Geçen sezon EuroLeague şampiyonluğuna bir ribaund kadar yaklaşan Fenerbahçe yeni sezona kadrosunu koruyarak girdi. Ekpe Udoh, Jan Vesely, Bogdan Bogdanovic gibi oyuncularının NBA’e gitmemesi ile bu sezonda da şampiyonluk adayı kimliğini koruyan sarı lacivertli ekip, ne var ki sezona aynı şekilde başlayamadı. İlk dört maçta ikisi son top savunmasıyla gelen dört galibiyetin ardından beşinci haftadaki UNICS Kazan karşılaşmasında Fenerbahçe’nin bir buçuk yıllık iç sahada kazanma serisi son buldu. Saski Baskonia deplasmanındaki farklı yenilgi ve Maccabi FOX Tel Aviv deplasmanından ellerin boş dönülmesi taraftarda bir hayal kırıklığına yol açtı. Uzun sezonun ilk düşüşünü yaşayan Fenerbahçe’ye bir darbe de Bogdanovic’in sakatlığıyla geldi. Sezon içerisinde maçların sadece dörtte birini tam kadro oynayabilen ve sakatlıklarla başı derde giren Fenerbahçe’ye 12 maç boyunca yardım edemeyen Bogdanovic’in dönüşüyle birlikte takımın geçen seneki formunu bulacağı düşünülüyordu.
Savunmada Avrupa’nın en iyilerinden olduğunu bu sezon birkaç maçta gösteren Fenerbahçe’de problem hücumdu. Datome’nin formsuzluğu ve Dixon’ın istikrar sağlayamamasıyla birlikte oyun sıkışınca başvurduğu iki silahını tam verimle kullanamayan sarı lacivertlilerde Bogdanovic’in ana yaratıcı olduğu bir düzenle sezonun ikinci bölümü geçildi. Yine de oyun yoğunluğunu artırmayı bilen Fenerbahçe sezonun son bölümüne ev sahibi avantajını koruyarak geldi. 25. Haftadaki Baskonia mağlubiyeti ikili averaj hesaplarında temsilcimize zarar verirken, bir hafta içinde Maccabi ve Anadolu Efes’e alınan yenilgiler dördüncü sırayı ve dolayısıyla ev sahibi avantajını kaptırmaya sebep oldu. Baskonia’nın son hafta aldığı Zalgiris Kaunas mağlubiyetiyle birlikte sezonu 18 galibiyetle beşinci sırada bitirdi Fenerbahçe.
Önceki sezon Fenerbahçe’ye Play-off aşamasında kaybederek Final Four dışı kalan Real Madrid, yaz transfer döneminde NBA’e üç oyuncu göndermesine karşın bu oyuncuların yerlerini doldurdu. Sergio Rodriguez’in rotasyondaki yerini Luka Doncic’e daha çok sorumluluk vererek dolduran, Anthony Randolph ve Othello Hunter gibi atlet uzunlarla da pota altına çeşitlilik katan Real Madrid sezona da iyi başladı. İlk sekiz maçta sadece Baskonia ile CSKA’ya yenilen İspanya temsilcisi de EuroLeague takımlarının bu sezon en az bir kere yakalandığı düşüş trendini bu noktadan sonra gördü.
Fenerbahçe, Darüşşafaka Doğuş ve Kızılyıldız’a karşı oynanan art arda üç deplasman maçından mağlup ayrılan Real’in sezonu beş maç içerisinde gelen bu üç yenilginin ardından değişti. Normal sezonun ikinci 15’lik bölümünde sadece iki yenilgi alan eflatun beyazlı ekip hücum anlamında durdurulması zor potansiyelini kinetik enerjiye dökmeyi başardı. Llull’ün önderliğinde birçok tehdit yaratan ve bu oyuncuların çoğundan istikrarlı katkı alan Real Madrid sezonu 23 galibiyetle lider bitirdi.