Çok yetenekli bir koçu takımın başına getirelim üstüne Avrupa’nın en yetenekli 2-3 guard’ından birini de takımın lideri yapalım; anlayışı tarihte birçok kere iyi sonuçlar vermiştir. Ama bu her zaman tutacağı anlamına gelmez. Geçen sezon Baskonia ile F4 yapan ve finali son anlarda kaçıran Perasovic ile başlayan macera fazlasıyla dalgalı olacak. Çünkü Anadolu Efes’in sezonunu, Perasovic ve Heurtel’in ilişkisi şekillendirecek.
Perasovic’in basketbol manifestosunu yazmak istesek ilk maddeye savunmayı ve topa baskıyı koyarız. 1 numarasından başlayarak 4 numarasına kadar sürekli topa baskı yapan bir savunmayla başarılı oldu. 1’den 4’e topa baskı yaptırıyor derken, 5 numarasını bu konuda özgür bırakıyor demiyorum. 5 numarasından öncelikle potayı savunmasını ikincil görev olarak topa baskı bekliyor. Topa baskıda 1 numaranın görevi ise özellikle çok kritik. Çünkü Pera, savunma direncinin, rakip oyun kurucusuna oyun kurdurmamak ile başladığına inanıyor.
Pera’nın topa baskıyla başlayan ve pas kanallarına baskıyla devam eden savunma sisteminin ne kadar iyi işlediğini şöyle özetleyelim. Geçen sene Final Four yapan dört takımdan diğer üçlü hücum istatistiklerinde ilk üç sırayı paylaşırken; Baskonia ise savunma istatistiğinde liderdi. Pera’nın felsefesini sindirmiş oyuncular, topa baskıyla, ligi en çok top çalan ve en çok blok yapan ikinci takım olarak bitirdiler. Bir hatırlatma yapalım. Eğer tepeye oynayan bir takım yaratmak istiyorsanız hücum ya da savunma istatistiklerinin en az birinde ilk üçte olmanız gerekiyor.
Pera’nın doğruları, direkt olarak kadroyu da şekillendiriyor. Granger – Heurtel ikilisinden hangisiyle ilerleyeceği belli olmaya başladı. Granger’ın sakatlığı bu kararı değiştirmeyecektir. Her ne kadar yetenekleri, oyun devamlılığı ve kazanma arzusu Heurtel kadar yüksek olmasa da Granger, Pera’nın oynatmak istediği oyuna daha uygun. (Sistem içinde oynayan sınırlı yetenekteki bir adam sistem dışında oynayan yetenekli adamdan daha verimlidir.) Geçen sene ortalama 24-25 dakikalarda oynayan Granger-Heurtel ikilisinin sürelerinde değişiklikler görüyoruz. Heurtel’in süresi 18-20 dakika bandına çekilirken, Granger’ın süresi artıyor ve ortalama 28-30 dakika sahada kalıyor. Granger’ın dönemsel formsuzluğu, Heurtel’in iyi oynadığı Daçka maçı izleyeni yanıltabiliyor. Ama Pera, Heurtel’in neler yapabildiğini daha doğrusu neler yapamadığını biliyor. 2015’te şansa playoff yapan Efes’in lideri Heurtel’di. 2015 TBL finalinde, pozisyon dışında hakeme küfreden ve ceza yiyen Heurtel’di. Üstelik o ceza yerken Draper da sakattı. 2016, tarihin en iyi kadrosu Top-16’da elenirken Efes’in lideri Heurtel’di. Lideriniz Heurtel’se zirveyi zorlayan bir takım olma şansınız yok. Bakınız Efes’in son 2,5 yılı.
Perasovic’in yol ayrımı da burası. Elinizde Avrupa’nın en yetenekli kısalarından biri var ama sizin oynatmak istediğiniz oyun için hiç uygun değil. Üstelik Heurtel, hem savunmada hem de hücumda Pera’nın basketbolu için seçilebilecek en yanlış isimlerden biri. (Bir oyuncu hem çok yetenekli hem de bir yapı için çok yanlış olabilir.) Heurtel’in felaket bir savunmacı olduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım. Onu karşısında gören, sahilde yürüyüş temposuyla yanında geçip potaya gidiyor. Ön alanı direnç göstermeyince, Dunston dışında iyi bir çember savunucusu da olmayan Efes’in pota altı yol geçen hanına dönüyor. Pera’nın, Granger’ı seçmesindeki bir diğer neden hatta belki de daha önemli neden; Heurtel’in hücumda eline 404 sürülmüş gibi oynaması. Çabuk gelip erken pozisyon bulmayı amaçlayan Pera, Heurtel’i sahaya sürdüğü anda bu felsefesinden vazgeçtiğini biliyor. Yani Efes, Heurtel sahadayken onun oyununu, bench’teyken Pera’nın basketbolunu oynuyor. Granger ise hücumda Heurtel kadar yaratıcı olmasa da takımın koşmasına izin veriyor ve tempo sağlıyor. Savunmada da daha fazla direnç katıyor. (En azından katması gerekiyor. Bunu da yapamayacaksa Granger neden var sorusu akıllara geliyor.) Yani Anadolu Efes, Heurtel’le ve Heurtel’siz iki farklı takım oluyor.
