Dimitris Itoudis: “NBA de Avrupa’dan bir şeyler öğrenmeli”

VTB Birleşik Ligi’nde ve THY Euroleague Son 16 F Grubu’nda lider konumda bulunan CSKA Moskova’nın Başantrenörü Dimitris Itoudis, geçtiğimiz gün Hoopshype‘dan Jorge Sierra‘ya bir röportaj verdi. 

Itoudis, röportajda Eski ve Yeni Kıta’daki basketbolun durumuyla alakalı oldukça yerinde tespitlerde bulunurken, Zeljko Obradovic ve David Blatt için de övgü dolu sözler söyledi.

 

İşte Zeljko Obradovic, David Blatt, ve NBA merkezinde gerçekleşen o röportaj:

Zeljko Obradovic’le (Panathinaikos’da) çalıştığınız yıllarda okuduğum bir röportajınızda, bir asistan koçtan ziyade bir yarı başantrenör gibi hissettiğinizi söylemişsiniz. Bu, başantrenörlük görevini daha önce almamanızın sebeplerinden biri miydi?

Zeljko bana içerisinde muazzam bir rolüm olan bir fırsat sundu. Bunun dışında, kontratım vardı. Bir iki defa bazı teklifler geldiğinde, benim kontratım devam ediyordu. Kontratıma ve birlikte çok mutlu olduğum ve yaratıcılığımı sergileyebildiğim bir takıma verdiğim sözden dönmek istemedim. O takım, yüksek kaliteye sahip ve kazanan bir takımdı. Çok şey öğrendim. Benim için adeta bir üniversite gibiydi. Panathinaikos’la geçirdiğim on üç yıl şahaneydi. Muazzam oyunculara koçluk yapabilme fırsatına eriştim. Bu satın alabileceğiniz bir şey değil. Bu yıllar içerisinde hak edeceğiniz bir şey.

Obradovic diğer koçlara yetki devredecek birisi gibi görünmüyor… Bu size olduğunda şaşırmış mıydınız?

Genelde nasıl göründüğüyle ilgili söylediklerinize katılmıyorum, çünkü onu hem koç hem de insan olarak tanıyorum. Birbirimize güvendik. Beraber çok zaman geçirdik. Profesyonel boyutun dışında, birer arkadaş hatta aile olduk.

Onunla çok sık iletişim halindesiniz diye tahmin ediyorum.

Evet, sık sık konuşuruz.

Zeljko ile çalışmanın en iyi ve en zor tarafları nelerdi?

En iyisi? Çokça kupa, çokça maç… Bunun da üstünde, güven, aileler arasındaki arkadaşlık. Bu yıllar boyu dokunulmaz kalacak bir şey; nerede çalıştığımız fark etmeksizin, aynı takımda veya rakip takımda olsak da.

Detroit Pistons ve Philadelphia 76ers ile yaz liginde kısa bir süre çalıştınız. O fırsatın size nasıl geldiğini açıklayabilir misiniz?

Öncelikle, Joe Dumars’a teşekkür etmek istiyorum. Beni birçok yaz davet etmişti ve birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Panathinaikos ve Detroit’in uzun, iyi bir ilişkisi var ve ben de onların koç kadrosu içinde yaz liginde çalıştım. Rodney Stuckey, Andre Drummond, Will Bynum gibi birçok NBA oyuncusuyla çalışmak bir zevkti… Organizasyonun nasıl çalıştığını yakından görebildik. Bir sene Detroit’i antrenman kampları sırasında bir aylığına ziyaret ettik. Takımla birlikte seyahat ettik, bütün antrenmanlara katıldık… Joe ve koç kadrosu ile günlük bazda basketbol konuşmak, bilgi paylaşıp oyunun kendisi hakkında konuşmak güzeldi.

Amerikalı koçların arasında bulundunuz ve tabi ki Avrupalı koçların arasında da. FIBA basketbolunda NBA’de olduğu gibi bir koçluk cemiyeti olduğunu hissediyor musunuz?

Orada zihniyet farklı. İşin kendisini gerçekten takdir ediyorlar, koçluk organizasyonunu gerçekten takdir ediyorlar. Ancak Avrupa’da da bunun daha iyiye gittiğini düşünüyorum. Bu, koçlar arasındaki ilişkiye dayanıyor, ama Avrupa’daki takımlarda çalışan birçok arkadaşım var ve fikir paylaşıp konuşabiliyoruz. Bilgilerimizi ve tecrübelerimizi paylaşıyoruz, özellikle yazları yapılan kliniklerde. Ancak kesinlikle, birbirlerini desteklemeleri ve birlikte çalışmaları anlamında, Birleşik Devletler çok daha gelişmiş.

