NBA’de normal sezonun sona ermesi ile beraber takımların karnelerini vermek istedim. Buna göre bütün takımlara sezon içinde gösterdikleri performansa göre AA’dan (en iyi) başlayıp FF’e (en kötü) kadar giden değerlerde notlar verdim. Dikkat edilmelidir ki takımların notları sıralamadaki durumları ve galibiyet sayılarına göre değil, sezon öncesi beklentileri ne kadar karşıladıklarına, mücadele ve iyi oyun düzeylerine ve kendi potansiyellerini ne kadar kullanabildiklerine göre verilmiştir.
Bugün Doğu konferansı ile başlıyorum.
Atlanta Hawks BB
Atlanta’nın sezon öncesi zaten yaklaşık 40 galibiyetle son sıralardan playoffa kalması ya da ucu ucuna kaçırması bekleniyordu. Ancak normalde dar rotasyonu olan takımın, mevcut en önemli oyuncusu Al Horford’un sakatlanmasına kadar gösterdikleri (%55, ortalama doğu üçüncülüğü) performans ile Horford’un sakatlığı sonrası -zaman zaman yaşanan diğer sakatlıklarla beraber- bir şekilde playoff potasında kalmayı başarmaları ile beklentilerin üzerine çıkıp Doğu’da takdir edilen az sayıda takımdan biri olmayı başardılar.
Bir diğer takdir konusu da Josh Smith’i tutmayıp, yerine aldıkları Paul Millsap seçiminde turnayı gözünden vurmaları oldu. Üstelik üçte iki fiyatına. (performans karşılaştırması)
Boston Celtics CB
Öncelikle artı notun önemli bir kısmı coach Brad Stevens’a gidiyor. Ligin gelecekteki en önemli isimlerinden biri olabileceğine dair oldukça olumlu ilk izlenimler verdi.
Sezonun başında beklenenden çok daha iyiydiler, aslında Courtney Lee ve özellikle Jordan Crawford’ı takas etmemiş olsaydılar toplamda 7-8 galibiyet daha fazla bile alabilirlerdi.
Notu düşüren etmenler ise şunlar, geleceğini inşa eden bir takıma göre elde -Rondo hariç- iyi bir takımın birinci ve ikinci (ve belki üçüncü) yıldızı olacak türden isimler yok, Rondo zaten düşüşte ve takas edilmese bile 3-5 yıl sonrasının ne kadar önemli bir oyuncusu olacağı tartışılır. Tanking derseniz, 2014 draftı için çok da iyi bir pozisyonda kalamadılar.
Brooklyn Nets CC
Sezona çok kötü başlayan, sonradan toparlanan ama yine de tam sezon öncesi arzu edilen çizgiye bir türlü gelemeyen takım. Öncelikle Lopez başta olmak üzere sezon boyu sakatlıklardan çok çekmeleri hafifletici sebep olarak kabul edilmeli. Üstelik sezonun ilk aylarındaki felâket sürecin ardından 2014 yılında %70’i bulan galibiyet yüzdesiyle oldukça iyi toparladılar. Zaten notları sonradan bunun için yükseldi, yoksa sezonun ilk 30 maçında FF’ten beterdiler.
Playofflar gerçekte ne kadar beyaz, ne kadar siyah olduklarını gösterecek. (şair burada başarısı şüpheli bir söz sanatı denemiştir)
Charlotte Bobcats BA
Sezon öncesi beklentilerin çok çok üzerine çıktılar. Notlarının çok büyük kısmını gayretli ve başarılı savunmalarına, bir dilimini ise Al Jefferson’a borçlular. Öte yandan hücumda genel olarak bu kadar kötü bir takımdan mutlaka biraz puan kırmam da gerekiyordu.
Chicago Bulls AA
Sezon öncesi tahminlerde Bulls’u Doğu’nun zirvesinde (en kötü ilk üç içinde) gösterirken genel beklenti mevcut kadroya tam iyileşmiş bir Derrick Rose’un ekleneceği üzerineydi.
Ancak ne yazık ki Rose yeniden sakatlanınca Bulls’un da şampiyonluk hayaline erken bir nokta konmuş oldu. İlk yaşadıkları şok döneminden sonra ayağa kalkıp yoluna devam ediyordu ki, bu sefer de Luol Deng takası gerçekleşti. O zaman (ben dahil) hemen herkes Bulls’un sezonu çöpe attığını (en iyi ihtimalle son sıralardan playoff yapacağını) düşünürken Thibodeau’nun takımı yine, yeni, yeniden yolunu buldu ve playofflara çok etkileyici bir yolculukla -ilk tur için ev sahibi avantajını da alarak- kapağı attı. Gösterdikleri mücadele ve azim ile takdiri fazlasıyla hakkediyorlar.
Cleveland Cavaliers FF
Bir bakalım; Anthony Bennet seçimi (felâket), Bynum transferi (kısmen patladı), yerine Deng takası (o da kısmen patladı, yaza Deng gidince bir tarafta patlama işi -verilen pickler de düşünülürse- tamamına erecek), Jarrett Jack, Earl Clark imzaları, Karasev seçimi (kötü, kötü, kötü), Coach Mike Brown (kötü), Irving’in yerinde sayması (olumsuz), Irving’in memnuniyetsizliği (olumsuz), Waiters’ın adının geçtiği türlü problemler (çok sıkıntılı), takımın sahibi Dan Gilbert (Balık baştan kokar..)
Hayır FF verebileceğim en kötü not zaten, yoksa o bile fazla!!
Detroit Pistons DD
Sezon öncesinde Pistons’ın playofflara kalacağını bekleyenler de çoktu, her ne kadar ben yaz transferlerinden sonra onlar adına pek umutlu değildiysem de..
