Devrim çoktan gerçekleşti

 

stephen-curry-warriors-051215-ftr-getty_qald8dejhlkl1vohysnxdgxyn

Michael Jordan’ın 1998 Finallerine 6.maçta nokta koyan şutu bir çok nedenden ötürü hep hatırlanacak. Jordan’ın Bulls kariyerindeki son şutu, belki de Jordan’ın inanılmaz kariyerinin en ikonik saha içi anı olabilir. Bu şut aynı zamanda asistsiz orta mesafe jumperının zirve noktası olabilir, gelmekte olan devrimin şafağında sembolik bir an.

Salt Lake City’deki bu tarihi akşamdan sonra NBA sadece Jordan yani süperstar devrinden yavaşça uzaklaşmakla kalmadı, aynı zamanda isolation (birebir) temelli orta mesafe oyunundan da uzaklaştı. 2015-16 sezonuna girerken, lig hiç olmadığı kadar verimliliği önemsiyor. Bugün akıllı davranan oyuncular ve koçlar, 1990’larda Jordan’ın çok şık gösterdiği jumper atışlardan kaçınıyorlar.

90’lar ve 2000’lerin başındaki basketbol – Jordan, Charles Barkley, Hakeem Olajuwon, Allen Iverson ve Kobe Bryant’ın zamanları – akla kesin şeyler getiriyor. Savunma ve fauller daha sertti ve oyunu kuranlar hero ball (hücumların genelde çok sayıda top kullanan takımın yıldızı üzerinden şekillendiği oyun tarzı) oynuyordu. Tabi ki hafızamız böyle diyor, aslında tam olarak böyle değildi. Fakat hücumlar kesin bir şekilde boyalı alanın dışına ve yay gerisine çekildi. Ve en iyi kadrolar pasa dayalı bir basketbol oynuyor. Böyle yapmaları için de çok iyi bir sebepleri var.

NBA skorlarını tutanlar itinayla 1996-97 sezonundan beri atılmış her şutun izini sürüyor. Her şut denemesi kimin attığı ve nereden attığı gibi bilgilerle beraber işleniyor. Bu veriler sadece analistlere hangi oyuncunun hangi şutları atabildiğini göstermekle kalmadı aynı zamanda oyuncular, alanlar ve şut verimliliği arasındaki ilişkiyi anlamamıza yardımcı oldu.

2013’ten beri her profesyonel spor salonunda standart hale gelen ve her oyuncunun, hakemin ve topun kesin konumunu saniyede 24 kez izleyen gelişmiş izleme sistemi sayesinde NBA’de şut kavramını daha da iyi anlayabiliyoruz.

Bu sistemden elde edilen verilerden çıkartılacak en basit sonuçlardan biri pası alır almaz atılan şutların asistsiz olanlara göre oldukça isabetli olmasıdır. En iyi şutlar takım oyununun, en kötü şutlarsa bencilliğin bir sonucu. Geçen sezon NBA oyuncuları 200,000’den biraz fazla şut attı. Bunların yüzde 53’ü asist üzerinden gelirken yüzde 47’si asistsizdi1. Toplamda oyuncular yüzde 45’le şut atarken bu oran asist üzerinden gelen şutlarda 51, asistsiz şutlarda sadece 38’di.

Los Angeles Clippers v San Antonio Spurs-Game Six

Gregg Popovich’in zeki önsezilerde bulunmak gibi bir alışkanlığı var. Köşe üçlüğü hakkında bir önsezisi vardı, uluslararası oyuncular hakkında da, ve dakika kısıtlamaları hakkında da. Bu yüzden maçtan sonra hücum performansı ile ilgili ilk baktığı şeyin takım asistleri olduğunu söylediğinde2 , bunu dikkate almalısınız. Analistler asist ve hücum verimliliği arasındaki ilişki hakkında onun haklı olduğunu söylüyor. Geçtiğimiz sezonun asist sıralamalarına bir bakarsak ilk beş takımdan dördünün aynı zamanda şut verimlilik yüzdesinde de ilk beşte yer aldığını görürüz. Günümüz NBA’inde paylaşmak yardımlaşmak demek değil, kazanmak demek.

Popovich’in topu paylaşma takıntısı yeni değil. Hatırlayacağınız gibi 2014 Finallerinde kaybettikleri tek maçta işler istediği gibi gitmeyen Popovich maç sonu basın toplantısında açıkça söylemişti, “Topu çevirirsiniz ya da kaybedersiniz.”

Topu çevir ya da kaybet. Günümüz basketbolu için slogan olabilecek bir söz. 2015-16 sezonuna girerken San Antonio, Atlanta ve Golden State gibi takımlar topu çeviriyor; Kobe Bryant’ın Lakers’ı ve Jordan’ın Hornets’i gibi takımlar kaybediyor.