David Blatt, Cleveland’da belli bir başarı yakaladı, her ne kadar ikinci sezonunda işler iyi gitmese de. Avrupalı bir koç olarak, onun NBA’de başarılı olmasını destekliyor muydunuz, gelecekte Avrupalı koçlara kapıların açılması adına?

Aslında Blatt’in orada çok iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Takım sahiplerine olan tüm saygımla birlikte söylüyorum,  [kovulduğunda] herkes şaşkındı. O aslında Avrupa mantalitesini ve oyun stilini tanıttı. Her takım, zannediyorum ki, iki kıtayı birleştirmeye ve oyun tarzlarını bir araya getirmeye bakıyor çünkü basketbol evrensel. İki farklı basketbol tipi aynı amaçla bir araya geldiğinde, bundan oyun yararlanır.

Amerika’daki koçların NBA tecrübesi olmayan Avrupalı bir koça bakıp onlara NBA tecrübesi olmayan herhangi biri kadar saygı gösterdiğini düşünüyor musunuz?

NBA tecrübesinin gerekli olduğunu düşünmüyorum. Gerekli olan oyun bilgisi çünkü oyun evrensel. Belki o tür durumları tecrübe etmek her zaman iyidir, yaz liginde veya birinin asistan koçu olarak çalışmak gibi… En iyi geçişin nasıl olduğunu bilmiyorum. Çokça insan oyuncular ve koçlar arasındaki ilişkiden konuşuyorlar. Günün sonunda, oyuncuların koçla aynı emelleri olduğunda, onlar iyi şekilde yönetilebilirler. Herkesin bir rehberliğe, bir plana, bir felsefeye ihtiyacı vardır. Sadece oraya gidip sanki bir oyun alanındaymışçasına oynayamayız. Kazanan takımlar iyi bir kültürü, iyi bir sistemi, ve açık kuralları olan takımlardır. Benim mottom kimsenin sistemden daha iyi olmadığıdır. Bunu her kim takip ederse o iyi bir yoldadır.

Bana Moskova’daki döneminizden biraz bahseder misiniz? Her şey olmasını beklediğiniz gibi miydi ve bu tecrübeyi önceki tecrübeleriniz ile nasıl karşılaştırırsınız?

CSKA, oldukça iyi organize olmuş bir kulüp, Avrupa’nın en iyilerinden. Organizasyondan, koç ekibinden, oyunculardan çok mutluyum. Çok fazla beklenti ve baskı var, ki bunu seviyorum çünkü aynı fikirdeyiz. Önümüzde birkaç hedef var. Bu; çok fazla konsantrasyon, fedakarlık, motivasyon ve adanmışlık gerektiriyor. Burada çok mutluyum. Basketbol, Rusya’da bir numaralı spor değil, ama Megasport Arena’ya 14.000 kişinin gelip takımın başarıya ulaşmasına yardım etmesinden ötürü mutluyum.

Bu sezondan sonraki planlarınız neler? NBA, kovalayacağınız bir hedef mi?

Dinleyin, söylediğim gibi, burada mutluyum. Ben kontrol edebileceklerim üzerinde çalışan bir profesyonelim ve tek hedefim takımımın daha iyi oynamasına ve maç kazanmasına nasıl yardım edebileceğimi görmek. Bu, benim odaklandığım alan. BDA Sports’da harika menajerlerim var… Herkes o yönde çalışıyor ve sezon sonunda seçeneklere bakıyor, ama ilk seçeneğim CSKA’ya yardım etmek.

Ama NBA güzel olurdu.

NBA muazzam. Kesinlikle en iyi organizasyon. İçeriden de gördüm, birçok genel menajerle konuştum. Tabi ki, bu belli açılardan kopyalamayı deneyebileceğiniz bir organizasyon. Hepimizin onlardan öğrenecekleri var. Ancak NBA de Avrupa’dan bir şeyler öğrenmeli, sahip olduğumuz iyi şeylerden ders çıkartmalı.

Fazlaca NBA basketbolu izleyebiliyor musunuz yoksa takviminiz bunun için fazla mı karışık?

Anlayabileceğiniz gibi, önceliğim Avrupa basketbolu, ama kesinlikle NBA’i seviyorum ve bazen uyumadan veya erken kalkarak bazı NBA maçlarını izliyorum. [NBA ile ilgili] Görülecek çok fazla şey var.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler