Ender Uslu: “Basketbol Süper Ligi, Avrupa’nın en yüksek ciro yaratan iki liginden biri” | TB ÖZEL

Gelirlerden bahsettik, aslında ilgimizi çeken ilk şey bu gelirlerin Türkiye gibi sponsora bakış açısının sadece “Parayı versin, gerisine karışmasın” olduğu bir ülkede oluşması. İster istemez bu da şimdiki sorumuza zemin oluşturdu. Az önce bahsettiğimiz sponsora bakış açısı, Infront’un işleyişi için ne derece engel teşkil ediyor, Infront bununla nasıl başa çıkıyor, dinliyoruz:

“Güzel soru, şimdi şöyle söyleyeyim benim kişisel amacım Türkiye’deki sporu çağdaş ve gelişmiş ülkelerdeki spor seviyesine çıkarmak. Buna katkı yapabilirsem bu hayatta ne yaptın sorusuna verebileceğim içime sindirebildiğim bir yanıtım olur. Benim kişisel amacım olmasından öte Infront’un da amacı bu. Infront’la el sıkışma nedenlerimden biri de bu. Türk sporunda çok büyük dönüşüm potansiyeli var ama bu bir şekilde başlamıyor, aslında amacımız Infront’un global gücü, etki ağı ve bilgi birikimi ile ülkemizin ihtiyaçlarını buluşturabilmek, ve bu sayede olumlu yönde bir dönüşüm sağlamak. Ekibimin de amacı bu. Bu durum kültürel değişim ve vizyonu gerektiriyor.

“Türkiye Basketbol Federasyonu’na teşekkür etmek isterim”

“Ülkenin ekonomik olarak geri gittiği dönemde gelirlerinizi dolar bazında 30 katına çıkarmışsınız, bu federasyonun bu işi bilen bir kurumla ortaklık yapması, kol kola girmesi ve bu dönüşümün istenmesiyle oluşabilecek bir şey. Bugün Infront ve Türkiye Basketbol Federasyonu ortaklığında yapmaya çalıştığımız şey bu. Doğru işleri hiç kimse yapmamış bugüne kadar, siz yaptığınız zaman hemen farkınız ortaya çıkıyor. Olaya profesyonelce yaklaşmak, değişimi içselleştirmek, o kültür değişimini benimsemek ve nereye gittiğinizi çok net biçimde ortaya koymak zaten sizi hemen farklılaştırıyor. Türkiye Basketbol Federasyonu da bu dönüşümün gerekliliğini benimsemiş, vizyoner ve cesur bir federasyon ve bu da bizim işimizi kolaylaştırıyor. Onlara burdan teşekkür etmek isterim.”

“Sponsorun kaç para verdiği tabii ki önemli ama değerini veriyor mu, uzun süre orada kalacak ve o değeri artıracak şekilde o değeri gösterebiliyor musun markaya bu şekilde bakmak gerek konuya. Biz bu yapıyı oluşturmaya çalıştık. hikayeyi doğru şekilde anlatmaya, geri dönüşleri doğru şekilde ölçmeye özen gösterdik., Spor sektöründe bu sistemi bizim dışımızda başka yapan olmayınca da çalıştı ve başarılı oldu. Dünyadaki örneklerinde de böyle yapılıyor.. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Avrupa’da spor sektöründe başarılı olmuş bir sistemi ve iş yapış şeklini uyguladık ve bizde de başarılı oldu. Benim en sevmediğim söz şu aslında “burası Türkiye burada tutmaz” işte bizim bu mentalite ile mücadele etmemiz lazım.

TOFAŞ Spor Kulübü (@TofasSporKulubu)

“Dönüşüme ihtiyaç var”

Spor pazarlaması ve iletişim stratejileri açısından dönüşüm geçirmenin gerekliliği ortada. Ender Uslu sadece federasyonun değil kulüplerin de bu dönüşümü içselleştirmesi gerektiğini düşünüyor: “Ligde 16 takım var, 16 benzemez. Hepsinin farklı yapıları, dinamikleri ve enerjileri var. Bugün  Fenerbahçe ve Afyon’u aynı sepete koymak çok zor. 16 tane ayrı yaklaşım. Hadi bunları gruplasak diyelim birbirine yakın takımların yer alacağı dört beş tane küme ortaya çıkar. Bunların içerisinde bu pazarlama dönüşümünü içselleştiren, iş modellerini uygulayan kulüpler de var, pazarlamayı henüz içselleştiremeyen, konuyu sadece sportif başarı olarak gören kulüpler de var. Bu nedenle “merkezi lig pazarlamasının” yardımcı olduğunu anlayan kulüpler olduğu gibi  bunu içselleştiremeyen kulüpler de olabilir. Kulüplerin de bu dönüşümden geçmesi lazım ve bu kolay bir şey değil. Türkiye’de iş sadece basketbol değil, futbol kulüpleri de dahil olmak üzere bahsettiğim dönüşümün gerçekleşmesi gerek.”

“Amacımız Türkiye’deki sporu çağdaş ülkelerdeki spor seviyesine çıkarmak”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler