Altın jenerasyonundan defalarca bahsettik. 2012 yılından itibaren her sezon Avrupa Şampiyonlarında kürsüdeki yerini alan 1995-1996 jenerasyonunda müthiş yeteneklerimizin olduğu aşikar. Kenan Sipahi, Metecan Birsen, Cedi Osman, Emircan Koşut, Okben Ulubay, Berk Uğurlu, Egemen Güven, Tolga Geçim ve birçok oyuncu daha. Bu oyuncularımız gelecekte A Milli Takımımızın formasını defalarca giyecek. Öyle umuyoruz. Bu oyuncular arasında da belki de en çok aşama kaydeden isim Anadolu Efes oyuncusu olan Cedi Osman. Cedi, 2013 yılından itibaren müthiş bir aşama kat etti. Genç yılının son sezonunda Pertevniyal ile 2. Ligde yaklaşık 30 dakika ortalama ile oynaması ona çok şey katmıştı. Kritik anları oynamayı, sertliği ve mücadeleye orada öğrendi diyebiliriz.
O sezonun ardından da çıkışı sürdüren Cedi, Anadolu Efes A Takımın değişilmez oyuncusu oldu. Geçtiğimiz yaz NBA Draftlarına katılan genç isim, Cleveland Cavaliers tarafından draft edildi ve bana göre büyük bir başarının altına imza attı. Ancak yine bana göre en önemlisi ise Avrupa Şampiyonasıydı. A Milli Takımımızın değişilmez oyuncularından biri haline gelen Cedi, müthiş bir oyun ortaya koydu ve kendi adından söz ettirmeyi başardı.
Bu sezona ise sakatlıklarla uğraşarak başlayan 20 yaşındaki forvet, yavaş yavaş kendine gelmeye başladı ve 2 gün önce oynanan Cedevita karşılaşmasıyla parkelere döndü. Umarız çok daha sağlıklı bir şekilde nice iyi maçlar çıkarır. Cedi, Socrates dergisini de çok önemli açıklamalarda bulundu.
Socrates dergisinin ilk sorusu yaz dönemi oldu ve milli takımdaki sorumlulukları soruldu‘’ Tabii ki. Ben geçen seneden itibaren sorumluluk almaya başladım. Bütün sezon en iyi şekilde takıma yardımcı olmaya çalıştım. Koç Dusan Ivkovic de buna izin verdi ve özgüvenimi daha çok arttırdı. Hata yaptığımızda bize kızmaktansa daha çok moral verdi, daha çok destekledi ve bu bana büyük adımlar attırdı. Eurobasket’te bence takım adına kötü bir turnuva geçirmedik. Çok zor bir gruptan üç galibiyet ile çıktık ki Fransa ile eşleşmesek daha ileri de giderdik. Üç galibiyet ile dördüncü çıkışımız biraz şanssızlıktı.
Kendi açımdan konuşursam, turnuva güzel geçti. Kişisel beklentilerim karşılandı diyebilirim. Ergin Ataman da daha önce “Cedi’ye çok sorumluluk vereceğiz” şeklinde ifadeler kullanmıştı ve ben bunun bilincindeydim. Takıma katkı sağlamam gerekiyordu ve bunu en iyi şekilde yapmaya çabaladım. Umuyorum ki başarmışımdır. Anadolu Efes’te de elimden gelen en iyi şekilde, sorumluluk alacağım.’’
Avrupa Şampiyonasına iyi bir başlangıç yapmıştık. Grup aşamalarını iyi geçirdiğimiz turnuvaya, Fransa maçıyla veda ettik. Fransa maçı beklediğimiz gibi geçmedi ve oyunumuzu bir üst seviyeye çıkartmadık. Bu maçın ardından da Dusan Ivkovic ile yaşadığı küçük bir diyaloğunu şu şekilde aktardı Cedi; ‘’ Çok fazla değil ama dönüşte Fransa maçını konuştuk biraz. Kişisel bir tavsiye vermedi ancak “Takım halinde biraz daha dirençli olmanızı beklerdim” dedi. Aslında haklıydı. Daha dirençli olabilirdik ama çok çabuk yorulduk. Koç Ivkovic’e göre Fransa karşısında takım halinde daha dirençli olunabilirdi.
Anadolu Efes’in yeni sezondaki düzenlerinden de bahseden Cedi, sistemlerindeki Thomas Heurtel etkisininden de şu şekilde bahsetti; ‘’ Geçen sene de Thomas ilk geldiğinde aynı sistemde oynamıştık. O pick’n roll’leri oynayıp top dağıtıyordu. Bu sezon da aynısı olacak gibi geliyor bana şu anda. Takıma yeni katılan Jason Granger da aynı tip bir oyuncu. Umarım bu sene geçen seneden daha iyi oluruz çünkü daha iyi bir takımımız var.
