THY EuroLeague’de son derece başarılı bir grafik çizen Anadolu Efes’in Koçu Ergin Ataman, bir takım açıklamalarda bulundu.
Sabah Gazetesi’ne konuşan Koç Ergin Ataman, sezon değerlendirmesinden Vasilije Micic’in performansına, sezon hedeflerinden Anadolu Efes geleneğine kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Ergin Ataman‘ın açıklamaları:
“Biz bu sezon yeni bir takım kurduk. Tabii ki istediğiniz kadar iyi takım kurun bir takım zorluklar yaşıyorsunuz. Oyuncuların birlikte oynamaya alışmaları için bir süre gerekiyor. Biz bu konuda oldukça şanslıydık. Ya da doğru tercihler yaptığımızı söyleyebilirim. Çünkü bu aşamayı çok hızlı bir şekilde atlattık ve hem EuroLeague hem de lige oldukça iyi başladık. Tabii ki ilk etapta bizim için EuroLeague çok önemli. Uzun yıllardır, basketbolda Avrupa’da bu işi en ciddi yapan, en fazla kaynak ayıran, altyapıdan oyuncu çıkaran, NBA’e oyuncu yollayan bir kulüp Anadolu Efes. Ama yaklaşık 20 yıldır Final Four göremediğimiz için önceliği biz EuroLeague’e verdik. Sezon başında hedefimiz ilk sekizdi. Neticede geçen sezon sonuncu olan bir takımdan bahsediyoruz. Ama bugün geldiğimiz noktada ilk dördün içine kalabilir miyiz diye planlar yapıyoruz. Bunun dışında Avrupa basketbol otoritelerine göre de EuroLeague’in en keyif veren basketbolunu oynayan takımız. Bu durum da bize keyif veriyor. Oyuncular da oynadıkları basketboldan keyif alıyorlar; izleyenler de… Onun için bugün geldiğimiz nokta çok iyi. Ama tabii ki önümüzde 10 tane daha maç var.
Ben hayali açıklamalar yapmam. Sezon başında bu takımı kurduğumuzda “Şampiyon olacağız, final oynayacağız” diye açıklama yapmadım. Playoff iddiasındaydık ama kurduğumuz takımın oynadığı basketbol, sahadaki mücadelesi ve taraftarın bize gitgide artan inancı, Avrupa basketbol kamuoyunun takımla ilgili düşünceleri ve tabii ki takımın havasını görünce ben de havaya girdim. Bir hocayı havaya sokan takımdır. Ve zaman içinde şunu düşünmeye başladım: Ben şu anda EuroLeague’in bütün takım istatistiklerinde ilk iki üç takımdan biriysem, en iyi basketbol oynayanlardan biriysem ve ligin ilk yarısında oynadığımız maçlarda şu an ligin en büyük favorisi Fenerbahçe’yi yendiysem, Real Madrid’e 15 sayı öndeyken son saniyede maç kaybettiysem, o zaman Final Four’a kalırsam onlar kadar ben de şampiyonluğu düşünürüm.
Diyorlar ki: Neden Ergin Ataman hep Fenerbahçe’den bahsediyor? Fenerbahçe’yi yenmek için plan yapıyor? Şimdi, Fenerbahçe şu anda Avrupa’nın en iyi takımı. Fenerbahçe’nin üzerine çıkabilirsem Avrupa Ligi’nde şampiyon olurum, Türkiye’de şampiyon olurum. Basketbolda bir gerçek var. Son dört yılda EuroLeague’de Final Four oynayan tek takım Fenerbahçe, üç final oynadı birini kazandı. Türkiye’de son üç yılın şampiyonu. Takım kuruluşuna gelince… Biz sezon başında takımı kurarken Fenerbahçe’ye ters nasıl bir takım kurarız; o planlarla yola çıktık. Önümüzde bir Fenerbahçe gerçeğivar. Vesely’si Datome’si,Kalinic’i, Sloukas’ı ile yıllardıraynı iskeletle oynayanAvrupa’nın en iyi oyuncularınınve Avrupa’nın en iyi hocasınınolduğu bir takım var. Bizim en üst hedefe ulaşmamız için bu takımı yenmemiz lazım. Onun için takımı kurarken Fenerbahçe’yi nasıl yeneriz diye düşündük, ona göre bir kadro kurduk. Nitekim bu sezon oynadığımız üç maçın ikisini kazandık, birini uzatmada kaybettik. Demek ki Fenerbahçe’ye ters bir takımız ama bu demek değil ki daha iyi bir takımız. Ama her zaman için kazanma şansımız var; onları iki kere yenmemiz tesadüfi bir olay değil. Planlanmış bir kadro ürünü.
