Bilbao, kız meselesi mi?
RETAbet Bilbao Basket, 2020-21 sezonunda oynadığı son altı resmi maçından mağlubiyetle ayrıldı, sezon genelinde ise on maçın dokuzunu kaybetti. Bask ekibi son olarak 3 Ekim günü Monbus Obradoiro’yu mağlup etti. Mağlubiyet serisinin içinde sekiz İspanya Ligi, iki Şampiyonlar Ligi maçı bulunuyor. Serinin şimdilik son halkası salı akşamı Brose Bamberg’e karşı geldi.
Fortitudo Bologna’yı baştan sona üstün bir oyunla perişan eden Bamberg, Bilbao karşısında da ritim kaybetmeden maça girdi. Savunma ve takım oyununu temel alan, yetenek tavanının kısıtlı oluşunu efor ve birliktelikle kapatmaya çalışan, deorganize takımları da affetmeyen Bamberg, on beşinci dakikada 15-33 öndeydi. İkinci yarıda Bilbao Basket elinden geleni gösterdi, hatta set hücumunda kilitlenen Bamberg’e karşı bitime dört dakika kala skoru 65’te eşitledi. Chase Fieler ve David Kravish’in maç sonunda soğukkanlı olması ve ikisinin de Bamberg forması giymesi maçı Almanya temsilcisine kazandırdı.
Bilbao Basket kadrosunda isimleri alt alta dizdiğinizde ortaya çıkan tablo hiç de kötü değil. Ondrej Balvin, Ludde Hakanson, Quentin Serron, Jonathan Rousselle, Arnoldas Kulboka, Jaylon Brown, Aaron Jones… Kalan parçalarıyla birlikte ortada Basketbol Şampiyonlar Ligi için ortalama üstü bir kadro var. Alex Mumbru gibi genç ve parlak bir koça sahip olmaları da cabası. Fakat sezonun ilk bir buçuk ayındaki performans isimlerin gölgesinde. Savunmada yumuşak bir görüntü çizen Bilbao’nun bu alanda tavanı sınırlı. Ancak oyuncu kalitesi hücumda fark yaratmaya müsait ve Bask ekibi bu alanda iyiye gitmeye odaklanmalı.
TOFAŞ için bu sefer olmadı
B Grubu’nda ilk hafta erteleme maçı için ERA Nymburk’un karşısına evi Bursa’da çıkan TOFAŞ galibiyeti uzatmada kaçırdı. Nymburk mücadelesiyle bir önceki hafta çıkılan Keravnos deplasmanı TOFAŞ için birçok açıdan benzerlik gösteriyordu.
Rayına oturmayan savunma sonucu maç başında yenen kolay basketler, ilk yarı içerisinde çift haneli dezavantaj, ikinci çeyrek ortasından itibaren Simmons-Omot-Christon-Berk çekirdeğiyle uyanış, rüzgâr gibi üçüncü çeyrek performansı… Buraya kadar bazı nüanslar dışında Lefkoşa deplasmanını izliyorduk. TOFAŞ, kendinden çok daha zayıf Keravnos’a karşı son çeyreği de domine etmeyi bilmişti. Ancak temsilcimizin kalite olarak kafa kafaya geldiği Nymburk’a karşı aynı senaryo, biraz da doğal olarak, gerçekleşmedi. Nymburk’un yeni transferi Retin Obasohan son çeyrekle birlikte fiziksel kuvvetini çembere giderek faul almak için bolca kullandı. Belçikalı guard son çeyrekte 9, uzatmada 7 sayı atarak maçı Çekya ekibine getirdi.
Yenilginin TOFAŞ açısından alarm zillerini çaldırmayacağı ortada. Orhun Ene olmadan geçen dört maçta ortalama sayı atan ancak maç başlarını oynamada sorun yaşayan bir TOFAŞ izliyoruz. Takım yapısından kaynaklanmayan sorunları çözmek için çok vakit var.
