Obradovic’in maç sonunda 100’ü bulmak için yaptığı şey bana çok tuhaf geliyor. Rakip takıma ve rakip koça saygı, bu oyunu güzel kılan onlarca etmenden biri. Son saniyelerde özellikle de genç oyunculara yaptırdığı faul ve verdiği karar Obradovic’e eksi yazmalı. Ancak Obradovic’in bu tercihi sanırım en çok Ataman’ın işine geldi.
Ataman, maç bittiğinde direkt soyunma odasına giderek tepkisini gösterdi. Bununla da yetinmedi maçtan sonra sadece bu konu hakkında yorum yaptı. Ergin Hoca’nın kafası basketbolda olduğu zamanlar büyük işler başardığını ve Türkiye’nin apoletli koçu olduğunu hatırlatarak sorumu sorayım: Ergin Hocam, sen ne yapıyorsun?
Daha birkaç hafta önce Galatasaray kongresinde verdiği oyu, gururla deklare eden sensin. Efes’in koçu iken (üstelik sezon berbat giderken taraftar bu kadar mutsuzken) en büyük hedefinin Galatasaray başkanlığı olduğunu ilan ederek kendi kulübüne saygısızlık eden sensin ve rakip koçtan saygı mı bekliyorsun. Senin Galatasaraylı olduğunu biliyoruz. Bu da gayet normal ama Efes’in başındayken göğsünü gere gere verdiğin poz, Efes’e saygısızlık değil mi?
100 sayı barajına gelirsek… 100 sayı atmak veya yemek 1990’larda önemliydi. Çok daha yavaş tempoda oynanan oyunda 100 sayı büyük bir şeydi. Ama oyunun bu kadar hızlandığı bir dönemde 100 sayı eskisi kadar nadir olmadığı için eskisi kadar da önemli bir şey değil.
Ayrıca Ergin Hocam, en büyük rakibinden 100 sayı yemek istemiyorsan son iki sayıyı önemsediğin kadar önceki 98 sayıyı da önemsemen daha mantıklı değil mi? 100 sayı yememeyi rakibin “insafına” bırakacağına ilk 98 sayıyı yemesen daha iyi olmaz mı? Senin için bu kadar önemliyse maçın son beş dakikası 24 saniyede top kullan, tempoyu dolayısıyla maçtaki toplam sayıyı düşür. Neden 100 atıp, atmama seçimini rakip koça bırakıyorsun. Ona bıraktıktan sonra taraftarın isteğini yerine getiren koça neden kızıyorsun.
Son olarak Fenerbahçe için yaptığı “ezik” yorumu, akıl alır gibi değil. 25 sayı fark yemeyi eziklik olarak tanımladığın demecinde maçtan 26 sayı farkla ayrılan kendi takımına da ezik demiş oluyorsun. Daha oyuncuların üzerindeki ter kurumamış… Bu da hem rakip takıma hem de kendi takımına büyük saygısızlıktır.
Maç sonunu bu kadar konuştuk. Biraz da maçtan bahsedelim, Ataman maçın ikinci çeyreğinde 12. dakikada teorik olarak havlu attı. Skor 40-14 iken gençlerine döndü. Yiğitcan Saybir ve Onuralp Bitim’i; Ülker Sports Arena’da Avrupa şampiyonunun önüne attı. Gaziantep’e, Banvit’e, Karşıyaka’ya karşı oynarken EuroLeague rotasyonunda oynamayı tercih eden Ataman, EuroLeague’in son şampiyonuna karşı gençleri sahaya sürdü. (Yiğitcan iyi bir maç çıkardı ve aldığı şansı muhteşem kullandı ama konu o değil) Ataman, maçı o anda kaybettiğini ilan etti. Efes, ikinci yarıya reaksiyon vererek başladı ama o sırada Fenerbahçe oyuncuları da tribünleri de “maç bitti havasına” girmişlerdi zaten. Sonra yeniden toparlandılar ve fark 25 oldu.
Maçın son saniyelerinde Obradovic’in tercihi, Ataman’a bulunmaz bir şans verdi ve gündemi değiştirdi. Maçtan sonra kimse Efes’in takım olarak yetersizliğini ve dağınıklığını konuşmadı. Ataman sanırım tam da bunu istemişti ve başardı.