Sezon başı her mevki için bir liste yaptık. Bu listede bazı noktalarda birinci tercihlerimizi aldık; mesela Beaubois. Bazı noktalarda da ikinci ve üçüncü tercihlere yöneldik. Evet, doğru Broekhoff’u istiyorduk ama olmayınca ikinci tercihimiz Anderson’u aldık. Uzun mevkiinde eski oyuncumLasme de bizim tercihlerimizden biriydi, o Panathinaikos’a gitti. Hemen o zaman Tibor Pleiss’a gittik, o da ikinci tercihimizdi. Şöyle söyleyeyim; ilk üç tercihlerimizi aldık ve bunu yaparken de transferin en başarılı takımı olduk. Biz bu kadroyu 10 milyon dolarlık bir bütçe ile kurduk ki bu şu anda ilk üçteki ve arkamızdaki takımlara baktığımızda ciddi bir başarı. Barcelona, Armani Milano veya önümüzde Fenerbahçe, CSKA Moskova, Real Madrid gerçeği var. Biz 10 milyon dolarlık bir oyuncu bütçesi ile aralarına girmeyi başardık. Bunun büyük kısmını da takımda belki de en az verim alabildiğimiz oyuncuya verdik: Larkin. Burada yönetim de büyük fedakarlık yaptı ve biz de bütçeyi iyi kullandık. Ama EuroLeague’de şöyle bir gerçek var: Başarı için iyi takım kurmak zorundasınız.
Micic bizim için sürpriz bir transferdi. Zalgiris’te oynarken çok iyi takip ettik onu. Ve Micic’i biz işin gerçeği Larkin’in yedeği olarak aldık. Birinci guard olarak almadık; hem bir numarada hem de iki numarada Larkin ve Beaubois’i dinlendirecek bir oyuncu olarak transfer ettik.Ama öyle bir çıkış yakaladı ki, belki de genç olması ve bizim sistemimiz ona çok uydu artı hiçbir zaman isimler, pasaportlar ve yaş benim için önemli değildir. Benim için oyuncunun sahadaki performansı önemlidir. Böyle olunca da Micic, Shane’in önüne geçti, yani takımın lideri oldu ve özgüveni de arttı. Tabii ki bundan Larkin de rahatsız oldu; bu da bir gerçek. Ancak sporda bunlar var. Micic formayı hak ederek aldı.
Şu anda playoff’a çok yakınız ve Final Four’a kalabilirsek bu bizim için bir avantaj olur. Final Four’a kalmayı başarabilirsek ki bu Efes tarihinde en son 19 sene önce olmuş bir olay. EuroLeague’den bahsediyorum, Suprolig’den değil. Gerçek EuroLeague’de 2000 yılında, 19 sene önce Final Four’da Obradovic’in çalıştırdığı Panathinaikos’a kaybetmiştik; o sene de şampiyon olmuşlardı Selanik’te. O günden beri Anadolu Efes’in EuroLeague’de yani Avrupa’nın en üst düzey takımlarının katıldığı ligde bir Final Four başarısı yok. Yani bizim için Final Four oynamak çok büyük bir olay ve bunu başarırsak ben şahsen şampiyonluğu düşünürüm çünkü takımıma çok güveniyorum.”
Kaynak: sabah.com.tr