J Grubu izleyicilerine her şeyden önce bolca sayı potansiyeli vadediyor. Grupta yer alan üç takım; TOFAŞ, Manresa ve Treviso sezonun hücum istatistiklerinde tepelerde yer alıyor. Üç takım da maç başına 80+ sayılık ortalamalarla bu alanda ilk 10 sıradalar. Terazinin diğer ucunda ise kuvvetli savunma organizasyonuyla öne çıkan Darüşşafaka var. Play-in turunda son iki sezonun şampiyonu San Pablo Burgos’u 1-0’dan gelerek geçmeyi başaran temsilcimiz, rakibini 72.3 sayı ortalamasında tutmayı başarmıştı. Selçuk Ernak da geçtiğimiz haftalarda oynanan Galatasaray NEF maçı sonrası bu konuya değinmiş, karakterlerinin savunmadan geçtiğini ve iyi savunabildikleri zaman kazandıklarını ifade etmişti. Yani özetle, bu grubun anti-kahramanı Darüşşafaka olacak.
Yüksek skor ve istikrarsız üçlük: BAXI Manresa
Grup liderliği için bir adım öne çıkan takım BAXI Manresa gibi görünüyor. Başantrenörü Pedro Martinez’in görevindeki üçüncü senesinde nihayet istikrar kazandırmaya başladığı ekip, bu sezonun hem BCL’de hem de İspanya Ligi’nde büyük sürprizlerinden biri konumunda. Normal sezon gruplarında Pınar Karşıyaka’ya karşı da izlediğimiz Manresa iyi gününde organizasyondaki her takımın canını yakabilecek potansiyele sahip. Çok yönlü Joe Thomasson ve ele avuca sığmaz Ismael Bako gruptaki temsilcilerimiz için en çok dikkat edilmesi gereken isimler olacak. Karşıyaka da bu konuda onlara şüphesiz referans olacaktır…
İspanyol ekibinin noksanları da yok değil tabii ki. Ve en çok göze çarpan kusurları da üç sayılık atışlardaki istikrarsızlıkları. Manresa BCL’nin yüksek skor potansiyeli barındıran takımlarından birisi olsa da yayın gerisinden hiç de büyük bir tehdit değiller. %29.4’lük üçlük yüzdeleri temsilcilerimiz için fazlasıyla istifade edilebilir bir veri. Tomislav Zubcic’in varlığıyla beraber rakibini çember altından caydırmak TOFAŞ için kolay olmayacaksa da Darüşşafaka için Nathan Boothe-Gabriel Olaseni ikilisiyle birlikte rakibi dış atışlara yönlendirmek hayata geçirilebilir bir proje olmaktan uzak değil. Selçuk Ernak’ın da savunma ödevinde bunu şimdiden çalışmaya başladığına eminim.
Bir öyle bir böyle: Nutribullet Treviso
Nutribullet Treviso ise son dönemin kolu kanadı kırık takımlarından. İtalyanlar sezona güçlü bir şekilde giriş yapmalarına rağmen iki aydır epey randıman kaybetmiş durumdalar. Lakin son Lavrio karşılaşmalarında biraz olsun kendilerini hatırladılar ve 2-0’la rahat bir tur geçişi yaptılar. Bu da Son 16’da nasıl bir Treviso izleyeceğimiz noktasında kafa bulandırıyor. Gidişatları grubun kaderi açısından belirleyici olacak.
Can yakabilecek birden çok yıldızı olan Treviso’da maç özelinde hangi oyuncunun öne çıkaracağını belirlemek zor. DeWayne Russell-Tomas Dimsa-Michal Sokolowski-Nicola Akele-Henry Sims ilk 5’inin neredeyse tamamı maçı 20’li sayılarda tamamlayabilecek potansiyeli barındırıyor. Bu da onları aynı Manresa gibi yüksek skor tehdidi yaratan bir takım haline getiriyor. Normal sezon grubundaki rakiplerini ortalama 73.3 sayı bandında tutan Lavrio’ya play-inde sırasıyla 87 ve 90 sayı atmaları da bunu kanıtlar nitelikte. Onları grubun kaderini çizecek takım olarak görüyorum. Birinci çıkma ihtimalleriyle sonuncu çıkma ihtimalleri birbirine çok yakın. Kasım’dan önceki Treviso mu olacaklar, yoksa Kasım’dan sonraki Treviso olarak mı devam edecekler… Senaryoyu bu sorunun cevabı yazacak.