İki EuroLeague takımımız arasındaki seviye farkı, Ağrı Dağı kadar olmuşken Ataman’ın sadece sahayı düşünmesi ve enerjisini sadece sahadaki oyunu geliştirmesi için kullanması dileğiyle…
Sayın yazar, kaleme aldığın yazı ergin atamanın yaptığı yönünden iyi hoş ancak tek taraflı. Atamana sallarken obradoviçin yaptığına tek bir satırla değinmeniz objektif yaklaşmadığınızı gösteriyor. Obranın son zamanlardaki yaptıklarına bakarsak koç oldkça profesyonelliğe yakışmayacak hareketler yapmaya başlamış, kaptanını tokatlamış son yaptığıyla da silsileye yeni bir olay eklemiştir. Atamana yer verdiğiniz kadar obranın yaptığı saygısızlıklara da yer vermenizi beklerdim. Avrpaya havlu atmış, ligde ise tepetaklak olan, kendi kurmadığı bir takımı devralan koçu takım yönünden eleştirmek de ayrı bir saçmalık olmş
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
İlk olarak bu yazı Obradovic’le ilgili değil Ataman’la ilgili. Yazının odağında Ergin Hoca’nın olması da onun basketbol dışındaki polemikleri çok girmesiyle alakalı. Ergin Hoca maç sonunda tek bir konuya değindi ve gitti. Basketbol konuşmadı. Daha 2. çeyreğin başında maçı neden bıraktığını açıklamadı. Çünkü 12. dakikada havlu atmanın basketbolda mantıklı bir açıklaması yok.
Sadece Obradovic’in (bence hatalı) tercihini anlattı. Spotları başka yere çekmeye çalıştı. Yazı da tam da bu yüzden yazıldı. Ergin Hoca, enerjisini kafasını ne kadar basketbol dışındaki konularla meşgul ederse o kadar başarısız oluyor.
Takımın kötü olduğunun ve sorumluluğun Ataman’da olmadığının da farkındayım. Polemiklere girmeden sadece oyuna odaklanmasını bu nedenle daha çok istiyorum.
Ayrıca Obradovic’in tokadına değinmiyor olmam, tokat olayını tasdik ettiğim anlamına gelmez. Sadece konuyu dağıtmak istemediğimi gösterir.
İlginiz için teşekkür ederim.
Yazınız Fenerbahçeliyim, obradoviç in yaptıklarına yapacak açıklama bulamadım bari Ataman ı eleştireyim olmuş, tek taraflı suçlayıcı, isterseniz tr nin gelmiş geçmiş en başarılı koçu olduğunu söyleseydiniz, obradoviç in hiç oyüncü yetiştirmediğinden bahsetseydiniz—-milli takıma hiç oyuncu yetiştirmedi— yabancı oyunculara olan tahammülünün yerli oyunculara karşı olmadığını yazsaydınız bari olmamış Ataman ı sevmeyebilirsiniz ama saygı duymanız lazım not: namoski zamanından beri Efes taraftarıyım
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim Alper bey.
Fenerli değilim. Aksine yıllardır kombineli bir Efes taraftarıyım. Ama
hangi takıma daha yakın olduğum bu yazının içeriğini değiştirmedi. Yazarken mümkün olduğu kadar tarafsız kalmaya gayret ettim. Ataman’a Türkiye’nin “en apoletli koçu” dedim yukarıda. Ayrıca yazıya Obradovic eleştirisi ile başladım farkındasınızdır. Obra’nın yaptığını yanlış bulduğumu, ona eksi yazdığını söyledim. Onun oyuncu yetiştirip yetiştirmeme tartışması da beni ilgilendirmiyor. Çok farklı konular. (Sadece siz yazdınız diye cevap veriyorum Melih’in 3 senede, Ege ve Berk’in 2 yıldaki gelişimleri milli takım için kazançtır. Son 3 yılda Ataman kaç oyuncu yetiştirdi acaba. Neyse konu o değil.) Zaten bu yazının asıl muhatabı Ataman. Çünkü Ataman, maçın 12. dakikasında beyaz bayrak çekmişken gündemi meşgul edecek bir şeye ihtiyacı vardı ve Obra’nın hatası ona bu şansı verdi. Ergin Hoca’yı sevip sevmemek olarak yorumlamıyorum. Ama daha detaylı bir açıklama isterseniz sadece basketbolu düşünen Ataman’ı sadece polemiklerle gündeme gelen Ataman’dan daha çok seviyorum. Ben sahada yaptıkları, yapamadıkları ve konsantrasyonunu nereye harcadığıyla ilgileniyorum. Petsi zamanından beri bir Efes taraftarı olarak ikinci çeyrekte havlu atan bir Efes koçu gördünüz mü? Pardon pazar gününe kadar 2.çeyrekte havlu atan bir Efes koçu.
Elinize sağlık güzel yazı olmş
Teşekkür ederim.
HARİKA BİR YAZI OLMŞ ELLERİNE SAĞLIK
Teşekkür ederim.
