Turkish Airlines EuroLeague ‘Media Day’ etkinliğinde FC Bayern Münih’in yeni yıldızı Derrick Williams ile özel bir röportaj gerçekleştirme fırsatı bulduk. Keyifli okumalar!
Öncelikle hoş geldin. FC Bayern’e transferin nasıl gerçekleşti?
“Şimdiye kadar altı sezon NBA’de oynadım, geçtiğimiz sezon da Çin’deydim. Bu yaz serbest oyuncuydum ve NBA’den bir fırsat çıkar mı çıkmaz mı diye bekliyordum. Doğru teklif, doğru takım karşıma çıkmadı. Sonuç olarak bu yıl Avrupa’da oynamak istedim. Dediğim gibi, geçen yıl Çin’deydim. Çok sevdim ve benim için çok iyi bir deneyim oldu. Fakat Avrupa’nın, Almanya’da bu ekibin benim için en doğru tercih olduğuna karar verdim. Aynı zamanda EuroLeague’in varlığı da kararımda etkiliydi. Bunun da önemli bir artı olduğunu düşünüyorum.
Gelmeden önce Amerikalı oyuncularla konuştun mu? EuroLeague’de oynadan oldukça çok sayıda Amerikalı oyuncu var sonuçta…
“Kevin Seraphin… Onu tanıyorum, iki üç sene önce birlikte oynamıştık. Şimdi o da Barcelona’da. Birkaç oyuncuyu tanıyorum buralarda oynayan. CSKA’dan Daniel Hackett. Onu 14-15 yaşımdan beri tanıyorum. Daha önce NBA’de oynamış birkaç oyuncu daha biliyorum. Güzel bir deneyim olacak.”
Son yıllarda tanıdığımız birçok oyuncunun Çin Ligi’ne gitmesi bende orada oynanan basketbola dair ilgi uyandırdı. Çin Ligi nasıl?
“Güzel bir deneyim. Çok farklı. Buraya gelmek de öyle aslında. Daha önce hiç Avrupa’da oynamadım. Ama Avrupa’ya gelen çoğu oyuncu yaşadığı deneyimden memnun; rahatlık alanlarından çıkmayı, yeni şeyler deneyimlemeyi seviyor. Ben de bu sebeplerle buradayım. Ayrıca sadece iyi bir basketbol şehri, iyi bir basketbol takımı olduğu için değil; birçok harika oyuncu ile karşılaşacağımı bildiğim için Avrupa’yı ve Bayern’i seçtim.”
Buraya gelmeden önce EuroLeague maçlarını izlediğin oldu mu hiç? Özellikle de Litvanya, Türkiye, Yunanistan gibi ülkelerde oynanan maçlarda arenalardaki atmosferi televizyondan da olsa izleme fırsatın oldu mu?
“Evet, izlediğim maçlar oldu. Daha önce Sacramento Kings’te birlikte oynadığım Jason Thompson, geçtiğimiz yıl Türkiye’deydi. Quincy Miller, Belgrad’daydı. İkisi de bana Avrupa’da atmosferin çok çılgın olduğunu anlattılar. Bence Avrupa basketbolunu özel kılan nokta da bu. Tutku ve bir miktar çılgınlık sahaya yansıtılıyor. Bence bu basketbol adına harika bir durum. ABD’den çok farklı bir atmosfer var arenalarda. Ben de bunu çok seviyorum. Taraftarın sahaya getirdiği tutku bence oyunların daha iyi oynamasını sağlıyor.”
Bir dönem Cleveland’da oynadın ve LeBron James de orada takım arkadaşındı. Los Angeles Lakers’a gidişi ile ilgili ne düşünüyorsun?
“Transferinin sadece kendisi için değil, basketbol için de önemli olduğunu düşünüyorum. Hem Miami hem Cleveland basketbol açısından daha küçük pazarlar. Fakat şimdi Los Angeles gibi basketbolun pazar payının yüksek olduğu bir yerde oynayacak. Los Angeles şehrinde çok iyi bir takımda olacak. Kesinlikle sadece kendisi için değil aynı zamanda basketbol için de çok iyi oldu. Warriors, Houston ve Lakers üst seviye organizasyonlar; aynı zamanda Spurs de. Batı Konferansı’nda harika takımlar izleyeceğiz. Dünyanın en iyi basketbolcusunun takım değiştirmesi büyük bir olay. Mesele her şeyi kazanıp kazanmaması değil. LeBron’u harika kılan şeylerden biri de bu. Onun ne kadar iyi olduğunu, takım arkadaşlarını üst seviyelere nasıl çektiğini izleyeceğiz. Bu onun en değerli niteliklerinden biri. Takım arkadaşlarına seviye atlattırıyor. Harika biri ve bunu bire bir görme fırsatı buldum.
Son sorum ise yeni takımın Bayern ile ilgili. Bu takımı özel kılan noktalardan biri Balkanlar’dan gelen isimlerden kurulu oluşu. Takımın genel menajerinden genç oyuncularına kadar birçok isim o yörenin insanı. Eminim ki en azından milli takımlardan Yugoslav basketbolunu biliyorsun. Bu durumla ilgili hislerin nedir?
“İyi bir basketbol kültürleri var, orada yetişen basketbolcular oyunun temellerini çok iyi biliyorlar ve bunu da sahaya yansıtıyorlar, hem Avrupa için hem de NBA’de. Minnesota’da Darko Milicic ve Nikola Pekovic ile oynadım. İkisi de harika oyuncular. Kings’teyken Vlade Divac’ı tanıdım. Her zaman bu Yugoslav kültüründe yetişenlerle çalıştım. Üst düzey oyun bilgileri dünyanın her yerinde çok iyi performans ortaya koyabilmelerine yardımcı oluyor.”