Keyifli formalar, keyifli maç
Öncelikle fotoğraftaki formalara bakın, yazıyı keyifli bir halde okuyun. Forma dizaynının fena halde öznel bir konu olduğunun farkındayım ancak Burgos’un keyifli yeni formalarıyla dikkat çektiği kesin. Son şampiyonun FILOU Oostende deplasmanı da en az formaları kadar keyifliydi.
.@FILOU_Oostende – @SanPabloBurgos maçının ilk yarısında toplam 105 sayı, 41 basket, 30 asist, 18/31 (%58) üçlük isabeti var. Kısaca şöyle bir maç. 👇 #BasketballCL pic.twitter.com/p4Pe9TNHpI
— TrendBasket (@TrendBasket) November 10, 2020
Yüksek skorlu maçlara çoğu zaman savunmaların yetersizliği etki eder ancak bu sefer farklıydı. Burgos da Oostende de hücum varyasyonlarını en yüksek verimle kullanıp savunmaları çaresiz kıldı. Maça üç sayı çizgisinin gerisinden yüzdeli başlayan ama daha sonra tek hücum opsiyonu olarak potayı belleyen Oostende, Burgos’un oyunu açabilen şutörlerini durdurmakta zorlandı. Dışarıya odaklanırken Kravic’in ikili oyun sonrası potaya ani devrilmeleri de Oostende savunmasını daha da karıştırdı. Daha çok opsiyona sahip Burgos, Vitor Benite’nin bitime 01:20 kala attığı üçlükle skoru 94-98’e getirip rakibine hançeri vurduğunu düşünüyordu. Bu denli yakın geçen bir maç için dört sayılık fark uçurum demekti.
Harika maçlar çıkaran, Jordan Sakho’nun son çeyreğin başında hırpaladığı Keye van der Vuurst ile Olivier Troisfontaines, o andan sonra daha da coşarak maçı o noktaya kadar getirmişti. Oostende’nin Burgos’un yüksek temposuna cevap verebilmesinde bu ikili büyük rol oynamıştı. 18 yaşındaki Keye’nin 11 asistini art arda izleyince savunmayı nasıl darmadağın ettiği daha iyi anlaşılıyor.
Ama maçı bitirmek veteranların işiydi. Gençlerin uyku saati geldiğinde Jean-Marc Mwema ve 37’lik Dusan Djordjevic iki kritik basketle skoru 99-98’e getirdi. Oostende’yi 16 saniye kala öne geçiren Djordjevic’in maçın son pozisyonunda takım faul hakkının dolmadığını fark edip Burgos’u bir daha oyun kurmaya zorlaması, en az basketi kadar kritikti. Basketbol 10 Kasım akşamı güzel zamanlar geçirtti.
🚨 @FILOU_Oostende upset the #BasketballCL reigning Champs Hereda San Pablo Burgos (99-98)! pic.twitter.com/ASNAJLHiYq
— Basketball Champions League (@BasketballCL) November 10, 2020
Bir hoş, bir tatsız sürpriz
Haftanın panoraması iki temsilcimiz açısından bir hoş, bir tatsız sürprize kapı açıyor. Galatasaray için dördüncü hafta içinden gerçekten dondurma çıkan bir dondurma kabıyken, Türk Telekom’un dondurma kabından donmuş kıyma çıktı.
Bakken Bears sınavına koçu Ertuğrul Erdoğan’la yollarını ayırmış biçimde çıkan Galatasaray, ilk çeyrekte Alex Hamilton’ı da sakatlığa kurban verdi. Barış Ermiş’in de sakatlığından ötürü arka alan rotasyonu iyice zayıflayan sarı kırmızılılar, topsuz oyuncu savunmasını da bir türlü tutturamayınca oyunu Bakken’e teslim etti. İlk çeyreği on sayı geride bitiren Galatasaray, bu andan sonra arka alanındaki her önemli parçanın üstün performansıyla güldü. Yiğit Arslan takımının itici gücü olurken, Daryl Macon ve RJ Hunter da skor güçlerini sahaya yansıtmayı bildi. Maç ilerledikçe morali yükselen, savunmada özgüveni artan ve oyunun hakimi olan Galatasaray, istikrarından endişe ettiği guard rotasyonundan kritik bir günde çok değerli katkılar aldı.
