Bu bizim hikayemiz… | #Fener4Glory – Köşe yazısı

Bir yıldır büyük heyecanla beklediğimiz Final Four zamanı sonunda gelmişti. Fenerbahçe, sezon boyunca form olarak en iyi olduğu dönemde yarı final mücadelesine çıkacaktı. Rakip, iki yıl önce, yarı finalde, kendi evinde bizi mağlup eden Real Madrid’di. Fenerbahçe geçen sezon onları playoffta süpürerek intikamını almıştı. Bu kez “alacaklı” taraf İspanyollardı.

Real Madrid, kadrosuna yaptığı eklemelerle bu yıl daha iyi bir görüntü çizdi ve normal sezonu, MVP Ödülü’nün bu yılki sahibi Sergio Llull önderliğinde lider bitiren ekipti. Buna rağmen “mekanın sahibi” olan, sağlığına kavuşan Fenerbahçe karşılaşmanın favorisiydi. Beklendiği gibi Sinan Erdem Spor Salonu’nun tamamına yakını Fenerbahçeli taraftarlardan oluşuyordu.

Mücadeleye hızlı başlayan da sarı lacivertliler oldu. Real Madrid’in boyalı alana yaptığı her atağı geri püskürten Ekpe Udoh, İspanyol ekibinin adeta dengesini alt üst etti. Hücum tarafında her zamanki gibi topu paylaşarak doğru atışlara giden Fenerbahçe, çok geçmeden farkı çift hanelere çıkardı.

Fenerbahçe ile özdeşleşen “boğucu savunma” bu maçta farkı yaratan ilk noktaydı. EuroLeague’in en iyi iki hücum takımından biri olan, asist/top kaybı oranında ilk sırada yer alan Real Madrid, Sergio Llull’un bire bir çabaları dışında bırakın sayı atmayı, uzun süre topu çembere dahi atamadı. İlk yarının bitmesine altı dakika kala, Fenerbahçe 13 sayı öndeyken, yıllardır yaptıkları gibi işler yolunda gitmediğinde ortamı gerip kaostan yarattıkları enerjiyle ayağa kalkmak istediler. İspanyolların yıldız aktörlerinden Rudy Fernandez başroldeydi. Perdeden çıkmaya çalışırken teması hissedip arkadan kendisini kovalayan Datome’ye dirsek sallayan Rudy, istediğini aldı. Luigi Datome ne yazık ki Fernandez’in tuzağına düşmüş ve karşılık vererek gerginliği körüklemişti.

Oyunun durduğu anlarda Fenerbahçe konsantrasyonunu tamamen kaybetti. Kaostan beslenmek konusunda uzmanlaşmış Real Madrid’in tecrübeli oyuncuları ise bunu fırsata çevirmek için hazırdı. Sergio Llull ve Trey Thompkins’in basketleriyle 11-0’lık bir seri yakalayan Madrid, yalnızca iki dakika içinde skoru 26-24’e getirdi ve oyuna tutundu. Ne yazık ki yarı final, bu tip tuzaklara düşmek için hiç de doğru bir yer değildi.

İkinci çeyreğin kalan kısmında ise, üzerindeki yüksek baskı nedeniyle zorlanan Bogdan Bogdanovic sahne aldı. Hücumda organizasyonu üstlenip bulduğu basketlerle takımına oksijen maskesi olan Sırp yıldız, Jan Vesely’nin de partiye katılmasıyla Fenerbahçe’yi krizden çıkarttı. İlk yarının sonu geldiğinde Fenerbahçe 44-34 öndeydi. O gerginlik sonrası yaşanan krize rağmen çok çabuk reaksiyon vermiştik. Fenerbahçe artık, kaosun içinde boğulup giden o iki yıl önceki takım değildi. Real Madrid’in “kısa yoldan” kazanma ihtimali yoktu, Fenerbahçe’yi “yenmeleri” gerekiyordu.

Üçüncü çeyreğin başında Gustavo Ayon, o ana kadar sahanın açık ara en iyisi Ekpe Udoh’un aklına girmek için oyun dışı bir sertlik yaptı. Amaçları yine Fenerbahçe’yi gerginliğe sürükleyip düzenden çıkartmak, kaosa çekmekti. Ancak Ekpe Udoh bu tuzağa düşmeyecek kadar akıllı ve tecrübeli bir oyuncu. O harekete cevabını, daha kararlı ve sert şekilde “basketbol oynayarak” verdi. Udoh, o andan sonra öylesine odaklandı ve agresif oynadı ki eminim Gustavo Ayon’un aklından “iki faul yapıp, çıksam mı acaba?” düşüncesi geçmiştir. Öyle böyle domine etmedi “evrenin en yakışıklı insanı.” Boyalı alanı kararttı, çıktı kısaları bire birde durdurdu, orta mesafe şut soktu, asist yaptı, top çaldı, ikinci şans yarattı… Yapmadığı hiçbir şey yoktu.

Alev alan Jaycee Carroll’ın üçlüklerine Udoh ve Kalinic’ten sürekli cevap geliyordu. Fenerbahçe, son çeyreğe 63-50 önde girdi. Dördüncü periyotta atak yapmaya niyetlenen Real Madrid’in gücü ancak farkı altı sayıya kadar indirmeye yetti. Sergio Llull maç sonunda öyle bitmişti ki, gözlerinin altında torbalar oluşmuştu sanki. Kontrolü hiç kaybetmeyen “mekanın sahibi” yarı finali 84-75 kazanarak yoluna devam etti.

Ekpe Udoh bu karşılaşmada 38 dakika sahada kaldı. 8/12 isabetle 18 sayı, 12 ribaund, 8 asist, 1 top çalma, 2 blok ve 36 verimlilik puanıyla mücadeleyi tamamladı. En büyük yardımcısı, 12 sayı, 6 ribaund, 6 asist, 4 top çalma ile x faktör olan Nikola Kalinic’ti. Ancak Udoh öyle bir performans gösterdi ki Kalinic’in harika oyunu bile gölgede kaldı. Real Madrid geçen yılki playoffun intikamını almaya gelmişti. “Biz o hesabı kapattık -dedi Ekpe- ÜSTÜ KALSIN”

14 of 18

Yarı final: ”Üstü kalsın!”

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler