Dusan Ivkovic’in Real Madrid serisinde en büyük başarısı her hamlesinin teknik olarak mantıklı bir açıklamaya sahip olması, standart dışı bir şeyleri kovalamıyor olmasıydı. İlk 3 maçta ve son maçın ilk yarısında seri öncesi ve seri sırasında ince ayarlarla tasarlanmış planlar uygulandı. Ancak üçüncü çeyreğin hemen başında Real Madrid’in Reyes önderliğinde ilk 1.5 dakikayı üstün oynaması sonrası Ivkovic, 4-5 rotasyonunu Saric ve Bjelica’yla doldurmayı tercih etti. Seride ilk kez teknik açıklaması yapılamayacak bir karar almış oldu böylelikle Ivkovic. Bunu bir yere not edip ilk yarıda nelerin doğru yapıldığına bakalım.
Şüphesiz ki Anadolu Efes -sonucu etkilememiş olsa da- her maçın gidişatını ters yöne çeviren ve Real Madrid’in karşılaşmalarda paçayı kurtarmaya bakmasına neden olan en önemli faktör Felipe Reyes’in etkinliğinin sekteye uğratılması ve oyunun temposunu düşürme yanılgısına kapılmaması oldu. Reyes’in etkisizliği ilk iki maçta faul problemi şeklinde ortaya çıkarken son iki maçta özellikle Saric’in Reyes’i temastan kaçmayarak sürekli önden alması belirleyici oldu.
Reyes’in düşük etkinliğinin önemini şöyle anlatabiliriz: Real Madrid’in 4-5 rotasyonunda post-up tehdidine sahip iki oyuncusu var. Bu iki oyuncu: Bourousis ve Reyes. Bourousis’in son aylardaki tembel oyunu, savunmada hiçbir caydırıcılığa sahip olmaması, belki de buna niyetinin olmaması Laso’nun onu denklemden çıkarmasına neden oldu. Panathinaikos maçında yaşadığı ve yaşattığı sıkıntılarla başlayan süreçte önce ilk beşteki yerini Ayon’a kaybetti, playoff’la birlikte de sürelerini Slaughter’a kaptırdı. Aynı zamanda Barcelona maçında takımın en iyilerinden olan Salah Mejri de itibarını Bourousis’in yukarısına koydu.
Sezon genelinde oyunun kilit parçası ise pek çok açıdan Reyes’ti. Sadece sırtı dönük skor üretebilme tehdidi nedeniyle sürekli yardım getirmek zorunda kalmıyor savunmalar ona, aynı zamanda üst düzey bir saha görüşüne sahip olması rakip kısaların onun pas kanallarını kapayabilme adına zaman zaman eşleşmeleriyle aralarındaki mesafeyi açması sonucunu çıkarıyor.
Dün akşam ilk yarıda oynadığı 13 dakikada sayı atamadı Reyes. Anadolu Efes savunması, özellikle Saric bitirdi onu. Laso’nun geçmiş maçların aksine bu sefer ondan vazgeçmemiş olması ise hiçbir şeyi değiştirmedi.
Reyes’in devreden çıkmasıyla birlikte iç dış dengesi büyük darbe yedi. İlk yarıda Ayon ve Reyes’in sayıları yokken Slaughter da sadece 2 sayı atabildi. Hücumu başlatan, sürdüren ve bitiren kısalar. Hücumun hemen hiçbir periyodunda uzunlar denklemin içinde yok. Kısaların yüksek kalitesi nedeniyle pek çok takıma karşı bu tarz bir basketbolla üstünlük kurabilir Real Madrid ancak Anadolu Efes savunması sarsılmaz böyle bir hücum düzeniyle.
İlk yarıda Real Madrid 3/13’le iki sayılık atışları kullandı, üçlük isabet rakamı ise 5/10’du. Zaten ilk yarının Real Madrid için katlanılabilir bir skorla bitmesinin nedeni bu üçlük yüzdesiydi. Potaya yakın mesafeleri hiç kullanamadı Real Madrid. Tüm hücumların topsuz koşu yapan oyunculara açılan alanları değerlendirmek üzere kurgulamak, topun içeri indiği bir set hücumu oynayamamak hücumda işlerin iyi gitmediğinin açık bir göstergesiydi Real Madrid için. Bu durum Real Madrid kısalarının boyalı alana penetre girişimlerinin seri ve kolay yardımlarla son bulmasını sağladı. Zira boyalı alandan üç sayı çizgisine yardım getirebilmek için gerekli şartlar oluşmuştu.