Macon-Yiğit-Tyus üçgeni smaçla bitti; Galatasaray hücumda kalitesini gösteriyor! (via @tivibuspor) pic.twitter.com/1EvCeYjPkH
— TrendBasket (@TrendBasket) November 11, 2020
Diğer yandan Igokea deplasmanına çıkan Türk Telekom’dan ters bir reaksiyon gördük. Çetin ceviz olduğu ikinci haftadaki Limoges karşılaşmasıyla iyice açığa çıkan Bosna Hersek temsilcisi, çok büyük kısmını önde götürdüğü maçta Telekom’un geri dönüşlerine izin vermedi. Anthony Clemmons ve Jackie Carmichael gibi iki tecrübeli Amerikalısıyla skor tabelasındaki üstünlüğüne tutunan Igokea’ya karşı Türk Telekom’dan o kararlı yürüyüş gelmedi. Hücumda tek yönlü Telekom, elindeki zengin yetenek havuzundan da sihirli bir şeyler çıkartamayınca Igokea gibi rahatsız edici bir takıma karşı galibiyeti alamadı. Tüm kulvarlardaki yedi maçlık galibiyet serisi son bulurken, yetenek seviyesi kendisinden çok daha kısıtlı bir takım önündeki yetersiz performansı Telekom’un yaşadığı tatsız sürprizdi.
300 Spartalı out, 8 Nizhnyli in
COVID-19 vakaları sebebiyle Basketbol Şampiyonlar Ligi sezonundan öte takım antrenmanı yapmaya fırsat bulamayan Nizhny Novgorod, üçüncü hafta erteleme maçı için Zaragoza’ya sadece sekiz oyuncuyla gidebildi. Bu gelişme maçın hisselerine bir anda değer kazandırdı. Maçın kendisi hype’ı zirveye çıkardı.
Zaragoza’nın açık sahayı seven haline tam zıt bir doğaya sahip Nizhny Novgorod, geri koşmalarda hata yapmayarak planını işletmeye koyuldu. Ribaundları her iki sahada da kontrol eden Rusya temsilcisi, bu şekilde tempoyu da kontrol etmeyi başardı. Savunmadayken oyunu güreşe çevirmeyi zaten çok iyi bilen Nizhny Novgorod, koç Zoran Lukic’in çizdiği maçı tam olarak oynayıp maçta direksiyona geçti. Arjantin’i geçen yaz FIBA Dünya Kupası’nda ikinciliğe götüren Sergio Hernandez’in başantrenörlük koltuğuna oturduğu Casademont Zaragoza, üçüncü çeyrekte Robin Benzing’i potaya yakın oynatarak drive-and-pass organizasyonlarını kullandı, Nizhny’yi avladı. Alman forvet üçüncü çeyrek 13 sayı atarken, çeyrek başındaki 13 sayılık farkı da büyük oranda tek başına eritti. Maçın son on dakikası çirkin ama mücadele düzeyi yüksek bir düelloydu. Nizhny adına Ivan Strebkov, Zaragoza’da Dylan Ennis zıvanadan çıktı. Zihinsel sertlik ve disiplinin fark yaratacağı maç sonuna damgasını vuran Ennis, Damian Lillard’ın takdir edeceği bir şutla maçı son saniyede aldı.
🚨 DYLAN ENNIS! 🚨@CasademontZGZ #BasketballCL‘de bir kez daha son saniyede maç alıyor!
(via @BasketballCL) pic.twitter.com/zVt5kVArSq
— TrendBasket (@TrendBasket) November 11, 2020
Start Lublin deplasmanında da DJ Seeley’nin son saniye şutuyla kazanan Zaragoza, kolay görünen grubundaki ilk iki maçını iyi oynamaksızın, oyuncu kalitesiyle kazandı. Geçen sezonu kırıp geçiren Zaragoza’dan kasım ortası itibarıyla eser yok. Nizhny ise kolu kanadı kırık geldiği Zaragoza’daki 300 Spartalı benzeri mücadelesiyle her türlü takdiri hak etti.