Bunu açıkça hiç söylemedim çünkü yanlış anlaşılmasını istemedim ama Denver’ın sırası geldiğinde ve benim adımı söylediklerinde tam anlamıyla şok olmuştum çünkü halihazırda benim pozisyonumda oynayan beş tane oyuncuları vardı. Belli ki masadaki herkes Utah’a takaslanmak üzere olduğumu biliyordu fakat koyduğum sessizlik kuralı yüzünden hiç kimse tek kelime etmedi.
Sahneye doğru yürüdüm ve o kadar büyülenmiştim ki tek hatırlayabildiğim kameraya Lousville çoraplarımı gösterdiğim oldu. Adam Silver’ın elini sıktığımı hatırlamıyorum. O anlar tamamen kayıp.
Eğer videoyu izlerseniz ESPN’den Maria Taylor’ın bana Jazz’a takas edildiğimi söylediğinde yaşadığım rahatlamayı görebilirsiniz. Denver’a saygısızlık etmek için söylemiyorum bunu. Sadece Utah benim için çok daha uygun bir takımdı ve onlarla antrenmana çıktığımda da şehre aşık olmuştum.
Editör notu: “Dürüst olmak gerekirse ben de her 20 yaşındaki evlat annesi gibi düşünüyor ve sadece dua ediyordum ki çocuğum Los Angeles, New York veya Miami’ye gitmesin. Daha düzgün bir çevrede olması gerekir! Utah beni çok memnun etmişti. Hem de çok.”
Ligdeki oyuncuların “Evet X,Y,Z şehrini çok severim.” dediğini biliyorum.
Ama millet, ben cidden Utah’ı çok seviyorum. Şehrin bir çaylak olarak beni böylesine kucaklamasının mümkün olabileceğini bile düşünmemiştim.
Editör notu: “En sevdiğim şey Utah’a ilk maçımı izlemek için gittiğimde daha şimdiden bu kadar çok insanın benim oğlumun formasını giyiyor olduğunu görmekti. Bir anne olarak insanların sırtında 45 numarayı görmek çok gurur verici.”