Houston Rockets v Golden State Warriors - Game Five

Yıllar boyu basketbolda istatistiklerle ve şut haritalarıyla uğraşanlar orta mesafe şutlarının en kötü seçenek olduğunu iddia etti. Sadece iki sayı değerindeler ve lig genelinde sadece yüzde 40 isabet oranı var. Biraz daha geri, şutun sayısal değerini artıran sihirli çizginin gerisine çıktığınızda üçlükler diyarını bulacaksınız: Yüzde 36 ile giren daha cazip bir şut. Atış başına sayının şut seçimini nasıl etkilemesi gerektiğini görmek için Daryl Morey olmanıza gerek yok.

PointsPerShot1152

Bu grafik günümüz NBA basketbolu hakkında bazı gerçekleri görselleştiriyor – Orta mesafe şutları kullanmayı savunmak gittikçe zorlaşıyor. Fakat asıl hayati noktayı göstermiyor. Hangi orta mesafe şutlarından bahsediyoruz? Bu grafiğe bakıp Dirk Nowitzki ya da Chris Paul’e 2 sayılık jumper atmayı bırakmalarını söylemezsiniz herhalde. Ve nasıl Chris Paul’ün orta mesafe şutuyla Lance Stephenson’ın orta mesafe şutu arasında fark varsa, asist üzerinden gelen bir orta mesafe şutuyla asistsiz bir orta mesafe şutu arasında da fark var.

Şutörler kendi şutunu yarattığında, özellikle de orta mesafe jumperı, genellikle değeri az atışlar gerçekleşir. Popovich gibiler için bu yeni bir bilgi değil, fakat gerçek rakamların konuşmaya başladığını görüyoruz.

unnamed

NBA’deki en aptalca şut asistsiz bir orta mesafe, buna Benim Orta Mesafem3 ya da kısaca BOM diyelim.Yukarıda gördüğümüz gibi şut verimliliği ve pas yapma iç içe geçmiş durumda. Öncesinde bir pas hareketi içeren şutlar içermeyenlere göre daha verimli. Solda asistsiz denemelerde şut başına sayıyı ve düşük değerleri gösteren karanlığı görüyoruz. Sağda ise asist üzerinden gelen denemelerde şut başına sayıyı ve ışığı görüyoruz.

Geçen sezon NBA’deki her beş şuttan biri BOM olarak gerçekleşti, fakat bu yüksek oran aynı ölçüde verimlilik getirmedi. Lig genelinde BOM başı sayı ortalaması sadece 0.68’di. Ortalama bir Sixers hücumunun 0.93 sayı getirdiğini düşünürsek bu çok düşük.

https://vine.co/v/e2gaJV1r3vU

Tabi ki bazı oyuncular orta mesafe şutu yaratmada çok becerikli, ve istediği zaman bu şutları yaratan – özellikle yüksek yüzdeyle atan – oyuncular oldukça değerli. En iyi hücum düzenleri bile bazen tıkanır ve bu olduğunda, bir şeyler yapacak oyunculara sahip olmak önemlidir. Bu bakımdan Chris Paul, Gordon Hayward, Jarrett Jack, Mike Conley ve Markieff Morris gibi BOM yüzdesi 40’ın üzerinde olan ender oyuncular değer görmeyi hak ediyor.

Yine de genel trend inkar edilemez: Sadece yüksek asist oranlarına sahip takımlar yüksek şut isabetiyle oynarken BOM’lar ise tam tersinin alameti. BOM’lara dayanan oyunculara ve takımlara baktığımızda yadsınamaz bir ilişki ortaya çıkıyor: Nerede asistsiz şutların oranı yüksekse, orada kötü hücumlar var.

Milwaukee Bucks v Charlotte Hornets

Geçtiğimiz sezon Jordan’ın sahibi olduğu Hornets 1768 BOM ile bu alanda lig lideriydi. Sahadaki oyuncular ve Jordan arasında birkaç yönetim katmanı var, fakat yine de tüm zamanların en ikonik orta mesafe şutörünün yönettiği takımın bu kadar çok orta mesafe şutu kullanması anlamlı değil mi?

CHARLOTTE_OMFG_1152

Hornets ligdeki en sağlıksız şut düzenine sahip takım. Geçen sezon şutlarının dörtte birinden fazlası asistsiz orta mesafe şutlarıydı, ve ortalama 0.64 sayıyla sonuçlandılar. Orta mesafede çok aktifler, aynı zamanda ortalamanın altındalar. Her bu tip bir şutu attığınızda daha değerli bir şutun sayısını bir eksiltmiş oluyorsunuz.

