Geçtiğimiz aylarda Türkiye Basketbol Federasyonu, küçükler kategorisinde oynanan maçlarda bazı düzenlemelere gidileceğinden bahsetmişti. Bazı insanlar da küçükler kategorisinde yapılan alan savunmasının çocuklara yarardan çok, zarar getirdiğini düşünüyorlar. Ben de aslında bakarsanız bu düşüncelere katılıyorum. Erhan Toker ise bu konuya çok daha farklı bir yoldan yaklaşıyor:
”Kurallardan ziyade basketbol felsefemizi oturup tartışmamız gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda da bazı konuşmacılar bu konudan bahsetti. Maalesef ki biz bir ekol değiliz. Litvanyalıların nasıl oynadığı, İspanyolların nasıl oynadığı, Sırpların nasıl oynadığı herkes tarafından biliniyor. Fakat bizim farklı jenerasyonlarda, farklı oyun tarzlarımız var. Dolasıyla da bir ekolümüz yok. İlk olarak bu konunun üzerine gitmemiz gerekiyor. Daha sonrasında da şunu idrak etmeliyiz. Altyapılardan bana göre çok donanımlı oyuncular çıkartamıyoruz. Ben burada tabii ki kendimi ayırt etmiyorum. Bireysel fundamental olarak, bireysel yetenek olarak çok daha iyi oyuncular çıkartmalıyız. Şu anda ülke olarak biz biraz daha ezberci bir mentaliteyle oyuncu yetiştirmeye çalışıyoruz. Çocuklara oynatacağımız şablonu da ezberletmeye çalışıyoruz. Bunu satranç oyununa benzetebiliriz aslında. İlk olarak bu konuların üzerinde durmalıyız. Oyuncuların karar verebildiği, oyuncuların biraz daha fazla özgür olabildiği bir ortam yaratmalıyız. Tabii bunu yapabilmek için de çok daha donanımlı oyuncular yetiştirmeliyiz. Eksiklerimiz olmasına rağmen Avrupa çapında çok iyi bir konumdayız. Eğer söylediğim gibi ezberciliği kaldırıp, yaratıcılığın önde olduğu bir sistem oluşturabilirsek; çok daha başarılı olabiliriz.”
acaba neden bir ekol olamıyoruz!!!! hay alah türkiye basketbol liginde pardon her şeyi abartmayı sevdiğimizi unutmuştum türkiye basketbol süper ligindde türk basketbolcu oynamadığımdan dolayı olabilir mi ????
6 yabancı ile büyük takımlar istediğini aldı ve Avrupa’da en üst düzeyde kadrolar kurabiliyorlar. TBL’de de seviye gerçekten yukarı çıktı. Eğer bu takımlar bizim vergilerimiz ve bizim aldığımız biletler ile bu seviyeye geldiklerine göre artık sıra bu ülkenin gençlerine yatırım yapmaya gelmiştir. Biraz da dönüp kendi genç oyuncularımıza yatırım yapılmalıdır. Bunu yaparken de sadece bir kaç klüp ve tbf değil, herkes bu taşın altına elini koymalıdır. Ne kadar çok oyuncu yetiştirirsen, yerli oyuncunun maliyetide yüksek olmayacaktır. Örnek bir sistem;
1- BSL, sahada en az bir U22 genç türk oyuncu olmalı.
2- TBL, sahada en az bir U21 genç türk oyuncu olmalı.
3- U19 gelişim ligi(BSL takımları için zorunlu)
4- BSL, yabancı sayısından bağımsız, kıta dışı oyuncu sayısı en fazla 2 olmalı.
Giresun – Büyükçekmece hazırlık maçını izledim. Özellikle Okben-Emircan ikilisi ligin ilerleyen zamanlarında çok daha etkin olacak gibiler. Süre aldıkça daha da güçlenecek ve özgüvenleri artacak.
