Bu tarz detaylı röportajlara mutlaka iliştirilen, klişe bir soruyla devam ettim. Can Sevim’in oyun anlayışını örnek aldığı antrenörler var mı?
“Genellikle Obradovic, Jasikevicius ve Trinchieri cevaplarının çıkacağı bir soru fakat benim için durum farklı. Bir Türk koç olarak Türk antrenörlerin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Ergin Ataman, Ufuk Sarıca, Orhun Ene, Ertuğrul Erdoğan, Hakan Demir… Hiçbirinin yabancı antrenörlerden eksiği yok.”
“Bunları düşününce kendime birini örnek alacaksam Ergin Ataman’ı örnek almayı isterim. Kazandığı kupalar, Türkiye’ye getirdiği başarılar… Bir Türk olarak bunları başarması bence çok daha değerli. Tercihim kendi antrenörlerimiz olacak.”
Bazı koçların muhafazakar basketbol anlayışları kendilerini modern döneme adapte edememelerinde anlatıldığı kadar etkili mi? Can Sevim’e göre tartışmasız şekilde evet.
“Basketbolda uzun setlerin bittiğini görüyoruz”
“Modern basketbolda artık uzun setlerin bittiğini görüyoruz. Ergin Ataman’ın setlerine bakarsak eğer hepsi bir aksiyonun ardından, bir down pick, back pick ya da T-game’den çıkıştan sonra olabilir, pick and roll ile bitiyor. Bunu sahaya çok iyi yerleşerek yapıyorlar. Bunu yaparken yedi sekiz saniye sonra takım ana aksiyona geliyor. Eğer ana aksiyon başarısız olursa ikinci pick and roll’ü oynayacak oyuncuya da yedi sekiz saniye kalıyor. Aynı spacing ile devam edebildikleri için de skor bulma şansları daha yüksek oluyor.”
“Oyunun eski usul tarafında ise şu an en iyi şekilde Obradovic’in uyguladığı bir anlayış var. Obradovic’in setlerin uzun uzun oynanmasını istediğini ve 14 saniye altına inene kadar kimsenin top kullanmaması için baskı yaptığını biliyoruz. Değişen basketbolda bu büyük problem olabiliyor çünkü karşı taraf da size göre pozisyon oynamaya başlıyor.”
“Zeljko Obradovic’e çok büyük saygı duyuyorum ve NBA’den farklılaşan Avrupa basketbol kültürüne çok büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Fakat bugün oyun daha farklı oynanıyor. Artık daha çok birebirlerin olduğu, kısa pick and roll temelli hücumların sıkça tercih edildiği setler görüyoruz.”