Galatasaray Liv Hospital fırtına gibi başladığı karşılaşmanın sonunu getiremedi.
Temsilcimiz Turkish Airlines Euroleague Play-Off turu ilk maçında, Barcelona deplasmanından 88-61‘lik mağlubiyetle ayrıldı.
Aslında mükemmel başlamıştı Sarı-Kırmızılılar maça. Özellikle Furkan-Arroyo ikilisi ilk periyottaki harika oyunun ve farkın mimarı olmuşlardı. Ancak öncelikle ikinci periyotta Dorsey ve Pullen’ın benchten gelip gösterdikleri performans ve arkasından Carlos Arroyo’nun sakatlanması oyunun gidişatını değiştirdi.
RÜZGAR GİBİ GEÇTİ
Temsilcimiz maça 9-0’lık bir seriyle başlayıp rakibine molayı aldırdı. Arkasından Navarro’nun oyuna girmesiyle organize olan Barcelona oyuna ortak oldu. Periyodun sonuna doğru Juan Carlos Navarro’yu durduran Galatasaray, rakibinin hücum düzenini bozmayı başardı. Barcelona hücum organizasyonu dağılınca sayı üretmekte zorlandı ve Sarı-Kırmızılılar Furkan’dan gelen 9, Arroyo’dan gelen 8 sayıyla ilk periyodu 21-14 önde kapattı.
Barcelona özellikle ilk yarının tamamı boyunca tempoyu yükselterek, kadro kalitesindeki farktan yararlanmaya çalıştı. Sene başından beri söylüyoruz, inanılmaz bir rotasyonu var Katalanların. Huertas çıkıyor, Sada giriyor. Navarro çıkıyor, Oleson giriyor. Pota altı desek, Lampe’ye süre dahi kalmıyor Dorsey ve Tomic’ten. ‘Stretch Four’ dediğimiz dışarıdan oynayan uzun rolünü Nachbar-Lorbek harika paylaşıyorlar. Galatasaray’da ise Bonsu’nun da yokluğunda rotasyon çok problemli maalesef. Furkan’ın faul problemine girmemesi çok önemliydi bu açıdan ama o da ilk periyodun sonunda 2.faulünü yapınca işler iyice zorlaştı Sarı-Kırmızılılar için.
2.periyotta Dorsey’nin oyuna girmesi işin rengini Katalanlar’a çevirdi. Oyunda dengeyi kuran ev sahibi ekip skorda da farkı hemen kapattı. Boyalı alanı kapatan Dorsey’e karşı, Galatasaray Liv Hospital 5 dakikanın sonunda ilk saha isabetini bulmayı başarıyordu. Kısır giden ikinci periyodun sonlarına doğru önce Carlos Arroyo insiyatif aldı, rakip uzunlarla bire bir kalıp çok şık iki basket üretti. Barcelona’da ise Xavi Pascual düzen dışında en rahat oynayan oyuncusu Jacob Pullen’ı sahaya sürdü. Tam fark tekrar açılıyor derken Pullen son 2 dakika içinde yaptığı asist ve gönderdiği iki üçlükle soyunma odasına giderken farkı 2’ye indirdi.
Tam da bu bölümde, soyunma odasına gitmeden önce, maçın belki de serinin kırılma anı, kader anı yaşandı. Sol dipten orta mesafe şuta kalkan Carlos Arroyo inerken Dorsey’in ayağına bastı ve bileğini burktu. Acı içinde yerde kalan yıldız oyuncu, kısa bir süre buz tedavisinin ardından Palau Blaugrana’daki tüm seyircilerin alkışlarıyla soyunma odasının yolunu tuttu ve bu sakatlığın ardından bir daha sahaya dönemedi.
