Ergin Ataman: “Yabancı oyuncu sayısı konusunda popülist bir yaklaşım yapıldı”

Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman, Demirören Haber Ajansı’na verdiği röportajda önemli konulara değinirken dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Bu sezon Türkiye’de yabancı oyuncu sayısının düşürülmesi hakkındaki görüşlerini dile getirdi. Bu kuralın sakıncalı olduğu belirten Ergin Ataman, “Doğru model, sahada mutlaka oynayan bir Türk oyuncu olmalı ve bu Türk oyuncu kesinlikle devşirme oyuncu olmamalı. Bugün ülkemizde sanıyorum 6-7 tane devşirme oyuncu var fakat bunların hiç bir tanesi milli takımda oynamıyor. Çoğunun zaten artık yaşları geçti. Bunların Türk basketboluna bir faydası yok. Yani biz oyuncu sayısını düşürdük ki milli takımda daha çok oyuncu yer alsın. Bir kere bu devşirmelere de mutlaka bir formül bulmamız gerekiyor ligdeki maçlar için. Ayrıca sahada yer alacak bir tane gerçek Türk oyuncu yani milli takımda yer alabilecek bir oyuncunun 40 dakika sahada yer alması gerekiyor. O oyuncu değişir veya sahaya çıkan oyuncu sayısı da değişebilir. Bunu uzun zamandır söylüyorum, yabancı oyuncu sayısı 7 veya 8 olabilir. Yani yabancı oyuncular kendi aralarında değişirken yerli oyuncular da kendi aralarında değişir. Böylelikle takımların kadrolarında 7’nci, 6’ncı olarak Türk oyuncuları benchte oturtacaklarına rotasyonda olurlar. Gerçekten oynayacak ve milli takıma katkı sağlayacak kadrodaki oyuncular da sahada gerçekten o 40 dakikayı paylaşırlar. Rol oyuncusu olmaktan çıkıp, gerçek oyuncu sıfatına girerler. Bu teklifi federasyona yaptım, hatta Obradovic’in de röportajını izledim ‘kimse bize sordu mu ki’ dedi. Bana da sorulmadı. Ben söyledim ama pek kale alan olmadı. Bana göre yabancı oyuncu sayısının indirilmesi konusunda tamamen popülist bir yaklaşım yapıldı. Bunun ben milli takıma faydalı olamayacağı gibi Avrupa Kupası’nda bizler gibi olan kulüplere de zarar vereceğini düşünüyorum” dedi.

“Bu sene bu durum takımlarımız için ciddi bir sıkıntı. Özellikle bizim için, Euroleague’de oynayan diğer takımlarımız için ve Avrupa Kupaları’nda oynayan diğer takımlarımız için ciddi bir sorun. Bazı oyuncularımızı hafta sonu oynanan maç temposundan dolayı çıkarmak zorunda kalıyoruz. 1 ya da 2 gün ayrı idmanlar yapıyoruz. Mesela maç günü onları bireysel olarak ayrı çalıştırıyoruz. Maçtan sonraki gün oynayan oyuncular yorgun oluyorlar. Bu sefer yine hep birlikte antrenman yapamıyoruz. Bunlar ciddi anlamda Avrupa Kupası’nda oynayan takımlarımız için bir handikap. Biz kendi içimizde bir takım sistemlerle bunu çözmeye çalışacağız. Ben de Türkiye’deki yerli oyuncuların daha çok oynaması gerektiğini uzun yıllardır belirtiyorum ama federasyonun bu modelinin yanlış ve sakıncalı olduğunu düşünüyorum” sözlerini kullanan deneyimli çalıştırıcı, bu yaz İtalya’da ziyaret ettiği efsane Koç Larry Brown’ın Anadolu Efes’in çalışma disiplininden etkilendiği söyledi.

