Çarkın son dişlisi James Nunnally! | Oyuncu incelemesi

Fenerbahçe, geçtiğimiz sezonu İtalya’nın Avellino takımında geçiren James Nunnally ile 1+1 yıllık sözleşme imzaladı. Avellino’nun normal sezonu üçüncü sırada bitirmesinin en büyük sebebi olan ABD’li oyuncu, İtalya Ligi’nin En Değerli Oyuncusu Ödülü’nün de sahibi oldu.

Santa Barbara’da geçen dört yıllık kolej kariyerinin ardından 2012 NBA Draftı’na katılan ancak seçilmeyen Nunnally, Sacramento Kings ile Yaz Ligi deneyiminden sonra aynı yıl Yunanistan’ın Kavalas ekibiyle bir yıllık sözleşme imzaladı. Kavalas formasını yalnızca üç maçta giyen Nunnally, ülkesi ABD’ye döndü ve D-League’de mücadele etti. Atlanta Hawks ve Philadelphia 76ers’tan 10 günlük kontratlar alsa da NBA’de kendine bir yer edinemedi. Porto Riko ve İspanya’da kısa süreler geçiren ABD’li oyuncu, profesyonel olarak uzun süreli ilk deneyimini İsrail’de Maccabi Ashdod formasıyla yaşadı. Burada yakaladığı 17 sayı, 7,7 ribaund ortalamarıyla dikkat çekti ve geçtiğimiz sezon Avellino’ya katıldı. İtalya’da geçirdiği sezonda 18,3 sayı, 4,3 ribaund, 2,5 asist ortalamaları tutturarak İtalya Ligi MVP’si oldu ve yeni sezonda kendini Euroleague’de şampiyonluk hedefleyen Fenerbahçe’ye taşıdı. Nunnally’nin, oyuncu özelliklerine, artı-eksilerine ve Fenerbahçe’ye katabileceklerine kısaca değinelim

Kimdir?

James Nunnally

Yaş: 26

Boyu: 2,01

Pozisyonu: Kısa Forvet

Ne yapar?

“İsrail, İtalya Ligi – ABD’li – Skorer” denildiği zaman akla gelen ilk profil genelde topu elinde isteyen, bire bir üzerinden skor yapan, organizasyonla pek işi olmayan oyuncular olabilir. Öncelikle bu ön yargıyı kafalardan çıkartarak başlayalım çünkü Nunnally öyle bir oyuncu değil.

İzlediğiniz zaman gözünüze çarpan ilk özelliği, tertemiz şutu olacaktır. Gerek catch and shoot gerek dribling üzerinden çok yüzdeli atan ve topu elinden çok çabuk çıkaran bir forvet. Geçtiğimiz sezon İtalya Ligi maçlarındaki üç sayı yüzdesi %41, ki bu rakam gayet yüksek. Kendi şutunu yaratmaktan ziyade sistem içinde kalarak, oyunun akışı içinde skorunu bulabiliyor. Her oyuncu gibi James’in de mutlaka bir favori noktası vardır ancak köşeler, sağ/sol forvet ya da tepe fark etmeksizin sahanın her yerinden yüksek yüzdeyle de atabiliyor.

“Hücum tarafında” topsuz oyundaki hareketliliği çok hoşuma giden bir özelliği. Topsuz perde çıkışlarında yakaladığı küçücük bir boşlukta şutu gönderebiliyor. Bunun dışında savunmacısı eğer top aldırmama savunması yapıyorsa, backdoor cut ya da V cut yaparak ondan kurtulmayı iyi beceriyor. Ve bunu içselleştirmiş, durumu gördüğü anda pozisyonu okuyup içgüdüsel yapabiliyor bunları. Kendisine oynanan bir set olmasa bile, doğru yerlere giderek alan açabiliyor. Profesyonel kariyeri başlayalı çok uzun zaman olmasa da sahada olgun görünüyor.

Şutunun ardından en övgüyle bahsedilecek artısı, iki pota arasındaki mesafeyi çok hızlı koşması. Şayet ribaundu alan kendisi değilse, top takımına geçtiği anda, kolay basket imkanı olsun ya da olmasın, mutlaka rakip sahaya hızlı gidiyor. Çok patlayıcı bir atlet olmamasına rağmen bu kadar iyi kulvar koşması kıymetli bir özellik. Çünkü tempo arttırmak için belki de net ribaund almak kadar önemli bir mevzu bu. Hücumu başlatırsınız, ama koşan kimse yoksa tempo yükselmez, rakip geriye dengeli döner. Nunnally sahadaysa, en önde potaya doğru fırlayacağına emin olabilirsiniz. Kulvar koşmanın yanı sıra, o koşuyu kesmeyip çembere kadar sürdürmesi de önemli bir artı. Pas alamasa bile pota altına kadar devam edip, kısa oyuncuyla eşleşirse -ki geriye ilk koşan %90 guardlar olur- onu sırtına alıp boy avantajını kullanmayı seviyor. Avellino bunu opsiyon olarak hücum planında kullanıyordu.

Fiziksel açıdan Avrupa’da kısa forvet oynamak için çok uygun olduğunu söyleyebilirim. 2,01 boy, uzun kollar, belki kas kütlesi biraz daha fazla olsun isteyebilirsiniz ama kuvvetsiz kesinlikle değil. Hareketlilik ve çabukluğu için de yeterli diyebilirim.

Neleri yapamaz?

Hücumuyla ilgili övgülerden sonra burada savunma tarafından bahsedileceğini tahmin etmişsinizdir. James Nunnally iyi bir savunmacı gibi gözükmedi benim izlediğim maçlarda. Savunma stensi çok yüksek. “Stense oturmak” denen kavrama aşina olan çoktur ama kısaca şöyle bir özet geçeyim: Savunma pozisyonunda dizlerinizi yeterince kırmaz, dik kalırsanız hiçbir hücumcuyu karşınızda tutamazsınız. Nunnally de topla potaya giden oyunculara karşı, özellikle guard ile eşleştiyse, kolay geçiliyor. Gayret, istek konusunda da savunma tarafında çok iyi değil. Fenerbahçe’de, Zeljko Obradovic’in takımında oynayacaksa, bu elbette değişmesi gereken bir durum.

Üst düzey bir atlet değil. 26 yaşında Amerikalı bir forvet deyince havalarda uçan, zıp zıp birini düşünüp sonra hayal kırıklığına uğramamak gerek. Patlayıcılığı sınırlı, en yüksek noktaya çıkış süresi biraz uzun, ilk adımı çok çabuk değil. “Ayakları yere mi çakılı yani?” Öyle değil elbette, Avrupa için yeterli seviyede atletizmi var, sadece fark yaratacak kadar değil.

İyi bir delici değil James. Buna sebep olan iki tane etken var

1- Patlayıcılığı yüksek değil

2- Top hakimiyeti üst seviyede değil

Bu sebeple de genelde güçlü yanı olan şutuyla oynamayı tercih ediyor. Çembere yöneldiğinde potaya kadar akamadığı için orta mesafe şutlara ya da floater’lara başvuruyor. Topla çembere gitmek yerine, çembere yakın pozisyonlarda pas alıp bitirdiğinde çok daha verimli.

Top hakimiyeti Nunnally’nin sorunlu olduğu bir konu. Özellikle sol eli üzerinden penetre etmeye çalıştığında topun canlanma ihtimali hayli yükseliyor. Sağına giderken daha rahat. Üzerinde baskı olduğunda driblingi kesip guardı arıyor. Gözlemlediğim kadarıyla dribling üzerinden oynadığında geri adım alıp şut atma eğilimi yüksek (Bildiğiniz stepback yani). Top hakimiyeti, oyunun çalışılarak geliştirebilen bir alanı. Ancak profesyonel kariyerinde ilk kez Euroleague gibi bir seviyede oynayacağını düşünürsek, başlarda -en azından adapte olana kadar-  biraz zorlanabilir.

Pozisyon hazırlandığında çok iyi bir bitirici olmasına karşın, karar verici veya yaratıcı rolünde kullanıldığında verimi gözle görülür şekilde düşüyor. Zeljko Obradovic gibi bir öğretmenle çalışacak olması tabi ki bunu geliştirebilmesi açısından büyük avantaj. Geliştiremediği takdirde zaten koç, ondan böyle bir beklenti içine de girmeyecektir.

Fenerbahçe’ye ne katar?

Fenerbahçe’nin, Nunnally’i takımdan ayrılan Ricky Hickman’ın yerine aldığını düşünmüyorum. Keza Hickman’dan ve o rolden beklenen şeyleri yapabilecek özelliklere sahip değil. Nikola Kalinic’i daha fazla 4 numara pozisyonunda oynatabilmek için, forvet rotasyonunu genişletmeye yönelik bir hamle gibi geliyor bana. Hatırlarsak, geçtiğimiz sezon BSL final serisinde Saric, Brown gibi atlet ve çabuk dört numaralara karşı Obradovic, Antic’i kullanamadığı için Kalinic’i oraya kaydırmış ve Gigi Datome’yi uzun süreler sahada tutmak zorunda kalmıştı. Antic’in sakat olduğu dönemde Euroleague’de de Datome’yi dinlendiremediği maçlar olmuştu Fenerbahçe’nin. Önümüzdeki yıl bu sorunla karşı karşıya kalmamak için, Nunnally’i yedek kısa forvet gibi düşündüklerini tahmin ediyorum.

Oyuncu özellikleri bakımından Nunnally, Datome’yi dinlendirmek için ideal bir oyuncu diyebiliriz. Tıpkı Datome gibi topu domine etmeden skor atabilen, şut tehdidiyle oyunu açabilen, eşleşmeye göre boy avantajı sağlayıp alçak posta indirebileceğiniz bir forvet. Elbette Obradovic’in ona biçtiği rolü şu an bilmek imkansız. Ama bakıldığında geçtiğimiz sezon oturan düzeni bozmadan, Kalinic’i uzun rotasyonuna ekleyebilmek bence koçun elini ferahlatacaktır.

Yukarıda oyuncunun savunmasıyla ilgili olumsuz şeyler var. Ama şu detayı da göz önünde bulundurmak gerek: Nunnally, geçtiğimiz sezon Avellino’da 30 dakikanın üzerinde ortalamayla sahada kalıyordu ve takımın birinci skoreriydi. Gücünü ekonomik kullanmak ve kendini hücuma saklamak durumunda kaldığı da mutlaka oluyordur. Fenerbahçe’de çok daha kısa süre ve belirgin bir rol tanımıyla oynayacağından, savunmadaki gayreti ve enerjisi çok daha iyi olabilir. Temel savunma bilgisiyle ilgili sorunları da var, ama onları çözebilecek yegane koç başında olacak. İyi savunma yapabilmek için gerekli her şeye sahip, bu yüzden o alanda kendisini geliştireceğini umut etmek hayalcilik olmamalı. Hele ki Bobby Dixon’ın yaşadığı değişimi gördükten sonra… Bu arada, Fenerbahçe’nin uzunluk ve hareketliliğe dayalı savunma stratejisine de fiziki açıdan cuk oturduğunu unutmayalım.

Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe’nin hücumuyla alakalı en büyük eksiği, kafaya koyduğunda potaya kadar akabilen bir delicisinin olmamasıydı. James Nunnally bu derde deva olmayacak ama başka artılar getirecek. Çok iyi bir şutör olduğundan ve şutu çok çabuk elinden çıkarttığından bahsetmiştim. Nunnally’i savunan oyuncu, close out için doğru mesafeyi ayarladığını düşünse bile, onun şutuna yetişebilmek için düşündüğü kadar zamanı olmayacak. Dolayısıyla topsuz bile olsa, Nunnally’e yakın olmak zorunda. Bu da daha fazla penetre alanı veya tepe pick and roll’ü için daha daha yeterli boşluk anlamına gelecek.

Sahayı çok çabuk kat edebildiği için, kolay basket veya geçiş hücumu şansları yaratacak. Tempoyu arttırmak istediğinizde şut tehdidi ya da boy avantajından ödün vermeden bunu yapmanızı sağlayacak bir opsiyonunuz olacak. Topsuz perdelerden çıktığında şut tehdidi sayesinde rakip savunmanın dikkatini cezbedeceği için bunun üzerinden ikincil tehditler üretmenize olanak sağlayacak.

Sonuç olarak, Nunnally’den yukarıda bahsettiğim kazanımların hiçbirini alamasa bile, takım bir şey kaybetmeyecek. Mevcut düzeni bozmadan, artılar sağlayabilecek ve kendini kanıtlamak isteyen bir oyuncu kattı kadrosuna Fenerbahçe. Bu açıdan bakarak riski düşük, ama en iyi senaryoda katkısı önemli olabilecek bir transfer şeklinde düşünmek gerek James Nunnally’i.