Bir takımda birden fazla sistemin oynanması yanlış değildir. Ama basit bir hesapla bu iki sistemin de belli bir kalitede olmasının zaman alacağını görebiliriz. Bir hücum prensibinin oyuncular tarafından içselleştirilmesi antrenmanlarda 100 tekrar gerektiriyor diyelim. Ve sizin oynamak zorunda olduğunuz 2 hücum prensibi var: Pera’nın istediği hücum, Heurtel’in oynayabildiği hücum… Bu durumda ikisini de antrenmanlarda gerektiği kadar tekrarlama şansı olmuyor. Sonuçta da tam olarak ne oynadığı belli olmayan bir takım görüyoruz. Sezon ilerledikçe birbirine alışan ve iki sistemi de içselleştiren Anadolu Efes başarılı olabilir. Çünkü bir sistem, maç içi dinamiklerle çalışmaz hale gelirse diğer sisteme geçme şansı oluyor. Tabii ki bu tüm oyuncular için ekstra çaba, çalışma ve konsantrasyon demek.
Peki Pera ne yapacak? “Heurtel bu kardeşim, ne yapalım” deyip kendisine başarı getiren Pace&Space basketbolundan vazgeçecek mi? Yoksa Heurtel, hocasına inanıp ve daha da önemlisi basketbolun değiştiğini kabul edip, yeteneklerini kanalize edecek mi? Heurtel’in gelişini hatırlarsak, 2014-2015 sezonunda F4 iddiası kalmayan, ACB liginde de şampiyon olamayacağını anlayan Baskonia, hâlâ değerli olan Heurtel’i masaya koyarak para kazandı. Daha da önemlisi bir sene sonra gelecek Perasovic için bir anlamda hazırlık yaptı. Çünkü basketbolun hem ticari hem de teknik kısmını iyi bilen Baskonia başkanı Jose Antonio Querejeta, oyunun gittiği yönü görmüştü. Hızlı oynayan bir takım yaratmak için Heurtel’den kurtulması gerektiğini anladı. Onu Efes’e yüksek maliyetle yollarken, takımı da prangalarından kurtardı. Bakınız 2015 ve 2016 yılları arasındaki Baskonia farkı.
Anadolu Efes için dört farklı sezon içi senaryo görüyorum:
- Heurtel, Pera’nın istediği oyuncu olmaya çabalar. En azından savunmada pozisyon tutmaya çalışır, hücumda da olağanüstü yeteneklerini topu domine etmeden kullanır. Bu Efes için en iyi senaryo. Çünkü Avrupa standartlarında üstün bir yetenek olan Heurtel, Efes’e ancak bu şekilde sınıf atlatabilir.
- Pera, oyuncusunun verimli olduğu oyunu da Efes’in hücum prensiplerinden biri haline getirir. Özellikle Omic ile oynanan ikili oyun üzerinden maç içi momentumu değiştirmeye çalışır. (Bu arada Pace&Space basketbolu için Heurtel ne kadar soru işaretiyse Omic de o kadar sorunlu.) Bu Efes’in daha geç form tutacağını gösterir. Bu arada kaç maç kazanıp kaybedeceği playoff hedefini yakınlaştırır ya da uzaklaştırır.
- Heurtel akıllanmaz. Tüm yeteneklerine ve yapabileceklerine rağmen bench’in bir parçası olmaya devam eder. Bu Efes için olabilecek en kötü senaryo.
- Sezon içinde Jose Antonio’nun yaptığı gibi bir hamle gelebilir. Tabii ki buna, Pera’nın tercihi ve yönetimin Pera’ya ne kadar güveneceği karar verecek.
Bu arada Pera’nın elinde bir koz daha var. Savunma konusunda oldukça başarılı bir koç olan Pera, Heurtel ve Omic sahadayken daha muhafazakâr bir savunma deneyebilir. Topa baskı yapmayan, perdede adam değişmeyen, her savunmacının kendi adamında kalmasının öncelikli olduğu, rakibin oyun alanını üç sayı çizgisinin ardında tutmaya çalışan bir sistem. Üç sayılık atışları riske ederken, savunmayı içte sağlam tutan muhafazakâr savunma felsefesi, kötü savunmacılardan oluşan beşlerin, savunmada büyük hatalar yapmasını engellemek için kullanılıyor. Sahada Heurtel, Cotton, Furkan, Brown ve Omic olduğunu düşünün. Bu beşli hemen hemen hiçbir Euroleague takımını durduramaz. Böyle durumlarda muhafazakâr savunma ile takım direnci belli bir noktaya çekilebilir. Ama aynı beşli hücumda Heurtel-Omic ikili oyunlarından, Cotton’ın skorerliğinden, Brown ve Furkan’ın yaratıcılığından yüksek skorlar üretebilir.