“Larry Brown bizim antrenmanları izlemek için izin istedi, biz de izin verdik. Ertesi gün onlarla yani Torino ile oynayacaktık. O da geldi 2 saatlik antrenmanın tamamını izledi. O gün biz de bayağı tempolu bir antrenman yaptık. Antrenmandan sonra gelip tebrik etti. Antrenmanı çok beğendiğini, oyuncuların çalışma disiplinini ve hırslarını, bizim antrenman sistemimizi ve koçların antrenman hareketliğinden çok etkilendiğini belirtti. Biz de teşekkür ettik kendisine. Sonuçta dünya basketbolunda bir idol kendisi ve biz genç yaşlarımızda basketbolu onlardan öğrendik. Onların kitaplarını okuduk ve onların antrenman görüntülerini seyrettik. Ben de kendisine, antrenmanlarımızın çoğunu kendisinden öğrenerek yaptığımızı söyledim. O da daha sonra İtalya basınında ve EuroCup internet sitesine verdiği röportajda bundan etkilendiğini söylemiş. Bir Avrupa takımının yani Anadolu Efes’in böyle sert ve disiplinli antrenman temposu olmasını takdir ettiğini söylemiş, biz de kendisine teşekkür ettik.”

NBA’de çalışmak isteğini fakat bunun uzun süreli bir plan olduğunu ifade eden Ergin Ataman, NBA ve Avrupa arasındaki farklara da değindi.

“NBA’de oynanan basketbol ve Avrupa’da oynanan basketbol çok farklı. NBA’de daha çok oyuncuların bireysel gelişmelerine önem veriliyor. Antrenmanların çoğu bireysel antrenman olarak planlanıyor. Bir oyuncu sabah 10.00’da geliyor, öğlen saat 13.00’e kadar 3 saat boyunca fiziksel çalışma yapıyor, bireysel eksikliklerini gideriyor ama takım olarak yapılan antrenmanlar çok kısa oluyor. 40 dakika gibi bir antrenman yapılıyor. Çünkü NBA’de çok fazla maç oynanıyor ve sezonlar daha kısa. Öyle olduğu zaman o boş sezonlarda genellikle oyuncuların bireysel olarak fizik güçlerini arttırmak için kendi kondisyonerleriyle çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bunun neticesi olarak fiziksel gelişimlerinde çok büyük katkı oluyor ama takım bazında bakıldığında Avrupa’da özellikle Euroleague’de çok daha üst seviyede bir takım basketbolu oynanıyor. NBA’de ise play-off’lara kadar bir gösteri gibi maçlar oynanıyor. Daha düşük tempoda maçlar oynanıyor ancak play-off’larda sertlik başlıyor. Avrupa’da ise daha ilk maçtan itibaren o sertlik seviyesi arttığı için Avrupa’da antrenman tempoları da daha sert geçiyor.”

“Ben bugüne kadar bir çok NBA oyuncusuyla Avrupa’da ve burada çalıştım. Allen Iverson ile kısa bir dönem çalıştım. Deron Williams ile 2 ay çalıştım. Bunun dışında Carlos Arroyo ile de çalıştım. Bu nedenle başantrenörler arasında çok bir fark görmüyorum. Tabii ki her ülkenin kendi basketbol ekolü var. NBA’de koçluk yapabilmek için bir kaç yıl orada yardımcı koçluk yapmak gerekiyor. Ondan sonra orada kendi kişisel bilginizi ve kapasitenizi gösterip sonrasında böyle bir imkan olabilir. Şu anda bakıldığı zaman da Avrupa’dan bir çok antrenör NBA’de, özellikle yardımcı koç olup birinci yada ikinci asistan koç olabiliyorlar ki bu NBA’de çok önemlidir. İlk 4 yardımcı koçtan birisi olmak ona birinci sıra yardımcı koçluk denir. Bugün baktığınızda bir çok isim var. İtalya’dan Ettora Messina yıllardır orada. Şimdi Sergio Scariolo gitti. Yunanistan’dan Fotios Katsikaris, Slovenya’dan koçlar var. Neven Spahija geçmişte Atlanta’da çalıştı. Onun için artık ben Türk basketbolunun geldiği bu noktada itibariyle antrenörlerinde hedefinin bu olması gerektiğini düşünüyorum ve benim de hedeflerim arasında var ama bu biraz uzun vadeli bir süreç. Önümüzdeki 2 veya 3 yıl içerisinde olabilecek bir hedef. Şu anki en büyük hedefim Anadolu Efes ile Euroleague’de zirveye çıkabilmek.”


  • DHA’nın yaptığı röportajın tamamına buraya tıklayıp ulaşabilirsiniz. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler