Fenerbahçeli taraftarlar, sosyal medya vasıtasıyla ulaştıkları belediyelerden maçın dev ekranlardan yayınlanmasını talep etti. Bir, iki, beş, on derken Türkiye’nin dört bir yanında EuroLeague Finali heyecanı için 56 farklı ilde parklara, meydanlara dev ekranlar kurulacağı açıklanmaya başladı. Maç saati geldiğinde yayın noktaları tıklım tıklımdı. Evlerde, parklarda, meydanlarda yarım kalan işi tamamlamak için bir araya gelen milyonlarca insanın enerjisi Sinan Erdem’deki Fenerbahçeliler ile birleşmişti sanki.
Hava atışından saniyeler sonra Udoh’un asistinde Jan Vesely’nin bitirdiği alley oop salondaki coşkuyu daha da arttırdı. Fenerbahçe son derece istekli ve motiveydi, önceki finaldeki tedirginlikten eser bile yoktu.
Fenerbahçe, çember altındaki fizik üstünlüğünü kullanarak içeriden dışarı çıkan paslarla Avrupa’nın en iyi savunma yapan takımlarından birine karşı ilk on dakikada 26 sayı üretmeyi başardı. Zeljko Obradovic bir şeye çok net karar vermişti: “Bizi Spanoulis ya da Printezis yenmeyecek. Diğerleriyle kazanabiliyorsanız kazanın.” Olympiakos’un iki tecrübeli yıldızı, maç boyunca rahat şut kullanamayacaktı, Fenerbahçe’nin önceliği buydu. Olympiakos ise Spanoulis’in üzerindeki baskıyı avantaja çevirebilmek için, ikili oyunlar sonrası kısayla kalan pivotları Khem Birch ve Nikola Milutinov’un basketleriyle skora tutunuyordu. İlk çeyreği Fenerbahçe 26-18 önde geçti.
İkinci çeyreğin başında Yunan temsilcisi, Dominic Waters ile Erick Green’i aynı anda oynatarak hücuma farklılık katmayı istedi. Bu ikili düzen oynatmak konusunda çok başarılı olmasa da tempoyu yükseltebildiği için Olympiakos hücumuna nefes aldırmayı başardı. Spanoulis ve Printezis kenardayken farkı dört sayıya çekmeyi başardılar. Elbette ana planı işlemese bile Olympiakos kolay pes edecek bir rakip değildi.
Çeyreğin ortalarına gelinirken, sıkışan hücumu açmak için kenardaki Bogdan Bogdanovic’i oyuna aldı Obradovic. Sırp oyuncu yarı finalde maçın genelinde zorlanmış olsa da kriz anında sorumluluk alıp Real Madrid serisini durdurmuş, kontrolü tekrar takımına kazandırmıştı. Bogdan, oyuna girer girmez köşeden attığı el üstü şut ve sağ forvetten gönderdiği üçlükle mini bir 5-0’lık seri yaptı, farkı dokuza çıkarttı. Fenerbahçe’nin ihtiyaç duyduğu oksijen maskesi yine Bogdanovic olmuştu. Skor atmasa bile sadece sahada olması bile bu takımın hücumu için son derece önemliydi.
İlk yarının son iki dakikasına girilirken, 35-25 öndeydik. Savunma tarafında plan çok iyi işlerken, zorlanan hücum da Bogdanovic’in liderliğiyle rayına girmişti. Ancak Olympiacos öyle bir rakip ki, iki dakika bile “anın büyüsüne kapılmanıza” izin vermiyor. Çeyreğin sonunda maçı erkenden bitirme telaşıyla ciddi hatalar yapan Fenerbahçe, rakibini oyuna soktu. Bu tip hataları cezalandırmasını çok iyi bilen tecrübeli Olympiacos, çok kötü oynadığı devreyi sadece beş sayı farkla geride kapatmıştı. Zaten Spanoulis’in takımından istediği de buydu. Maç sonuna başa baş girip, yıllardır yaptığı gibi, Spanoulis’in maçı kazanmasını bekleyeceklerdi. Buna imkan vermemek gerekiyordu.
Cok guzel bir sezon ozeti olmus,elinize saglik.
Müthiş bir değerlendirmeye yazısı olmuş, eline koluna, aslında, duygularına sağlık!