Sezon içinde küskün taraftarlarını mutlu edecek pek ışık vermediler doğrusu. Buna rağmen notlarını çok az yüksek tuttuysam tek sebebi en sonunda Dumars’ın işine son vermeleri oldu (daha doğrusu danışman olarak kalacakmış deniyor, bıraksam mı sınıfta bilemedim)
Indiana Pacers BB
Sezonun ikinci yarısında oldukça bocalamış olmaları, sezonun başındaki müthiş performansları ile yıldızlı pekiyi seviyesindeki notlarını biraz aşağı çektiler. Ama sonuçta normal sezonu herşeye rağmen konferans lideri olarak bitirdiler ve hücumları bazen NBDL seviyesinde seyretse de savunmada (sezon başlarındaki seviyede değil ama) yine de elit durumdalar.
Diğer artılar olarak Paul George ve Lance Stephenson’ın gelişimi de beklenenin ötesindeydi.
Miami Heat BB
Normal sezonu düşük konsantrasyonda geçiren ve playofflara bilenen bir takım olarak istediklerini yapmış gibiler: Öncelikle sağlıklılar, “Trio” form durumu olarak iyi durumda, Wade’in sağlığı şüpheli görünse de playofflarda bir aksama olması beklenmiyor.
Notlarının kırıldığı yerlere gelince; öncelikle büyük üçlü dışında kalan destek elemanları önceki sezonlar gibi güven vermiyor. Bütün bir sezon boyunca rol oyuncularının rollerini ve rotasyonunu bir türlü oturtamadılar. Bi de Indiana’nın bu kadar bocaladığı ve Doğu’nun genel olarak aksadığı bir dönemde %50 yerine %60 ile oynasalar ev sahibi avantajını almak işten değildi ama yapmadılar.
Milwaukee Bucks FF
Şimdiden “efsanevi” olarak nitelenen 2014 draftına (kura çekimine) en kötü ya da bir diğer deyişle en şanslı takım olarak girmek aslında bazı takımların çok istedikleri bir şeydi. Biz buna NBA’de tanking diyoruz.
Milwaukee Bucks ise, aslında bu sezon tanking yapan takımlardan birisi değildi. Gerçekten kazanmaya çalışıyorlardı. Düşünün artık ne kadar kötü olduklarını.. (Niğde Gazozu’ndan acımasız gerçekler)
New York Knicks FD
Bir takım düşünün ki, bir sezonu konferans ikincisi olarak tamamlayıp, sonraki sezon için kadrosundan önemli bir oyuncusunu kaybetmeyip, üzerine de takasla oyuncu alıp kadrosuna yeni bir değer daha katmak için draft hakları feda etmekten de çekinmesin. (Yani mantıken konferans ikincisi takım daha da güçlenmiş olsun) Ama müteakip sezonda sonuç olarak – üstelik lig tarihinin totalde en başarısız konferanslarının birinde kötünün daha iyisi olan takımlardan biri olarak bile – playofflara katılamasın.
O takasla alınan “Müslüm denen” arkadaşı ise sıradaki linkte diğer takım arkadaşlarıyla beraber izleyebilirsiniz: (not Knicks taraftarları için tavsiye edilmez, sonra bilgisayarınızın ekranını kırarsanız ben ödemem peşin peşin uyarayım)
Orlando Magic ??
Sezonu boş viteste geçiren takımlar içinde geleceğe en umutlu bakanlardan biri. Genç yetenekleri görece iyi, takım olarak ise kötü bir sezon geçirdiler, ki zaten esas amaç tam olarak da buydu galiba? Oladipo ve Vucevic başta olmak üzere iyi temel parçalarına sahipler ve muhtemelen çok daha iyi yeni bir oyuncu almak için 2014 draftındaki pozisyonları da oldukça iyi.
Philadelphia 76ers ??
Orlando gibi Sixers için de sorumuz aynı: Kaybetmeye oynayan takıma kaybettiği için yüksek puan mı vermeliyiz, yoksa düşük puan mı? O değil de kaybetmenin de bir usulü vardır ve rebuilding yapmanın da başka türlü bir mantığı vardır. Ama bu değerlendirmenin konusu bunlar olmadığı için geçiyorum, sezon notumuza geri dönersek, sezonun ilk yarısına CC verirken takaslardan sonraki kısmını ise sürekli devamsızlık sebebiyle değerlendirme dışı bırakıyorum .. Yoksa üst üste 26 maç kaybeden takıma “aferin” demek demek zorunda (mı) kalacaktım!!
Toronto Raptors BA
Sezon öncesi değerlendirmelerde playoffa kalması pek beklenmeyen takım, Rudy Gay takasından sonra balkabağından at arabasına dönüşmüş kadar oldu. Kadrolarından aldıkları çok yüksek verim ile çok yüksek bir notu haketmiş oldular.
Washington Wizards CB
Wizards’ın playoffa kalması, aldıkları galibiyet sayısı, sıralamadaki yerleri sezon öncesi hedefleri doğrultusunda gayet tatminkâr görünüyor olabilir ama sezonun geneline bakınca benim yeterince tatmin olduğumu söylemem mümkün değil. Zira potansiyeli ortaya koyduğundan çok daha yüksek olan bir takım bu, Doğu’nun içler acısı sezonunda iyi olmaktan ziyade kötünün iyisi olarak yerlerini kazandıklarını düşünüyorum.
Otto Porter’ın henüz bir katkı sağlamaması, Gortat’nın beklenenin altında kalması notlarını düşüren faktörlerden olmakla beraber, sezonun son haftalarında yükselen formları ile notlarını yeniden biraz da kanaatle yükseltmiş oldular.
—
Kısmetse yarın Batı takım karnelerinde yeniden buluşmak dileğiyle, esen kalın.
Twitter: @Mecik32