Ligde kaç yabancı olduğunun bir önemi yok. Önemli olan bu takımda görev alıp, süre bulan genç isimlerin olması. Büyükçekmece de Tayfun-Burak ikilisi saha da olmak için rekabete girsinler ama en az biri saha da olsun. 1-2 sezon sonra elimizde o kadar çok yetenekli isim olacak ki, kimse yerli oyuncu pahalı vs. diyemeyecek. BSL’ de kalite biraz düşecektir ancak kendi oyuncularımız olsun istiyorsak, herkesin biraz fedakarlık yapması gerek.
ben de maçı canlı izledim lakin benim gözümde dağ fare doğurdu.yeşilgiresunun medyayaya lanse ettiği 4 yabancı ve türk gençleriyle oynayacaklarıydı fakat hazırlık maçları gösterdi ki yabancılar yine 35-38 dk arası sahada okben ve emircan dışında doğru dürüst süre alan türk oyuncu özellikle türk genç oyuncu yok.doğuş ve enes berkay en az okben ve emircan kadar süre almayı hak eden oyuncular.ömer utku al ve efe beşok da gelişim için buraya getirildiyse oynatmadıktan sonra ha bjk da yada pertevniyalda bench de oturmuş ha giresunda.hiç olmassa istanbul da evlerinde otururlardı.enes berkay ,doğuş,ömer utku okey masasında ki yancılar gibi bench de oturacaklarsa neden giresuna gittiler yeşilgiresun okben ve emircanı pazarlamak için mi ist baskete teslm edildi?
SAYIN HOCAMIZ SATIR ARALARINDA DA OLSA ÇOK ÖNEMLİ BİR SORUNA DEĞİNMİŞ. ARTIK ÇOCUKLAR BASKETBOL OYNAMAYA ÇOK İSTEKLİ DEĞİLLER. BASKETBOL OYNAMAK İSTEYEN ÇOCUK SAYISI ARTMASI GEREKİRKEN AZALIYOR. ÜST DÜZEY BASKETBOL OYNAMAYA HEVESLİ NE KADAR ÇOK ÇOCUK OLURSA İYİ OYUNCU BULUNMASI VE YETİŞMESİ İHTİMALİ O KADAR ARTAR. ANCAK ÇOCUKLARI BASKETBOLA MOTİVE ETMEK İSTİYORSANIZ ONLARA BİR HAYAL VE KAHRAMANLAR SUNMAK ZORUNDASINIZ VE BU GERÇEKLEŞMESİ MÜMKÜN BİR HAYAL OLMALI. BUGÜN MEVCUT SİSTEM İÇERİSİNDE ÇOCUKLARA BU HAYALİ SUNMUYORUZ. BİR KAÇ YIL ÖNCESİNE KADAR EN AZINDAN MİLLİ TAKIMIMIZDA ÜLKEMİZDE YETİŞEN OYUNCULARIN BAŞARISI BU MOTİVASYONU OLUŞTURUYORDU. ÇOCUKLAR İBRAHİM , KEREM, MİRSAD,HİDAYET OLMANIN HAYALİNİ KURABİLİYORDU.”ONLAR KADAR ÇALIŞIRSAM ONLAR GİBİ OLABİLİRİM” DİYORDU. BUGÜN KURULABİLECEK HAYAL KALDI MI? SANMIYORUM.ÇOCUKLARI BU İŞİN İÇİNE ÇEKMEK İSTİYORSAK ÇOCUK GİBİ DÜŞÜNMELİYİZ.BENCE SAPANCA’DA YAPILAN ARAMA KONFERANSINA BASKETBOL OTORİTELERİ İLE BİRLİKTE ALTYAPILARDAN ÇOCUKLAR DA ÇAĞRILIP ONLARIN DA FİKİRLERİ ALINMALIYDI. BU KAFAYLA GİDİLİRSE BİRKAÇ YIL SONRA BASKETBOLUN OYNANMADIĞI; ANCAK KULÜP TAKIMLARININ AVRUPA’DA ÇOK BAŞARILI OLDUĞU BİR ÜLKE OLURUZ.(SEYREDEN KALIRSA) SAYGILARIMLA.