THY Euroleague D Grubu 5.hafta karşılaşmasında temsilcilerimizden Galatasaray Liv Hospital, Pire deplasmanında Olympiakos’a 93-66’lık skorla mağlup oldu. Bu yenilgi ile birlikte Sarı-Kırmızılılar toplamda 5 maçta 2 galibiyette kalırken, deplasmandaki 3.karşılaşmasından da mağlubiyetle ayrılmış oldu. Bu sezon kendi sahasında maç kaybetmeyen Galatasaray’ın deplasman krizi ise büyümeye devam ediyor.
Hatalar Akşamı!
Açık konuşmak gerekirse karşılaşmanın başından sonra gerçek Galatasaray’dan çok farklı bir görüntü çizen ekibimiz, ne kritik topları ne de boş şutları sokamayarak mağlubiyete müsaade etti diyebiliriz. Mağlubiyeti hak etmek ağır bir tabir, ancak ilk haftadaki Kızılyıldız deplasmanı gibi bu akşam da oyun ve sonuç bu tabiri gerekli kıldı. Karşılaşmanın ilk 5 dakikasında 4 top kaybı yapan temsilcimiz, hücumda da çok durgun bir görüntü verdi. Olympiakos’un savunmasının hakkını tabii ki vermek lazım, karşılaşmanın başından sonuna kadar neredeyse tek bir hücumda bile istediğimiz oyunu ve setleri sahaya yansıtamadık. İlk bölümde 13-5’lik seriyle geceye giren Olympiakos, çeyreği de 26-13 önde kapattı. İlk çeyrekte sadece Sinan Güler’in kendi çabasıyla -her yazıda bahsediyoruz, bu sezon geliştirdiği hücum repertuarıyla- ürettiği sayılara bağlı kalan Sarı-Kırmızılı temsilcimizde, sezonun formda isimleri Furkan ve Micov da bir türlü maça giremediler.
Uyandırma Servisi: Kerem Gönlüm
İkinci bölümde biraz daha akıllı oynayan temsilcimiz önce hücumda bir adım sertlik seviyesini arttırarak rakibi faul problemine soktu, arkasından da hemen her hücumda çizgiye gitti. Hücumda biraz toparlanan Sarı-Kırmızılı ekip bu periyotta hücumda 26 sayı bulsa da, kendi potasında yine 23 sayı gördü ve devreyi 49-39 geride kapattı. İlk yarıda tam 19 serbest atış kullanmasak ve hatta müthiş bir yüzdeyle -%88- atmasak karşılaşma devreden önce bitebilirdi. Ancak kenardan gelen Aradori’nin ve Kerem Gönlüm’ün çabalarıyla oyuna tutunduk. Özellikle Kerem’e bir parantez açmak lazım, 2.periyodun başında Koç Ataman’ın aldığı teknik faulle fark bir ara 15 sayıya kadar çıktı, ancak Kerem bu noktada oyuna girip yaptığı hamlelerle takımı uyandırdı. Hem savunmada, hem hücumda her top için terinin son damlasına kadar savaşan Kerem, takımı devreye kadar oyunda tuttu.
Kazalar Olacaktır, Geri Dönebilmek Önemli
Bu noktada şunu söylemek lazım, devreye 10 sayı geride gittik. Belki son toplarda biraz daha şanslı olsak 5 sayıyla dahi gidebilirdik. Ancak gecenin tamamında o kadar çok basit hata yaptık, basketbolun temel doğrularından o kadar uzak oynadık, o kadar çok boş ve basit şut kaçırdık, mismatch değerlendiremedik ki; devreye 20 sayı önde de gitsek bu karşılaşmayı kazanamayabilirdik. Tamamen başka bir akşamda oynamamız gerekirdi kazanmak için, zira çok tutuktuk. Her takımın kötü akşamları olabilir, önemli olan bunları minimize etmek ve hedef maçlarda bunu yaşamamak. En azından konsantrasyon ve mental planlamayı sezon genelinde doğru ayarlayıp, bu hataları telafi edilebilecek maçlarda yapmak lazım. Galatasaray’ın bu grupta lider olması bu saatten sonra zor, bu hataları telafisi olmayan karşılaşmalarda yapmamak lazım bundan sonrası adına.
Yunan Savunması Geçit Vermedi
İkinci yarıya bir hamle yaparak girmek istedik ancak Yunan ekibi 15-4’lük bir seriyle buna müsaade etmedi. Bu noktadan sonra karşılaşma rölantiye girdi. Fark hemen hemen tüm üçüncü çeyrek boyunca 15 sayı civarında gitti geldi. Sezona beklendiği gibi giremeyen Carlos Arroyo, bu bölümde biraz kıpırdansa da gerçekten 40 dakika boyunca muazzam savunma yapan Olympiakos geri dönüşe müsaade etmedi, dördüncü periyoda da 68-53 geride girdik. Son 10 dakikaya da iyi giren Yunan ekibi farkı 20 sayıya kadar çekti. Bundan sonraki 3 dakika, ekibimiz adına gecenin en güzel anlarıydı, hücumda gerçekten etkili oynayan Galatasaray, savunmada da Jawai’nin birazcık toparlanmasıyla skoru 75-65’e getirip rakibine molayı aldırdı. Ancak kalan 6 dakikada Spanoulis’in oyuna girmesiyle ev sahibi toparlanırken bizim gardımız iyice düştü ve karşılaşma 18-1’lik bir seriyle noktalandı: 93-66.
Neden Olmadı? Ne Olmalı
Gecenin notlarına kısaca göz atmak gerekirse, ev sahibi ekipte sezona fırtına gibi giren Spanoulis yine -kritik yerlerde gelen- 16 sayı ve 7 asistle gecenin yıldızı olurken, pota altında bize en çok zorluk çıkaran isim de 17 sayı bulan Othello Hunter oldu. Yine benchten gelen genç Agrevanis de 10 sayıya ulaştı. Kırmızı-Beyazlılar kelimenin tam anlamıyla 40 dakika müthiş savunma yaptılar. Yani karşılaşmanın tamamını izlememe rağmen 66 sayıyı nasıl bulduğumuzu anlayamadım. Faul çizgisinden gelen katkı olmasa 50 sayıyı ancak görebilirdi temsilcimiz. Hem her hücumda rakip yarısahadan itibaren topa baskı, hem de kendi yarı sahalarında set için topu alan isime baskı yaptılar. Bu sebeple bu sezon Galatasaray’da izlemeye alıştığımız, Micov’un tepede topu aldığı oyunu bir kere bile izleyemedik. Top sürekli Carlos ve Ender’de kaldı. Zaten iki oyuncu da çok tecrübeli olmalarına rağmen sezona iyi giremediler, ilerleyen zamanlarda toparlayacaklardır; ancak bu akşam Olympiakos iki oyuncumuza da müsamaha göstermedi. Sezonun yıldızlarından Furkan da tek başına mücadele etmekte güçlük çekiyor, Jawai-Vougioukas ikilisi 0’a yakın katkı verirlerken Furkan’ın orayı götürmesi çok zor. 1,5 aydır bunu hakkıyla başarıyor ancak bu gece olmadı. Öte yandan Nathan Jawai’nin performansı yeterli olmasa da kesinlikle geçtiğimiz 1,5 ayın çok üstündeydi. Geçen yılki görüntüsünden hala çok uzak ancak, tek tük ve zayıf da olsa sinyal yollamayı başardı bugün. Vougioukas yine ha oldu, ha olacak derken sahneye çıkamadı. Pocius’un eksikliğini yaşayan Galatasaray’da Aradori savunmada sırıtsa da hücumda sorumluluk almaya çalışıyor.
Uzun lafın kısası Galatasaray LH, bu akşamı unutup yola devam etmeli. Sezonun sonuna daha çok uzun bir süre var, enseyi karartmak yerine oyunu yukarı çekmeye odaklanmalı Sarı-Kırmızılılar. Çok iyi başlamayan sezonun sonu, sürpriz bir şekilde geçen seneki noktalarda tamamlanabilir. Ancak bütün bunların gerçekleşmesi için başta Carlos olmak üzere, takımın üzerindeki ölü toprağını atması şart.