü hemen hemen her spor dalına olduğu gibi basketbola da sıçramış durumda.
Fransız İhtilali’nin ardından tüm dünyada yayılan milliyetçilik düşüncesi ve çok uluslu ülkelerin yaşadığı ekonomik, sosyal, tarihi problemlerin perdeden günümüze yansıyan bölümleri dahi bugün basketbolda birçok ülkenin sporcu devşirme yoluna gitmesinin önüne geçebilmiş değil. Dönemsel olarak katılım gösterilen şampiyonalarda mevcut oyuncu gruplarındaki oyuncu eksikliğine göre basketbolcu devşiren ülkeler, bu husustaki oyuncu tercihlerini genel olarak kendi yerel liglerinde forma giyen isimlerden yana kullanıyorlar. TBF’nin Emir Preldzic ve sonrasında Bobby Dixon tercihleri buna en güzel örneklerden olsa da bazı ülkeler de tamamen oyuncu kalitesi ve takım ihtiyacına odaklanıp farklı liglerden oyuncu tercihlerinde de bulunabiliyorlar. Çek Cumhuriyeti’nin bu yaz gerçekleştirdiği Blake Schlib, Ukrayna’nın ise Pooh Jeter’in yokluğunda tercih ettiği Jerome Randle, bu noktada beyin fırtınasında bulunmamızı sağlayan tercihlerden sadece birkaçı.
Bu yazıda sizlerle EuroBasket 2015’te boy gösterecek devşirme statüsündeki oyunculara biraz daha yakından bakacak, merceklerimizi ve zihinlerimizi bu oyuncuların seçilme sebeplerine daha fazla yoğunlaştıracak ve en nihayetinde de oyuncuların bireysel niteliklerinin altını kalınca çizeceğiz. İçeriğimizin yapı taşlarını oluşturmaya Ergin Ataman’ın ve TBF’nin Emir Preldzic’in sakatlığı nedeniyle gerçekleştirmek durumunda kaldıkları Bobby Dixon hamlesiyle başlıyoruz.
Devşirme oyuncular