Avrupa’nın esas oğlanlarının Eurobasket 2013’e hazırlandığı Ağustos ayında küçük kardeşler Eurobasket 2015 için eleme turu oynadılar. Bu sene değişen statüyle 13 takımın katıldığı turnuvanın birincisi Ukrayna’da düzenlenecek olan şampiyonaya katılma hakkını kazandı. Diğer takımlar ise 2014’te yapılacak olan 2. Eleme Turu’nda şanslarını tekrar deneyebilecekler. Bendeniz, İsviçre’de ikamet ettiğimden turnuvayı daha yakından takip etme şansı buldum. Dolayısıyla, arada hafif İsviçre detaylı bir yazı olacak bu.
İsviçre’de basketbol pek popüler bir spor değil. Buz hokeyi, futbol, kayak, tenis, vs.’den sonra 57851. sırada yer alıyor. Eurochallenge dahil olmak üzere hiçbir klüp organizasyonunda temsil edilmiyorlar. Ama bütün bunlara rağmen genç ve dinamik bir takımları var ve gruptan çıkıp bir yarı final izletmeyi başardılar.
Turnuva Statüsü
13 takım resimde görüldüğü gibi 4 gruba dağıtıldı ve deplasmanlı lig usulü ile grup maçları oynandı. Grup birincileri yine iki maç üzerinden yarı final ve final maçlarını oynayıp turnuvanın şampiyonunu belirlediler.
A Grubu (Bulgaristan 7, İzlanda 6, Romanya 5)
Bulgaristan’ın hafiften favori olduğu bu grupta İzlanda ve Romanya Bulgarlara biraz da olsa sorun yaşatmayı başardı. Romanya’yı dışarıda, İzlanda’yı da içeride farklı yenerek gruba başlayan Bulgaristan Varna’da Romanya’ya karşı hiç beklenmedik bir mağlubiyet alınca İzlanda için gruptan çıkma şansı doğdu. Rejkjavik’teki grubun kilit maçında son derece iyi oynamalarına rağmen Bulgaristan maçı 79-81’lik skorla kazandı ve A Grubu’ndan yarı finale çıkan takım oldu.
B Grubu (Estonya 7, Portekiz 6, Hollanda 3)
Hollanda, ilk iki maçta hem Estonya’yı hem de Portekiz’i yenerek üst tura göz kırptığı grupta FIBA’dan gelen haberle sarsıldı. Portakallar galip geldikleri bu maçlarda iki devşirme oyuncu oynattıkları için 20-0 hükmen mağlup sayıldılar ve sıfır puana düştüler. Bu durumu iyi değerlendiren takım ise Estonya oldu. İlk maçta evlerinde Portekiz’e mağlup olmalarına rağmen önce Hollanda’yı 64-63, sonrasında ise Portekiz’i deplasmanda 64-85 yenerek yarı finale isimlerini yazdırmayı başardılar.
C Grubu (İsviçre 11, Avusturya 11, Danimarka 8, Lüksemburg 6)
Turnuvanın tek 4 takımlı grubunda İsviçre’nin Fribourg kentinde oynadığı iki maçı (Danimarka ve Avusturya) izleme şansım oldu. İlk maç olan Danimarka maçında, Danimarka sokaktan toplanmış bir takım görüntüsü verdi ve ortalama bir takım olan İsviçre’ye karşı sadece 37 sayı üretebildi. (Aynı Danimarka’nın evinde sadece 1 sayı farkla yenilmesine ise İsviçre’deki maçı izlemiş biri olarak inanamadım. Yeni kurulmuş bir takım olduklarından deplasmanlarda kolayca dağılabiliyorlar.) Grupta öylesine takılan Lüksemburg ve Danimarka’yı bir yana bırakırsak asıl mücadele denk kuvvetlerdeki Avusturya ve İsviçre arasında geçti. Özellikle genç ve atletik uzunu Capela ve skorer Dusan Mladjan’ın etkili oyunuyla Avusturya’yı evinde 69-63 yenen İsviçre deplasmana 6 sayılık avantajla gitti. Grubun son haftasında oynanan düğüm maçını 97-96 kaybetmesine rağmen sayı averajıyla yarı finale çıkan İsviçre oldu.
D Grubu (Beyaz Rusya 7, Slovakya 6, Macaristan 5)
Denk kuvvetlerin mücadelesi şeklinde geçen ve her takımın birbirini yenme potansiyeli varmış gibi görünen D Grubu genelde ev sahibi takımların yer yer farklı galibiyetlerine sahne oldu. Macaristan’ı evinde 61-63’lük skorla yenerek gruptaki tek deplasman galibiyetini kaydeden Beyaz Rusya yarı finallere çıkan takım oldu.
Yarı Finaller
Yarı final maçlarında Bulgaristan, İsviçre ile karşılaşırken Estonya ise Beyaz Rusya karşısında finale çıkmak için mücadele verdi. Sofya’daki ilk maçta İsviçre iyi bir mücadele vermesine ve üçüncü periyodun ortalarında 7 sayı farkla önde olmasına rağmen (49-56) tecrübesizliğine yenik düştü. Ardarda gelen Bulgaristan serilerine yanıt veremeyen İsviçre ilk maçı 21 sayı farkla kaybederken (92-71) ikinci maça çok bir umut taşıyamadı. Diğer yarı finalde ise Beyaz Rusya evinde Estonya’yı 6 sayı farkla yenerek Estonya’ya küçük bir avantajla gidiyordu. İsviçre rövanş maçına basketbola olan ilgi düşünüldüğünde iyi denilebilecek bir miktar olan 1340 kişi önünde 22 sayılık bir galibiyet için çıktı ama Bulgar oyuncuların, özellikle Ivanov ikizlerin iyi oyunu ve tecrübesi bunu imkansız kıldı. 12 oyuncunun da sayı bulduğu Bulgaristan, İsviçre deplasmanında da 20 sayı farkla galip gelip final biletini cebine koydu. Bu turnuvada yarı final oynayan takımın 2. Eleme Turu’nda da iyi maçlar çıkaracağına kuşkum yok. Diğer yarı final eşleşmesinde ise Estonya evinde Beyaz Rusya’yı özellikle Siena’dan tanıdığımız Kangur’un etkili oyunuyla 79-61 mağlup ediyor ve finalde Bulgaristan’ın rakibi olmaya hak kazanıyordu.
Final
İlk ayağı Sofya’da oynanan finalde Bulgaristan maç içinde yakaladığı 10 sayılık farkı son çeyrekte koruyamayarak 58-55’lik bir galibiyet ile yetinmek zorunda kaldı. Tüm turnuva boyunca olduğu gibi Ivanov kardeşlerin sürüklediği, ribaundlarda 45-31’lik üstünlük kuran bir Bulgaristan takımı vardı sahada ancak düşük şut yüzdeleri avantajlı bir galibiyet almalarına engel oldu. İkinci maçta ise Estonya videoda görüldüğü gibi (http://www.youtube.com/watch?v=zPdSBGuXsmY) başkent Tallinn’de 7500 kişinin oluşturduğu müthiş bir atmosfer eşliğinde sahayı Bulgarlara dar etti ve 61-49’luk galibiyet ile Eurobasket 2015’e katılmaya hak kazandı.
Hollanda iki devşirme oyuncu oynatıp ceza almasaydı büyük ihtimalle gruptan çıkamayacak olan Estonya’nın bu müthiş atmosferde en tepeye ulaşması Eurobasket 2013 hengâmesinde dikkat çekmeyen ama iki sene sonra hatırlanacak hoş bir hikâye oldu.
Okan Yılmaz – https://twitter.com/afkaramazov