‘’Geçen sezon bir istatistik vardı; attığın basketlerin yüzde 25’ini transition üzerinden bulduğuna dair… Ama özellikle EuroBasket’te köşe üçlüğünü kullanmaktan, set hücumunda birebir oynamaktan hiç çekinmedin. Bu değişimin sebepleri ne? Sorusuna da şu cevabı verdi genç forvet: ‘’ Daha önceden iki numara olarak da oynadım, top getirip pick’n roll oynuyordum. Daha sonra kulüpte rol gereği üç numara oynamaya başladım ama Eurobasket’te Ergin Abi’nin yanında sürekli iki, üç, dörtte, bazen sürekli pick’n roll ve birebir oynuyordum. O bana hep çekinmeden oyna diyordu ve bunu özgüvenle bu turnuvada geliştirdim diyebilirim. Üçlük atışlarımı önceden zayıftı, şu an çok daha farklı. Daha iyi olduğunu düşünüyorum, onu da geliştirdim.
Şampuan reklamı ile ilgili bir soru soruldu Cedi’ye. O da düşüncelerine gülerek cevap verdi :‘’ Çok dalga geçmediler. Biraz komik ama güzel bir reklam oldu diyebilirim. Beni tek rahatsız eden şey sol elle şut atmak oldu. O da çekimle alâkalı teknik bir şeydi sanırım. Ancak genel olarak çok eğlendiğimi söyleyebilirim. Markanın bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum. Reklamlar ve sponsorluklar için de konuşacak olursak; Tabii ki tanınmak ve sevenlerinizin olması çok güzel. Gelip resim çektirenler, reklamlar, çekimler… Hepsi gayet güzel ama benim birinci önceliğim basketbol oynamak. Bunun için buradayım. Reklamlar da işimizin bir parçası ancak benim için önemli olan sporum. Diğerleri biraz ekstraya giriyor.
Draft gününü sordu Araş Yetiş. İkinci turdan seçilmesi ve oradaki hedefleri hakkında da şunları belirtti genç isim: ‘’ Aslında hayır çünkü ikinci turu bekliyorduk biz. İkinci turun 30. sırasında olsam da çok fark etmezdi ki zaten 31 ve 60 aynı. Tabii Cleveland Cavaliers tarafından seçilmek beni çok gururlandırdı ve çok sevindim. İnşallah Lebron James ile oynama şansı elde ederim çünkü bunu çok istiyorum. Burada iki senem var ve onu en iyi şekilde değerlendirdikten sonra NBA’de başarılı olmak istiyorum, playofflarda oynamak istiyorum. Daha önce Mehmet Okur şampiyonluk yüzüğü taktı ve ben de aynısını yapmak amacındayım. NBA’e gidip, 1-2 sene kalmak benim işime yaramaz. Kariyerimi orada bitirmek, olmazsa da en azından 10-15 sene kalmak istiyorum. Oyunun her noktasında çok sıkı çalıştığımı söyleyebilirim. Zaten iki sene sonunda illa ki yaptığım çalışmaların sonuçlarını göreceğim.
Cedi Osman’ın örnek aldığı isim San Antonio Spurs forması giyen Kawhi Leonard: ‘’ Kawhi Leonard’ı çok beğeniyorum çünkü o da sonradan gelişen bir oyuncu. Savunması zaten mükemmeldi ancak hücumu da gelişti, hatta finaller MVP’si olmayı bile başardı. O yüzden kendimi biraz ona benzetiyorum. Tabii ki onun kadar atletik değilim ama genel anlamda oyunlarımızda ortak noktalar var.’’
Coach Ivkovic’in ondan beklediği görevleri de belirten Cedi, açıklamalarına şu şekilde devam etti: ‘’ Koçun en önem verdiği şey savunma. Tabii ki hücum da önemli ama takıma enerji vermek açısından, biz gençlerin iyi savunma yapması oldukça kritik. Hücumda kaçırdığınız şutlara kızmaz ama savunmada yapılan basit hatalara kızar. Ancak iyi savunma yaptığınız, görevinizi eksiksiz yerine getirdiğiniz zaman üzerinizden şut bile yeseniz alkışı alırsınız.’’
Son olarak da Star Wars’daki Jedi karakteriyle ilgili bir soruya şu cevabı verdi ve röportajı noktaladı: ‘’ Star Wars’u Sinan Abi(Güler) ile biraz izlemeye çalıştım ama çok fazla beğendiğim söylenemez. Genel olarak ise film izlemeyi çok severim. Hafta içinde elimden geldiği kadar çok izlemeye çalışırım. Son olarak Everest’i izlemiştim. Gerçek bir hikayeydi ve oldukça etkilendim. Boş zamanlarımda kitap okumaya da çalışıyorum ama idmandan gelip uyuduğum için bu boş zamanı sık yaratamıyorum. Bu sebeple ancak iyi kitap olursa okuyorum.
KAYNAK: SOCRATES DERGİSİ
RÖPORTAJ: ARAS YETİŞ