-Igor Kokoskov. Senin için bu isim ne ifade ediyor? Koçla iletişimin nasıl? Onun basketbola bakış açısını nasıl anlatırsın? Kokoskov’un 20 yıllık NBA deneyimi ve basketbol zihni sana bireysel olarak neler kattı?
“Çok zeki ve sürekli bir şeyler düşünen biri. Her zaman çok sakin kalmayı başarabiliyor. Tabii ki bir koç olarak takım için bir şeyler ters gittiğinde bir reaksiyon vermek zorunda kalabiliyorsunuz. Ekranda bazen öfkelendiğini veya teknik faul aldığını görebilirsiniz mesela. Ama bu nadir anlar dışında gerçekten çok sakin biri ve bu harika bir şey bence.”
“Üst üste kaybettiğimiz o dönemde bize karşı her zaman nasılsa yine öyleydi. Bizim iyi olmamız onun için önemliydi, şu anki galibiyet serimizde bize nasıl davranıyorsa o zaman da aynı şekilde davranıyordu. Koçunuzun her zaman arkanızda olduğunu, sizi kolladığını bilmek çok güzel bir şey. Çok güvende hissediyorum ve bence birçok oyuncu böyle hissediyor.”
“İş ahlakı ve koçluk yapması kolay bir oyuncu olmak ortak değerler”
-Sassari’de Pozzecco ile çalıştın. Kolejde Archie Miller ve şu an Kokoskov. Avrupa ve NBA kökenli koçların basketbola yaklaşımlarını saha içinde tartabilme şansına sahip oldun. Neler düşünüyorsun? Sence kültür farkı basketbol ve takım yönetimine dair birçok şeyi açıklamak için yeterli mi? Yoksa bu konuda çoğu zaman kolaya mı kaçılıyor?
“Bence kesinlikle her iki taraf için de kültürel farklılıklar söz konusu. Fakat hem NBA’de hem kolejde hem de Avrupa’da bulabileceğiniz ortak şeyler de var. İş ahlakı, koçluk yapması kolay bir oyuncu olmak gibi şeyler mesela. Birlikte çalıştığım her bir koçtan iyi şeyler almaya çalıştım. Senelerdir kendimi bu şekilde geliştiriyorum. Lisedeki koçlarım ve milli takımdaki koçum da dahil bu isimlere.”
“Her ne kadar farklılıklar söz konusu olsa da bunlar için birçok geçerli gerekçe de olabileceğini düşünüyorum. Bilemiyorum, bence dünyanın farklı yerlerinden koçlarla çalışmaktan herkesin elde edebileceği pozitif şeyler var, net olarak sadece bunu söyleyebilirim sanırım.”