GENERALSİZ ORDU
İki sezondur bu takımın tüm hücum organizasyonu Arroyo’nun üzerinden dönüyor. Arroyo ne kadar oynatırsa Galatasaray o kadar kazanıyor. Arroyo’nun hücumda ürettikleri ve arkadaşlarına oynattığı oyun takımı savunmada da ateşliyor. Yani ikinci yarıda sahaya generalsiz çıkmış gibiydi temsilcimiz. Bunun oyundaki etkileri zaten yıkıcıydı. Arroyo’suz bir Galatasaray düşünülemez şu son iki sezondan sonra. Ancak Carlos Arroyo’nun sakatlığının mental etkileri daha büyük oldu Galatasaray Liv Hospital’da. 3.periyodun başında hücumda organize olamadı temsilcimiz maalesef, savunmada ise üst üste hücum ribaundları ve açık söylemek gerekirse biraz ucuz faullerle oyundan düştü.
Pullen ve Dorsey’in yine hücumda çok efektif oynadıkları bu bölümde Barcelona geriden gelip öne geçti ve 19-8’lik bir seriyle 52-43 öne geçti. Pullen ve Dorsey’i öne çıkardık ama Efes Pilsen zamanlarından hatırladığımız Bostjan Nachbar’ın katkısını da es geçmemek lazım. Maalesef biz burada beklediğimizi alamamıştık kendisinden. Geçtiğimiz sezon Bamberg’te bu sezon ise Barcelona’da kendisine uygun düzenle neler yapabileceğini fazlasıyla gösterdi tecrübeli oyuncu. Bu akşam da kritik anlarda önemli şutları sokarak maçın kopmasındaki en önemli isimlerden biri oldu. Son haftaların yıldızı Macvan ve Erceg’ten –biraz da Bonsu’nun yokluğunda ve Furkan’ın faul problemi sebebiyle içeri kapanıp kalmaları yüzünden- beklediğimizi alamazken diğer tarafta aynı roldeki Nachbar ciddi anlamda fark yarattı.
Periyodun sonuna doğru Koç Ataman son kurşununu attı ve Macvan – Cenk Akyol ikilisinin ‘uzun’rolünde oynadığı beşe döndü. Ancak zaten savunma anlamında çok sınırlı olan bu düzen hücumda da beklenen oyunu gösteremeyince son bölüme 59-49 geride girdik.
Seyircisiyle birlikte rüzgarı da arkasına alan Barcelona 11-0’lık bir seriyle başladı. Ender’in de aldığı teknik faulle iyice oyundan düşen temsilcimiz maalesef teslim oldu son periyodun başında. Bir ara Erceg ve Markoishvili’nin sayılarıyla farkı 16’ya indirsek de Katalanların müthiş üçlük performansıyla açıldı yine fark. Rotasyonu dar olan Ergin Ataman da, dar takvimi düşünerek kadrosunu riske etmek istemedi son bölümde. Karşılıklı basketlerle geçen son periyodun ardından 88-61 tamamlandı karşılaşma.
Galatasaray’da Arroyo sakatlanana kadar ürettiği 14 sayı – 3 ribaund – 2 asist ile takımını taşıyan isim olurken Furkan da tamamı ilk yarıda gelen 9 sayıyla ona eşlik etti. İlk yarıda kitlediğimiz Tomic ise ikinci yarı maçı koparan isimlerden oldu ve 10 sayı 4 ribaund 6 asistle oynadı. Nachbar ise tam 19 sayıyla gecenin en skorer ismi oldu.
GÖZLER PERŞEMBE AKŞAMINA ÇEVRİLDİ
Galatasaray’ın önünde Perşembe akşamı çok önemli bir sınav bulunuyor. Bu akşam izlediğimiz ilk yarı gösterdi ki, Galatasaray doğru oyunu oynadığında kafa kafaya maçı götürebilecek güce sahip. Carlos Arroyo’nun sağlık durumu Galatasaray Liv Hospital açısından çok büyük önem taşıyor. Porto Riko’lu Guard Perşembe akşamı oynarsa pek çok şeyi değiştirebilir. Sonuçta Avrupa’nın en önemli 8 takımı arasındasınız, hiçbir maç kolay olmayacaktı ama Barcelona en önemli favorilerden biri konumunda şu an ve Galatasaray’ın işi çok zor. Ümidimiz Perşembe akşamı zoru başarmak ve İstanbul’a avantajla dönebilmek.
Amerika? Porto Riko’lu olmasın
Düzeltme için teşekkürler