Yazı: James Herbert, CBC Sports
Çeviri: Ahmet Turhal, TrendBasket
Ekpe Udoh’un kariyerinde gelgitler hep oldu ama şimdi NBA’e geri döndü ve Jazz’a katkı veriyor.
Ekpe Udoh yolunun İstanbul’a düşeceğini hiç tahmin etmezdi. 2010’da Baylor Bears’ı Elite Eight’e taşıması ve Golden State Warriors’taki gelecek vaat eden performansından sonra NBA’de işler ters gitti ve 2015’te kendisini Fenerbahçe’de buldu. Olayın etkisini atlatması için zamana ihtiyacı vardı.
“Başlarda çok zordu, farklıydı. Evimden uzaktım. Altıncı sıra seçimiydim -NBA Draft 2010- ama şimdi okyanusun diğer tarafındayım.” diyor Udoh.
Udoh ilk sezonunun ciddi bir kısmını ona bu macerasında eşlik eden lise arkadaşıyla film izleyerek geçirdi fakat birkaç ay sonra sıkıldı ve dışarı çıkmaya karar verdi. Okulları ziyaret etti, taraftarlarla buluştu ve kült bir kahraman haline geldi. “Bunun ne kadar güzel olduğunun farkına vardım.” diyor Udoh. Türkiye onun hayatını değiştirmişti.
iki yıl sonra takımdan ayrıldığında bir EuroLeague şampiyonu ve Final Four MVP’siydi. Onun gelişinden önce Fenerbahçe EuroLeague’i hiç kazanmamıştı. Geçen yaz Utah Jazz ile anlaşmasının üzerine kendi web sitesine yazdığı yazıda “Fenerbahçe ve Türkiye, basketbola olan aşkımı yeniden alevlendirdi.” dedi. Ayrıca her NBA sezonundan sonra ziyarete geleceğinin sözünü verdi.
“Onlar bu sporu, oyuncularını ve onların kültürlerini yansıtan herkesi çok seviyorlar. Bazı insanlar zaman zaman anlaşılmadıklarından yakınırlar. Ben hiç öyle değildim. Bir süre burada olacağımı hissettim ve elimden gelen her şeyi yaptım.” diyor Udoh.
Udoh bunu Manhattan’daki New York Athletic Club’da bulunan Jazz antrenmanından Brownsville, Brooklyn’deki Mott Hall Bridges Academy’ye giderken bir Uber’in içinde söylüyor. Bu özel bir ziyaretti çünkü Udoh, ileride bir TED konuşmasına ve PBS haberine dönüşen bir Humans of New York* viralinden sonra ziyaret edeceği okul ve bu okulun müdürü Nadia Lopez’den haberdar olmuştu. Bir arkadaşı aracılığıyla Lopez ile iletişim kurdu, okula kitap bağışı yaptı ve günün sonunda İngilizce öğretmenleriyle birbirlerine sarılıyorlardı.
“O, buraya yanına kimseyi almadan geldi. Koridorda yürürken nereye geldiğini anlamaya çalışıyordu. Sınıflara giriyor, insanlarla kaynaşıyor ve onlarla konuşuyordu.” diyor Lopez.
I