İşin savunma tarafında serinin ikinci yarısında Adam Hanga’nın De Colo’ya yapışması, sezon boyu büyük görevler almayan Chase Budinger’ın beyaz adam atletizmini olumlu şekilde kullanıp, üçüncü maçın en iyilerinden olması gibi noktalar, serinin 3-0 bitmesinin hak olmadığını düşündürdü. Larkin’in arka alan partneri Rodrigue Beaubois’nın sistem içindeki skorer görevini de layıkıyla yerine getirmesi Baskonia adına ayarlaması yapılmayan bir unsur olarak öne çıktı.
Seri öncesindeki değerlendirmede topun el yaktığı anlarda yeterince sakin kalamayan oyunculara sahip olduğunu belirttiğim Baskonia’da özellikle Shane Larkin’in ve takımın genel performansları bu tezi “neither confirm nor deny” olarak cevaplandırabildi ancak. Basketbol arası gereksiz bilgi: “Var da diyemem yok da” şeklinde Türkçe’ye çevrilebilecek, zihinlerde Nasreddin Hoca’dan Erwin Schrödinger’e kadar uzanan çağrışımlara yol açabilecek bu deyimin literatürdeki adı da “Glomar Cevabı” imiş. Çok dağıtmadan; Birleşik Amerikalı guard ilk maçın son çeyreğinde 15 sayı attı ve CSKA’nın rahatça bitirebileceği bir maçı tek başına ortaya getirmiş oldu. Aynı Larkin o maçın son anlarında yaptığı top kayıpları ve verdiği hatalı kararlarla galibiyeti getiremedi. Avrupa çaylağı guard ikinci maçı da Beaubois ile bir noktaya getirse de ondan kaynaklı olmayan sebeplerden ötürü (geleceğim) zafer yine gelmedi. Üçüncü maça da daha sonra değineceğim.
CSKA cephesinde ise normal sezonun ite kaka bitirildiği ve bu serinin toparlanma adına bir şans, bir sınav olma ihtimali konuşuluyordu. Rusya temsilcisi için normal sezonun devamı maiyetinde bir seri oldu desek yanlış olmaz. de Colo’nun ilk maçın ilk yarısı haricinde kendi yüksek standardını yakalayamadığı seride de Colo-Teodosic-Jackson-Higgins guard dörtlüsünün sihirli elleri çoğu zaman CSKA’yı sonuca götürdü. Bu dörtlüye ek olarak Nikita Kurbanov’un hücum ribaundlarıyla ve son iki maçta köşeden yaptığı penetrelerle Dimitris Itoudis’in ekibine önemli yardımları dokundu. Ne var ki, üç maç da kolay kazanılabilecekken artık CSKA geleneğinde sürekli Final Four’a kalmak kadar büyük bir yer edinen maç içi krizleriyle zora girdi. Arka alandan ön alana doğru giderken yetenek tavanının düşmesi seri içinde çoğu zaman Teodosic ve Dadaşlar sistemine hapsetti CSKA’yı. Bu noktada özellikle ikinci maçın altı çizilebilir. Son çeyrekte de Colo’nun faul problemi, Teodosic’in – biraz fazla – dinlendirilmesi direksiyonu Aaron Jackson’a verdi CSKA’da. Çok iyi bir sezon geçiren ve elit bir oyuncu olan Jackson’ın top yönlendirmede, oyunu taşımada aynı seviyeyi tutturamadığını gördük. Belki de serinin 1-1’e gelmesi gereken maçta Kyle Hines’ın aldığı ekstra hücum ribaunduyla seri Bask Ülkesi’ne 2-0 ile gitti.
Üçüncü maç ise Buesa’nın zorlu ortamında muhteşem bir mücadele oldu. de Colo’yu daha maç başından Hanga’ya emanet eden ve arkasına bakmayan Baskonia, herkesi durdurdum derken devreye giren Cory Higgins’in skorerliğiyle üstünlüğü alamadı. Başa baş giden maçta maç sonunu iyi oynayan Larkin’e son topta Kurbanov’un yaptığı bariz faulün her nedense çalınmaması seriyi bitirdi.
Bu kadar gevezeliğin üzerine bir özet yapacak olursam, CSKA’nın test edilmediği bir seri oldu bu. CSKA’yı bozmaya yönelik ana planında başarılı olan ancak biraz daha maharet gerektiren mikro ayarlamalara “ismi” yetmeyen Alonso, “yenildik ancak ezilmedik” tadında bir üç maç yaşattı taraftara. Kazanan taraftaki Itoudis ise takımını 19 Mayıs’a kadar biraz daha sertleştirmek, biraz daha odaklamak durumunda; zira tek maç üzerinden oynanmasından ötürü zihinsel gerginliğin baş ağrıttığı, sürprizlerin bolca görüldüğü Final Four macerası hüsranla bitebilir.
”Yenildik ama ezilmedik”