Omic’in çember savunma sıkıntısını şimdilik görmezden gelerek, bardağın dolu tarafından bakarsak, Pera’nın elinde birçok farklı sistemde verim verebilecek bir takım var. Asıl mesele, oyuncular bu sistemleri içselleştirilip uygulayacak mı, yoksa her oyuncu yine kendi bildiğini mi okuyacak? Ya da oyun felsefesini oyunculara göre değiştirebilen cerrahi işler uzmanı Pera, kendini mi yenileyecek? Tüm bunları bize zaman gösterecek.
Siz gerçekten ne kadar çok efesi kötüleyen yazı yazdınız bu aralar. 3 tane yazı gördüm son 1 haftada çıkan. Ki son 1 haftada oynadığımız iki maçtada iyiydik?
Son 5 köşe yazınızın 3 ü efes hakkında ve neredeyse bir tane bile olumlu yorum göremedim. Efes iyi gitse bile hakkında kötü yazılar çıkıyor gerçekten çok ilginç. Efesi eleştirmek avrupada her maç 90lık olan gsyi eleştirmekten daha kolay tabi bunu anlıyorum
Ya kardeşim seni gören de Efes her sene harcadığı onlarca milyon dolar karşılığında her sene final four’a kalıyor sanacak. Felaket bir Darüşşafaka’nın hediye ettiği bir galibiyet Efes’i iyi de yapmıyor ayrıca. Bu sene de Efes için en iyi ihtimal playoff’ta alınacak 1 galibiyet o kadar. Efes taraftarı olarak bunca yılın sonunda başarısızlığı böylesine kanıksamana şaşırmamak da gerekir aslında.
Vayy be gerçekten de Efese dolmuşsunuz anlaşılan. bu kadar nefret, taktiginiz siyah gözlükler nereden geliyor merak ettim herşeyi olumsuz gördüğünüze göre camları baya kalın olmalı. Geçen sezon gercekten kötü oynarken bile bu kadar sık kötüleme yazısı gördüğümü hatırlamıyorum kaldı ki Efes şu an çok daha iyi oynuyor Granger sahada olmadığında…
Size çok imrendiğimi söylemeliyim. Her sene milyonlarca dolar, hep başarısızlık, bu sene de real madric, cska, fenerbahçe seviyesinin uzağında bi takım ama hep aynı umuda sahip olabiliyorsunuz. keşke ben de sizler gibi olabilseydim. Bu arada Duygu hanım, Granger 3 hafta sonra dönecek ve yine maç başına 30 dakika oynamaya devam edecek.
Peki umudumun olmadigi plani dusunelim ne yapmamazi isterdiniz bu hafta dacka kazandi dackali sonraki hafta fenerli sonra besiktasli olmayi mi? Yorumlariniza bakarsak Fenerbahcelisiniz degilseniz de ben onlar icin konusayim Obradovic gelene kadar Fenerbahcede galibiyeti kaniksamak durumu var miydi? Benim tepki verdigim durum belli ve sonuncu bile olsak ben yine gururla Efesliyim diyecegim. Onlar macta savasmayi birakmadikca sonuc bir gun zaten duzelecektir.
Ben yazılanlara katılmıyorum, Granger’ın da Heurtel’den çok farklı olmadığı fikrindeyim. O da elinde top tutmayı ve tempoyu kendisi yönetmeyi çok seviyor. Çok sıkışınca da anlamsız kendini Curry sanarak uzun mesafelerden şutlar atıyor. Pera’nın pace&space’den vazgeçmek demeyeyim de taviz vererek Heurtel’e uygun bir sistem geliştirmesi Granger’a katlanmaktan mantıklı geliyor bana. Şunu unutmuyorum Heurtel bıçak sırtı, dengesiz ama en azından yetenekli Granger savunmada da disiplinsizlikler sergileyen yetenekleri sınırlı bir oyuncu. Doğuş ile Heurtel’in açıkları kapandığından 3 numarada kim varsa, emek verdiğinde Heurtel durdurulamaz bir oyuncuya dönüşecektir. Tabi Heurtel de dönüşürken Pera’yı iyi dinlemeli ve değişimeli. Son maçta ters smaç yaparken Furkan Omic’e atsaydın moral olurdu tipinde konuşuyursa bir adam, o liderdir.