Son saniye oyun planlarini, hele ki bir Eüroleage takimina karsi ozellikle bu sene mac sonlarini iyi oynayamadigindan 6-7 mac kaybeden FB Dogus icin cok anlamli denemeler diye düsünmek neden bu kadar zor bazilari icin. Ayrica, son bir kac mactir gectigimiz senelerdeki destegini gostermeye baslayan tribündeki FB taraftarlarina bir tesekkür mahiyetinde onlarin “100, 100” temposundaki istegini yerine getirmek neden bu kadar elestiriye konu edilir ki.
elinize sağlık böyle bir adamın efesin başında olmasına üzülüyorm maalesef
Sizin gibi düşünmüyorum. Ataman çok değerli bi koçtur. Umarım aklını sadece basketbola ve takımına verir. Yorumunuz için teşekkür ederim.
ergin ataman kafasını sahaya vermeli başka yerlere değil.Ergin Ataman enerjisini gerginlikten alan bir koç
Teşekkür ederim.
Ataman’ın daha 2 hafta önce Karşıyaka galibiyeti için “büyük takımlarla oynanan maçlara kıyasla Pınar Karşıyaka karşısında alınan galibiyetin önemsiz olduğunu” ifade etmesini de atlamayalım lütfen. Rakibe saygıdan bahsediyor ya koç o bakımdan yani.
Evet o olay da vardı. Hatırlatma için teşekkür ederim.
Klasik fenerli yorumu objektiflik diye bir şey yok. Ergin hoca düşmanı medya ve taraftarlardan o kadar bunları böyle şeyler duydum ki; artık alıştım bile denilir. Ergin hoca kompleksinizi yenip, yazarsanız sevinirim
Ergin Ataman’ın her zamanki gibi Konuyu değiştirmesine şaşırmamak lazım. Ama şimdi bütçeye değinmeyip karşı takımın son maçını eleştirmesi inanılmaz derece komik. Kendi eziklik olarak tabir ettiği olayı yaşadığı kadar Obradovic’in Fenerbahçe’de başarısı var. Obradovicin son saniyeye kadar ciddiyeti de bence Ataman’ın daha maçın erken safhalarında havlu atıp gençleri önüne atıp bir nevi zaten önemli değil süsü vermesine bi cevap olarak karşılanabilir. Ve bence gayet yerinde bir cevap Ataman’ın asla ulaşamayacağı başarıların nasıl bir disiplinle rakibe nasıl saygı duyulması gerektiğini gösterdi. Ancak Ataman bu hareketi en iyi yaptığı şeyi yaparak medyay oynayarak kullandı. Türk basketbol tarihinin kulüpler bazında en büyük başarıyı elde etmiş takımı böyle eziklemesi akıl almaz .
Elinize sağlık
Son günlerde FB’li olmakla ne kadar eleştirildim. Sanki bu eleştirilmesi gereken bir konuymuş gibi. Yine de başka bir yorum için yazdığım cevabı aşağıya ekliyorum. Yorumunuz için teşekkür ederim…… “Fenerli değilim. Aksine yıllardır kombineli bir Efes taraftarıyım. Ama hangi takıma daha yakın olduğum bu yazının içeriğini değiştirmedi. Yazarken mümkün olduğu kadar tarafsız kalmaya gayret ettim. Ataman’a Türkiye’nin “en apoletli koçu” dedim yukarıda. Ayrıca yazıya Obradovic eleştirisi ile başladım farkındasınızdır. Obra’nın yaptığını yanlış bulduğumu, ona eksi yazdığını söyledim. Onun oyuncu yetiştirip yetiştirmeme tartışması da beni ilgilendirmiyor. Çok farklı konular. (Sadece siz yazdınız diye cevap veriyorum Melih’in 3 senede, Ege ve Berk’in 2 yıldaki gelişimleri milli takım için kazançtır. Son 3 yılda Ataman kaç oyuncu yetiştirdi acaba. Neyse konu o değil.) Zaten bu yazının asıl muhatabı Ataman. Çünkü Ataman, maçın 12. dakikasında beyaz bayrak çekmişken gündemi meşgul edecek bir şeye ihtiyacı vardı ve Obra’nın hatası ona bu şansı verdi. Ergin Hoca’yı sevip sevmemek olarak yorumlamıyorum. Ama daha detaylı bir açıklama isterseniz sadece basketbolu düşünen Ataman’ı sadece polemiklerle gündeme gelen Ataman’dan daha çok seviyorum. Ben sahada yaptıkları, yapamadıkları ve konsantrasyonunu nereye harcadığıyla ilgileniyorum. Petsi zamanından beri bir Efes taraftarı olarak ikinci çeyrekte havlu atan bir Efes koçu gördünüz mü? Pardon pazar gününe kadar 2.çeyrekte havlu atan bir Efes koçu.”