Bir başka örnek ise Houston. Paul-Harden-PJ Tucker-Ariza-Anderson beşi hücumda çok hareketli, çok şutör ve tehlikeli bir takım. Savunmada büyük açıklar vermesi beklenen bu beş, muhafazakar savunma ile kendi potalarında çok çok büyük sorunlar yaşamadan rakibe üçlük olup yağıyor. Tabii ki bunda CP3-PT-Ariza üçlüsünün çok iyi savunmacılar olmasının avantajını da kullanıyorlar.
Sadece son iki sezonun değil belki de NBA tarihinin en yüksek yetenek toplamına sahip takımı Golden State Warriors ise üç pozisyonlu basketbolun zirve noktası. Durant’in beş numarada oynadığı Green ve Igoudala’nın top yönlendirici olduğu hücumlar izliyoruz. Curry ve Klay teknik olarak guard olsalar da karşımıza daha çok bitirici olarak çıkıyorlar.
LeBron’u uzun uzun anlatmayacağım bile… NBA sahnesinde geçirdiği 15 senenin ardından üç pozisyonu da tek başına dolduruyor. Zaten aslen bir kanat oyuncusu, takımın en iyi top dağıtıcısı (muhtemelen NBA tarihinin en iyi ball handlerlarından biri) ve yine takımının en iyi çember savunucusu. LeBron da Bleacher Report’a verdiği son röportajında bunu açık açık söylüyor: “Her pozisyondaki her oyunu biliyorum. Sahada nerede durmam, durduğum pozisyonun ne gerektirdiğini biliyorum.” Çok doğru demiş; biliyor ve mükemmel uyguluyor.