2014-15’te Hornets saha içi verimlilik yüzdesinde ve 3-sayı yüzdesinde son sırada yer aldı, genel saha içi yüzdesinde de 29. sırada yer aldılar. Oyuncularının bireysel performanslarına indiğinizde nasıl dip yaptıklarını görüyoruz. Geçen sezon 172 oyuncu (ligin üçte birinden fazlası) en az 500 şut kullandı. Bu grubun en verimsiz 6 şutöründen 3’ü – Kemba Walker, Gary Neal ve Lance Stephenson – Charlotte guardlarıydı.

Bu kötü şans olabilir, ya da koç ve takım felsefesiyle alakalı da olabilir.

Kemba Walker gibi oyuncuları “verimsiz” diye etiketlemek işin olayı, bu biraz sığ bir bakış. Nasıl şutörler daha iyi olmak için takım arkadaşlarının asistlerine ihtiyaç duyuyorlarsa, koçlarından da bunu görmeliler. Asist yapanlara kim asist yapıyor? Hücumu kim dizayn ediyor? Koçlar bu denklemde büyük bir yere sahip. Kanıt istiyorsanız, Oakland’daki ligin yeni efendilerine bakın.

Geçen sezonki Warriors’ın takım olarak gördüğümüz en iyi şut performanslarından birini sergilediğini düşünüyoruz, fakat aynı zamanda Jordan bıraktığından beri gördüğümüz en iyi pas takımlarından da biriydiler. Sizce tesadüf mü?

Jordan’ın Hornets’i ve Kerr’ün Warriors’ı bir bakıma kendi kariyerlerinin bir uzantısı. Kerr kariyerini boş şutu atmakla geçirdi. Neredeyse her şutu bir takım arkadaşının pası sonrası gerçekleşti. Jordan kariyerini kendi üzerine kurulmuş bir hücumla geçirdi. En iyi zamanlarını Chicago’da beraber şampiyonluklar kazanarak geçirdiler. Jordan, Kerr’ün ilk kez şampiyonluk kazanmasına yardım etti. Şimdi Kerr yine şampiyon, bu sefer Jordan’sız. Belki anlamlı belki değil, fakat Kerr’ün takımının Jordan’ınkini ezip geçmesi ligin gidişatı hakkında bir şeyler söylüyor.

Jordan efsanesinin tasvirleri asistsiz jumperların basketbolda zirveye giden yol olduğunu söyleyebilir, fakat Popovich/Kerr döneminin gerçekleri bunun dibe giden yol olduğunu gösteriyor. Yeni bir sezona ve 200,000 şutluk yeni verilere girerken, sayılar bize asistsiz orta mesafe şutlarının devrinin geçtiğini söylüyor. Hero ball öldü. Skyhook’un yolundan gitti. Devrim mi istiyorsunuz? Devrimi çoktan izlediniz.


Notlar

1- Kıstas olarak pası aldıktan sonraki 2 saniye içindeki şut denemeleri asistli, diğerleri asistsiz kabul ediliyor.

2- “Her maç asistlere bakarım. Geçen gece New York’ta kaybettiğimizde mesela, 17 asistimiz vardı. Bu bizim için çok düşük … Larry Bird, Michael Jordan ve Kevin Durant aynı takımda oynamadığı  müddetçe iyi olmak isteyen takımlar 17 asist yapmazlar. “

3-  Yazıda “On my-own midrange field goal” ifadesi geçiyor. Yazar bunu seçerken “a.k.a OMFG (oh my fucking God)” diyerek gülümsetti:) Birebir kelime çevirmek yerine daha güzel kısaltmaya sahip olacağı için Benim Orta Mesafem (BOM) şeklinde geçirdim.

Tüm fotoğraflar orijinal yazıdan alınmıştır: The NBA’s Next Shooting Revolution Has Already Been Televised

Burak Varıcı

5 YORUMLAR

  1. Burak bey öncelikle ellerinize sağlık. Tüm çevirilerinizi büyük bir keyifle okuyorum ve daha fazla yazı çevirmenizi istiyorum 🙂 Size yazı çevirme isteğinde bulunmamız mümkün mü? E-mail veya başka bir yolla?

  2. bence de başarılı ama su da var dream team deb sonra bu kadar baskın oyunculara 1 elin parmaklarını geçmedi bide jordon her konuda mukemmeldi sut ve kritik zamanlardaki sut sokma becerisi hiç değişmiyordu bu kadar net şutor ne kobe ne harden ne lebron sadece biraz durant oda jordon kadar topa hükmedemiyor bilemiyorum ama jordon bu grup gibi başarısız günlerde de cok zormama yapıyomuydu
    yani, gününde olmadığı zaman da hala ben diyormuydu

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler