Bunu ona daha önce söylediğimi sanmıyorum. Koç beni kenardan oyuna soktuğunda neredeyse uçarak gelmiştim. Daha önce hiç sokmadığım şutları sokuyor, koşuyor neredeyse her şeyi yapıyordum.
Editör notu: “Bunu söylemek çok kötü ama insanlar ne zaman bana Donovan’ın NBA’de oynayabileceğini söyleseler yüzüm ifadesiz bir hal alırdı. Fakat derinlerde şöyle düşünürdüm: “Benim oğlum? Donovan’dan mı bahsediyorsunuz?” Indiana’daki o gün ben de bir şeyleri idrak etmiştim. O geceki hali tavrı, arkadaşlarının ona bakışları... Benim gözümde her şey orta sehpada dans eden o küçük çocuğa dayanıyordu. Etrafındaki insanlara bulaşan bir özgüveni vardı.”
“Gösterinin ta kendisiydi o.”
O maçtan sonra bir daha hiç geriye bakmadım. Her şeyin bu kadar hızlıca gelişmiş olması benim için de inanılmaz. 31 Aralık 2016’da odamda oturmuş “acaba gerçekten basketbol oynayabilecek kadar iyi miyim” diye düşünürken on beş ay sonra NBA play-offlarında Russell Westbrook’un karşısında oynuyordum. Uzmanların söylediklerini okursanız kesinlikle böyle olmaması gerekiyormuş. Ama tüm hayatım boyunca hep böyleydi. Etrafımda NBA draft’ından önce bana “Bilemiyorum, bunun doğru hamle olduğundan emin değilim. Henüz hazır değilsin bence.” diyen güvendiğim insanlar vardı.
Benim de biraz kafam karışıktı. Lousiville’den ayrılmak istemiyordum. Orada oynamak gerçekten gurur meselesiydi benim için. Ama bir yandan da draft’tan önceki bir antrenman da CP3 ve Paul George gibi NBA yıldızlarıyla oynuyorduk ve bana devamlı “Hazırsın.” diyorlardı.
Editör notu: “Her gün mesaj atıyordu bana, cidden aşırı kararsızdı. Sonra bir gün ‘Chris Paul hazırsın dedi bana!’ yazdı. Çok fazla oyuncunun adını bilmiyorum ama bunun büyük bir şey olduğunu biliyordum. Her zaman önce diplomasını alması gerektiğini söyleyen bir anne oldum ama öte yandan da bunun için ne kadar çok çalıştığını biliyordum. Bunu ne kadar istediğini biliyordum. Bu onun hayaliydi. Ben ise sadece gururluydum.”
Draft gecesinde ise aileme ve menajerime hiçbir şey bilmek istemediğimi söyledim. En ufak bir bilgi bile istemiyordum. Sürpriz olmasını istiyordum. Ama tabi her şeyden kaçınmak da mümkün değildi. O yüzden drafttan bir önceki gece “belki Charlotte olur” diye düşündüm.