Utah’taki ilk senemde yaşanan her şey çok gerçek dışı geliyor şu an. Smaç yarışmasından tutun Russ’a karşı playoff oynamamıza, Harden’a karşı playoff oynamamızdan tutun herkesin beklentilerini aştığımız bir sürü ana kadar hepsi hayal gibi. Ama benim için ikinci sene çok daha anlamlıydı çünkü zorlandığım dönemde şehir benim arkamda durmuştu.
Senenin ilk yarısında kendimden şüphe duyuyordum. Size yalan söylemeyeceğim. “Belki bu sadece tek senelik bir şeydi. Belki ben tek seferlik bir yıldızımdır.”diye düşünüyordum. Ama çevremdeki insanlar, Koç Snyder, takım arkadaşlarım, neredeyse sokakta karşılaştığım herkes arkamdaydı, beni destekliyorlardı.
Bu şehirde ve bu toplulukta uzun süreli bir etki bırakmayı her şeyden çok istiyordum. Kendi tecrübelerimden bildiğim kadarıyla bu etki basketboldan daha büyük bir şeydi. Mirasım bundan fazlası olmalıydı.
Küçüklüğümde beni destekleyen bir sürü insan oldu ve hiçbiri karşılığında bir şey beklemedi. Ne bazen kıyafet konusunda bize yardımcı olan dördüncü sınıf öğretmenim Bayan Pierce, ne bana yemek ısmarlayan Greenwich’teki arkadaşlarım, ne de kardeşimin ve benim muhtemelen asla bilmeyeceğimiz kadar çok şeyi bizim için feda etmiş annem.
Editör notu: “Donovan muhtemelen bundan hoşlanmayacak ama burada annelik yapıp oğlum hakkında biraz duygusallaşacağım. Sanırım şu ana kadar basketbol işlerinden çok hoşlanmadığımı anlamışsınızdır. Hala X’ler ne O’la ne bilmiyorum, hala birçok oyuncuyu tanımıyorum. Beni asıl mutlu eden şey onun gerçek hayatta karşılaştığı insanlara karşı yardımseverliği. Bu ister Apple Store’da karşılaştığı telefonu bozuk çocuk olsun, ister markette karşılaştığı kasada bozuklarını saymasına yardım ettiği kişi olsun ya da kendi imzasını taşıyan ayakkabıyı herkes alabilsin diye fiyatının uygun olması için elinden geleni yapmış olması olsun. Donovan’ın hiç büyütmeden veya sosyal medyada paylaşmadan yardım ettiği tüm bu insanların hikayeleri. Biliyorum şu an bunlardan bahsettiğim için çok utanacak. Ama bu hikayeleri duyduğumda biliyorum ki bir anne olarak iyi iş çıkarmışım. Çünkü paranın kıymetini bilen, para kazanmanın bazı insanlar için ne kadar zor olduğunu bilen bir çocuk yetiştirebilmişim. Bundan o kadar gurur duyuyorum ki şu an ağlamaya başlayabilirim.”
Burada olmamalıydım. Sanırım bu nedenle bu kadar şükrediyorum. Kendime “yeterince iyi değilsin” dediğim zamanlar oluyordu ve bunlar Louisville’de oynadığım zamanlardaydı, düşünün. Şimdi ise buradayım.
Benim için her şeyin temeli çok basit bir ifade ile anlatılabilir: Olumsuz değil, kararlı olmak. Birçok insan size neyi yapamayacağınızı söylemek isteyecektir. Özellikle de şu an, sosyal medya çağında. Ama bence çocukların bilmesi gereken şey şu ki sizden nefret edenler sosyal medyayla ortaya çıkmadı. Hep varlardı. AAU ebeveynleri, üçüncü sınıf olduğum dönemden beri anneme yanlış şeyi yaptığını söylüyorlardı.
Ama ben şanslıydım çünkü annem ifadesiz bir şekilde onlara bakıp “hı hı” demekle yetinirdi.
Onun planı her zaman vardı.
Editör notu: “Benim için Donovan her zaman orta sehpanın üstünde dans eden o küçük çocuk olacak. Her zaman, oyuncak potasına smaç basıp sonra da ‘Anne potayı yine kırdım, gelip birleştirir misin?’ diyen o hareketli çocuk olarak kalacak.
“O sesin öbür odadan gelişini hatırlıyorum.”
DANK.
DANK.
DANK.
‘Anne, gelip birleştirir misin?’
“İşte benim oğlum.”
O hayale gelince… Üçüncü sınıfa geçtiğim ve arkadaşım C.J. Tyler’ın Greenwich’teki evine adım attığım o günden beri oradaki tüm arkadaşlarımın evlerinin yanında bir ev de kendi aileme almak gibi bir hayalim vardı.
Annem muhtemelen bir doktor veya avukat olarak bunu yapmamı isterdi ama hepimizin hayatta izleyeceği yollar farklı oluyor.
Sonuçta basketbol sayesinde gerçek oldu benim hayalim.
Annem o eve henüz taşındı ve ev tam da okulumun olduğu yolun sonunda.
Annem kendi hayalini gerçekleştirdi. Orada bir öğretmen şu an. Hatta kreş grubundaki çocuklara öğretmenlik yapıyor. Benim ise onun için tek dileğim hiçbir öğrencisinin benim kadar yorucu olmaması.
Orijinal kaynak | theplayerstribune.com
“İşte benim oğlum”