Penetre yapamamak ve sırtı dönük hücum edememenin sonucu da ilk yarıda sadece 3 serbest atış kullanmak oldu.
Özellikle oyuna girdiği ilk 3-4 dakika özelinde Heurtel’e de bu noktada kredi vermek gerekir. Arkada Krstic beklerken savunmada dirençli kalmak için gösterdiği gayret Real Madrid’in onun üzerinden hücumlar kurgulamasını engelledi. Ancak Carroll üzerine kaldıktan sonra bu gayretin çabasız kaldığını söyleyebiliriz.
İlk yarı özelinde değerlendirme yapıldığında maç başında yaşanan panik dışında sıkıntı yaşamadı Anadolu Efes. Ivkovic telaşlı kararlar almadı. En doğru tercihi de Perperoglou’nu ilk beşten almak oldu. Dikkat çekmek gerekir: Rivers 12 dakika oynadı ve sayı atamadı. Durdurulamaz bir hücum silahı değil, çok boyutlu bir hücum repertuarının olduğunu da söylemeyiz. Topsuz koşularında kaçırılmadığı sürece ciddi sıkıntılar çıkartmaz. Önceki maçlarda Rivers’la ilgili yaşanılan sıkıntı Perperoglou’dan kendisini rahatlıkla kurtarmasıydı.
Çok iyi bir ilk yarı performansının ardından ikinci yarının başlarında olup bitenlere anlam vermek kolay değil. Uzun yıllar süren başarısızlıkların sonucu böyle gereksiz kırılmalar ve umutsuzluklar olabiliyor demek ki. En başta da seyirciyi maçtan koparıyor bu kırılmalar. Enteresan: Anadolu Efes’in altı sayı önde girdiği bir üçüncü çeyreğin başında iki sayı geri düşmesi bir molayla veya üçlük isabetiyle halledilebilecek bir sorun. Ancak bunun farkına Cedi’nin Llull’e yaptığı blokla birlikte varabiliyor herkes.
İkinci yarıya ilk paragrafta yazılanlar üzerinden devam etmek gerekir. Bjelica-Saric ikilisini 4-5 rotasyonuna koymak gerçekçilikten uzaktır ve Real Madrid eşleşmesinde Reyes bu açığı fazlasıyla sömürebilir, sömürdü de. İlk yarı 0, ikinci yarı 10 sayı.
Real Madrid’in arka arkaya boş şutlardan yararlanamaması Reyes’in de boyalı alanı domine etmeye başladığı süreçte maçın kopmaması adına Anadolu Efes için büyük bir şanstı. Diğer taraftan Cedi ve Perperoglou’nun düşük şut yüzdeleri de bir o kadar kısıtladı Anadolu Efes hücumlarını. Bu gibi durumlarda ayakları yavaş kalan Nocioni’nin üzerine gitmek iyi bir alternatif olarak düşünülebilirdi.
Bunların dışında son periyotta yaşanan hayal kırıklığının temelinde Anadolu Efes’in playoff öncesi TOP 16 sonlarına doğru edindiği zararlı alışkanlıklara geri dönüşü vardı. Aynı bölümde Real Madrid’in ise TOP 16 öncesi onları değerli kılan planlarını Reyes üzerinden uygulamaya geçirmesi maçın kaybedilmesinin teminatıydı.
Bu kötü alışkanlık Anadolu Efes’in hücumlarını Heurtel+4 hareketsiz üzerinden oynaması. Bu oyun ne Krstic’e konforlu bir oyun alanı oluşturur ne de Heurtel’e. Tek sonucu Real Madrid’in zorlama Anadolu Efes hücumları sonrası kolay skor yollarının açılması olur. Anadolu Efes’in oyun temposunu -hücumu birebirlere yıkarak- böylesine düşürmesi Real Madrid’e, çok istediği hızlı hücum fırsatlarını verdi defalarca.
Son periyoda sadece iki sayı geride girmişken tüm taktik, teknik detayların dışında Real Madrid’in bulduğu zorlama sayılar, Anadolu Efes’in kaçan bomboş şutlar çok daha can sıkıcı hale getirdi sonucu. Sadece 5 isabet bulunan 21 üçlük denemesinin büyük çoğunluğu zorlama değildi. Real Madrid’in isabet bulduğu 11 üçlüğün içinde ise çok kritik zamanlarda gelen zorlamalar vardı. En nihayetinde Real Madrid serisini 2-2’ye getirebilmek için her şeyin iyi gitmesi gerekiyor. Dün olmayan buydu, olabilirdi de.